turgutkocak2009@hotmail.com

GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI

"HER GÜN"


MİLLETİN İRADESİ Mİ, İKTİDARIN ALİCENGİZ OYUNLARI MI?

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

25 NİSAN 2022

Bizler bugüne kadar duymadığımız kadar çok “millet iradesi” sözünü işitiyoruz. Bu sözlerin söylenmesi iyi de bugüne kadar milletin iradesi ne zaman egemen olmuş, ne zaman milletin iradesinin gerçekleşmesi için yönetim erkini ellerinde bulunduranlar bu işin kolaylaşmasına yarayacak adımlar atmışlar elimizde elle tutulur bir örneğimiz var mı? Ancak hız kesmeksizin konuşuluyor işte. Bir iktidar gücü yerindeyken millet iradesine saygılıymış gibi görünse de ne zaman şanslar biraz değişse hemen millet iradesinin kısıtlanmasına yönelik adımlar bir çırpıda gündeme geliveriyor.

İşte bu yüzden bir sürü engellemelerin yanına bir de barajlar ekleniyor ki ortada konuşulacak millet iradesi falan kalmıyor. AKP ve saray iktidarı artık baraj yüzce kaç olursa olsun seçimleri kazanamayacağı aklına iyice yattıktan sonra öyle bir seçim yasası ile halkın önüne çıktı ki artık bu saatten sonra millet iradesinden falan söz etmemizin olanağı kalmadı. Ama bütün bu gerçeklere karşın yine de millet iradesi sözünü neredeyse duymadığımız an olmuyor.

AKP ve saray iktidarı seçim yasasında değişiklikler yaptı. 2023 Haziran’ında yapılacak seçimlerde bu yasa geçerli olacak. Seçimlerin tarafsızlığının sağlanması için daha önce göstermelik de olsa bazı bakanlar önceden görevlerinden ayrılırdı, şimdi AKP ve saray bunu elinin tersiyle sildi attı ve bizler seçime seçimin güvenliğinden sorumlu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile gireceğiz. Yani Soylu’ya, Adalet Bakanı’na, Ulaştırma Bakanı’na güvenmek zorundayız tabi yerseniz. Sonra yargı gözetiminde olması gerektiği savunulan seçimler de yargıya da iktidar el attı. İl, İlçe Seçim Kurulları Başkanı’nı belirleyen yasayı da değiştirdi. İktidar değiştirdiği yasa ile artık kolaylıkla yandaş bir yargıcın başkanlığında seçimlere gidebilecek. En kıdemli yargıç böyle bir görevi üstlenecekken artık bu göreve getirilecekler birinci sınıf yargıçlar olacak ve onlar arasından seçilecek. Nedeni nedir biliyor musunuz? Birinci sınıf yargıçların hemen tamamının bu iktidar tarafından atanmış olması. Alın size bir kaya nerenize dayarsanız dayayın örneği bir şey…

Bir de Recep Tayyip Erdoğan her bir şeyden muaf tutuluyor. Bunun ne anlama geldiğini varın siz hesap edin.

Sonra bir de YSK’nın durumu var. YSK seçimler üzerinde ayrıca bir başka bela gibi duruyor. O YSK ki İBB seçimlerini iptal ederken kazanılmadığı halde kazanılmış görünen Üsküdar Belediyesi ve de İstanbul’un diğer ilçelerindeki seçimleri iptal etmedi. Yani Üsküdar seçimleri atı alan Üsküdar’ı geçti sözleriyle bitiriliverdi.

İBB seçimlerinde oylar çalınmasın diye CHP milletvekilleri oy torbalarının üstüne yatmak zorunda kaldılar. İktidar ise kendi kazandığı yerleri millet iradesine bağlarken kazanamadığı yerlerde millet iradesinin olmadığı sonucuna vardı ki daha sonra HDP’nin kazandığı tüm belediyelere bir bir kayyumlar atandı. CHP’li belediyelere ise baskı üstüne baskı uygulanıyor. Bir de YSK’nın son dakika mühürsüz oy pusulalarını sayması suçu var ki hiç unutulamaz çünkü o oy pusulalarıyla Türkiye Parlamenter sistemden tek kişilik sisteme geçmiş oldu.

Bugün Cumhuriyet’in kazanımlarında ortada eser bırakılmadı. Başka TBMM olmak üzere bütün kurumlar kurum olmaktan çıkarılıp AKP ve saraya birer hizmet kapısına dönüştürüldü. Ortada çiğnenmeyen ne yasa kaldı ne de alışılagelmiş kurallar.

Bu yüzden sandık güvenliğinin nasıl sağlanacağı çok ama çok belirsiz. İktidar denetimi engellemek için nelere başvuracak bilemiyoruz. Bu yüzden muhalefette yer alan partiler bu gerçekler ışığında çok daha etkile ve hileleri önleyici tedbirler almak zorundalar ama iktidar güvenlik güçlerini kullanarak bu doğrultuda nelere başvurur gerçekten de kestirmekte güçlük çekiyoruz. Seçmen kütüklerinin doğru yazılıp yazılmadığından tutun da mükerrer oy kullanımına kadar bu iktidar her yola başvuracak gibi görünüyor. Yani uygulamalara baktığımız zaman herkesin sonuçlardan ikna olacağını gösteren hiçbir şey söz konusu değil.

Seçim güvenliği ülkemizde bu denli yakıcı bir görünüm arz ediyorsa bilinmeli ki iktidar oyları çalmak için her şeye başvuracaktır. Böyle bir yol tek kişilik iradenin geçerli olduğu tüm ülkelerde görülmüştür ki daha kolay uygulanabilmektedir. Bunca yaşadığımız anormallikler gösteriyor ki sözünü ettiğimiz bu hileler kesinlikle yapılacaktır.

Millet iradesine sahip çıkma işi iktidar partilerinin tekelinde değildir. Burada sonucu partiler de gerektiği kadar tayin edecek değildir.

Kendi iradesine sahip çıkabilen bir seçmene gereksinim var ki çalışmalar da bu doğrultuda yoğunlaştırılmalıdır…
 


TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN "HER GÜN" BAŞLIKLI ÖNCEKİ YAZILARI

ANA SAYFA