ONURLU OLMAKTURGUT KOÇAK (TSİP GENEL BAŞKANI)
20 EKİM 2022
Yeni bir fırıldak Kubi örneği sergileyen Mehmet Ali
Çelebi’nin AKP Grup toplantısında AKP’ye geçiş anları vardı.
Teğmenken kendisine AKP ve AKP’nin Fetöcüleri kumpas kurmuşlar ve de
gözaltına alınıp tutuklandıktan sonra tutuklanmış olan Çelebi
Mahkemede “ATATÜRK’ün askeriyim” diye savunma yaptığı için o dönemde
çeşitli çevrelerce yüreklilik gösterdiği savıyla hem övülmüş hem de
daha sonra CHP tarafından milletvekili adayı gösterilerek seçilmiş
ve milletvekili olmuştu.
Bu kişi önce İnce’nin kurduğu Memleket Partisi’ne geçmiş daha sonra
da oradan da ayrılarak AKP’ye kapağı atmıştı. Bu yüzden de adı geçen
kişi haklı olarak eleştirilmiş, dönekliği yüzüne vurulmuştu.
Dün grup toplantısında kendisine partiye geçiş töreni yapılmış,
kendisiyle bizzat Erdoğan konuşarak bu geçişle ilgili aralarında
kısa bir konuşma geçmişti. Kürsüye çıkan Çelebi AKP Grup
Toplantısı’nda “Bir Atatürk askeri olarak Türkiye mücadelesinde
yanınızdayım” dedi. Aralarında geçen konuşma ise şöyle:
- Çocuk kaç tane?
- Doktora yapıyor… kariyer… (eşi de orada)
- Olmaz ya, çocukta olmalı. Sayıları arttırmak lazım, eşin kaç
yaşında?
- 46.
- Allahtan isteyelim devam. Çocuk çok önemli. Bak PKK’nın 5, 10, 15
tane var…
Şimdi biz böylelerini eleştirirsek yazdığımız yazıyı paylaşamayacak
mıyız? Bırakalım parti genel başkanı olarak konuşup yazmayı, yurttaş
olarak bile yazamayacak, konuşamayacaksak bu şaka gibi insanlara
ağzımızı açıp da hiçbir şey söyleyemeyeceksek. Bizler niye varız ki?
Ölelim daha iyi. Bir köşeye sinmiş, ya da sindirilmiş olarak
yaşayacaksak öyle bir yaşam bizim gibilerin neyine? Biz birilerinin
emir uşağı mıyız ki onlar bize yaz diyecekler yazacağız? Sus
diyecekler susacağız? Sonra da kalkıp ülkede demokrasicilik oynayıp
bizimle dalga geçenlerin debdebe içinde geçen yaşamlarının ve
iktidarlarının devamı için payanda olacağız öyle mi? Biz diyeceğiz
ki Amasra’daki cinayettir, sorumluları hesap vermeli, öyle kader
planı sözlerine karnımız tok. Onlarsa sesimizi kısacaklar, bizim
yargı önünde birilerinin hesap vermesini istememiz suç sayılıp bizim
soluğumuz kesilmeye kalkılacak öyle mi? Hani maden ocağı cinayeti
için “Kader planı” tanımlaması yapanlar bir balon kazası için farklı
bir kıstas kullanarak bu işin kader planında olduğunu
söylemeyecekler sonra da balonun pilotu tutuklanacak. Ne iyi değil
mi?
Evet, hiçbir kimse ya da kurum kendisini yargı yerine koyup ne ceza
kesebilir ne de yaptırım uygulayabilir. Eğer bir ülkede bağımsız
yargı varsa ancak ve ancak oraya suç duyurusunda bulunabilir. Peki,
tamam da bu böyle mi oluyor? TELE1’e RTÜK 3 gün ekran karartma
cezası veriyor. Sosyal medya paylaşımlarına engel konuyor. Daha Dün
AYM Başkanı Zühtü Arslan, “Yargıya inancın sarsılması bir devletin
başına gelebilecek en büyük felaketlerden biridir” dememiş miydi?
Bir ülkede yargıyı ellerinde sopa gibi kullanmaya kalkan, yargının
işine gelmeyen kararlarını hiçe sayan, tanımayacaklarını
söyleyenlerin yapıp ettikleri neydi öyleyse?
Benim eleştiri yazımın paylaşılması engellenmiş. İyi tamam da o
zaman parti olarak bize nasıl muhalefet yapmamız öneriliyor? Ya da
açıktan açığa iktidara karşı muhalefetlik yapamazsınız denilmiş
olmuyor mu?
Kapitalizm budur işte. Sömürü düzeninin devamı için bu sistemi
savunanlar canları istediğinde burjuva demokrasisini
kullanabilirsiniz derler, sıkıştıklarında ise siyasi gericilik
dönemini başlatıp baskıları ellerinden geldiğince arttırmaya
çalışırlar. Bu da mı olmadı faşizme başvururlar. Bizler sayısız
faşist uygulamalara tanık olmuş ve de bizzat bu uygulamaları
iliklerine kadar yaşamış insanlarız. Teslim olmuş muyuz? Olmamışız.
Peki, bundan böyle olur muyuz?
Asla…asla…asla…
Tarih gerçek sosyalistlerin teslim olduğunu yazmamıştır. Tarih insan
onuruna yaraşmayan sömürü düzenine sosyalistlerin boyun eğdiğini de
yazmadığına göre elbette mücadele edeceğiz. Elbette insanın insan
tarafından sömürülmediği, özgürlüklerinin ellerinden alınmadığı, bir
düzen için bir dünya düzeni için bizleri de kimse yolundan
çeviremeyecektir. Çünkü vicdanımız var, çünkü kimseye zorbalık
yapılmasını kabul edemeyiz, insanın insan tarafından sömürülmesine
olur demeyiz…
ONURLU OLMAK BUNU GEREKTİRİR.