9 EYLÜL İZMİR’İN KURTULUŞU
TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)
09 EYLÜL 2022
Bu hacı hoca takımından bu ülkenin çektiğin nedir
acaba? Yaşamlarında Elif cüzü ve ezber Kuran okumanın dışında doğru
dürüst kitap bile okumayanlar ellerine geçirdikleri her fırsatı
değerlendirerek Cumhuriyet ve laiklik karşıtı sözlerini her fırsatta
dile getirmek için göbeklerini çatlatıyorlar. Hani Osmanlı Tarihi
bilmediğimiz bir tarih olsa neyse de bizim bildiğimiz ama onların
gerçekleri asla bilmedikleri tarih üzerinden konuşmalarına doğrusu
diyecek o kadar çok şey var ki bunların hangi birisini ele alsak
günlerce işin içinden çıkamayız.
Yorum yeteneğinden uzak, ezber üzerinden tarih bildiklerini
sananları aktarım yolu ile sürekli ortalığı velveleye verip
duruyorlar. Bugün gelinen noktada bunlar AKP ve saray iktidarı ile
birlikte iyice yüreklenmiş olacaklar ki cahilinden sözüm ona
üniversite bitirmişine kadar herkes cahil cühela takılarak
özledikleri din devletinin ve şeriatın egemen olması için hiçbir
fırsatı kaçırmıyorlar. Doğru dürüst ne diyalektik ve tarihi
materyalizmden haberleri var ne de insanlık tarihinden. Bir sürü
safsatayı din halka yutturmaya çalışıyorlar.
Bunlara bırakalım çok eski zamanları 200 yıllık tarihi bile hiç ama
hiç bilmediklerine adım gibi eminim. Bunlar ne köleci
imparatorlukları ne feodalizmi ne de feodalizmin bağrında yeşeren
kapitalizmi bilmedikleri gibi uluslaşma hareketinden bile kesinlikle
haberleri yoktur. Kaldı ki kapitalizmi bilmeyenler emperyalizmin ne
olduğunu nereden bileceklerdir? Bu yüzden de çürümüş Osmanlı
İmparatorluğunu ve kapitalizmin emperyalist evresini nasıl kavramış
olacaklar da paylaşılan Osmanlı topraklarını ve Anadolu’da bir
köşeye sıkıştırılmış Türk halkını ve Anadolu insanının durumunu
kavramaları mümkün olsun.
İkinci Paylaşım Savaşı sonrası ortaya çıkan işgal hareketinde
bunların öve öve bitiremedikleri padişahları da dahil kendilerini
kurtarmak için İngiliz himayesine sığınmış olmalarını ve Anadolu’da
başlayan kurtuluş mücadelesinin ne olduğunu hele de işin içinde
hainlik söz konusu ise anlamaları olası mı? O günün bu teslimiyetçi
işbirlikçi dincileri ile bugünün teslimiyetçi dincileri arasında var
olan bağlılığı dikkatli bir araştırma ile bütün çıplaklığı ile
ortaya çakarmış olmamıza karşın bugünkülerin benzerliklerini en ince
noktasına virgülüne kadar bilmediğimiz mi sanılıyor.
6. Filoyu kıble yapıp namaza duranlar yıllar sonra iktidar oldular.
Bunlardan birisi de hiç kuşku yok ki Eski TBMM Başkanlığı yapmış
olan İsmail Kahraman’dır. Kahraman’a bakarsanız ne Anadolu işgal
edilmiş ne de işgalcilere karşı tek kurşun atılmıştır. Bu yüzden de
Rize’de konuşuyor. Şehirlerin kurtuluş hikayesine inanmadığını bu
yüzden de şehirlerin kurtuluşunun kutlanamayacağını söylüyor.
Kutlansa kutlansa fetihler kutlanabilirmiş. Siz şu kafaya bakın hele
bir adamın kafası günümüzde hala fetihlere çalışıyor. Bu yüzden de
İzmir’in ve İstanbul’un kurtuluşu için ne “Kim demiş” diye başlıyor
ve “Tek kurşun bile atmadık ki “Neyin kurtuluşuymuş” diye soruyor.
Doğrudur kendisi gibi düşünen o günün Osmanlı dincileri tek kurşun
bilet atmış değillerdir fakat 15 yaşında şehitliklerde yatan Anadolu
çocukları zaten onlardan olmadığı için görmezlikten geliniyor.
Evet, eşyayı adıyla çağırmak lazım. Bu topraklarda işgalcilere karşı
canla başla dövüşüldü ve nihayetinde de o dönem emperyalist
olmamakla birlikte emperyalizmin desteğinde Yunan orduları Polatlı
yakınlarına kadar geldiler. Ancak bozguna uğratılıp 9 Eylül 1922
yılında taslarını taraklarını toplayarak denize dökülüp İzmir’i terk
etmek zorunda kaldılar. Bu yüzden yaşanan bu geçmişi bizler de
unutamayız tarih zaten hiç unutmaz.
Ancak halklar sonsuza kadar birbirleriyle düşman kalacak
değillerdir. Daha doğrusu halkların birbirine düşman olmadığını
Anadolu’nun işgali sırasında Yunan Komünistleri işgale karşı çıkarak
göstermişler ve yine Yunan işgalcileri tarafından da komünist Yunan
askerleri kurşuna dizilerek katledilmişlerdir. Yani durum şudur
sömürücü erkler ister Yunanlı ister Türk olsun hiç fark etmez. Kendi
iktidarları için halkları birbirine düşman etmek için her yolu
denerler. Şu an Recep Tayyip Erdoğan’ın da Yunan Başbakanı Kriakos
Miçotakis de aynı şekilde politika yaparak alabildiğine
milliyetçiliği körükleme peşindedirler. Bu gibi politikalara geçit
vermeksizin ama 9 Eylül’ün de anlamını bilerek hareket etmek ayrıca
bütün istismara kapıları kapatarak iki halkın kardeşliğini savunmak
sosyalistliğimizin bir gereğidir.
Yoksa sömürücü kapitalist sağcı iktidarlar iş başında kalsınlar diye
onların politikalarına hizmet eder bir yerde durmak hiç de aklın
alacağı bir şey değildir.