turgutkocak2009@hotmail.com

GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI

"HER GÜN"


DURUP DURURKEN KABULLENMEK

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

08 OCAK 2022

AKP ve saray iktidarı işbaşına geldiği günden bu yana yavaş yavaş kurbağanın ısınması gibi bir yol izleyerek bizlerin hak olarak bildiğimiz ne varsa onları tek tek elimizden aldı ve sonuçta geldiğimiz nokta sanki olağanmış gibi bir duygu içinde kalıverdik ortalıklarda.

Gelinen noktada AKP ve saray iyice sıkıştığı için ve de her gün yaptığı zamlarla halkın anasını ağlattığından içten içe korku da yaşıyor olmalı ki halkın sokağa çıkmaması, iktidarın her yaptığını evinde sessizce oturup kabul etmesi için Anayasa’ya açıkça ters düşen sözleri Erdoğan suratımıza çakı çakıverdi. Neymiş efendim, sokağa dökülünecekmiş, kimse böyle bir şeyi aklından bile geçirmesinmiş. Çünkü 15 Temmuz’da darbe girişiminde bulunan Fetöcülere ne yapılmışsa sokağa çıkanlara da o yapılacakmış.

Bir kez Fetöcüler kendisinin iktidar ortağıydı. Bu yüzden de bütün valiler, polis müdürleri ve emniyet müdürleri bu iktidar tarafından atanmıştı hemen tamamı da Fetöcüydü. Fetöcüler gözümüzün içine baka baka ordudan tutun polise, Milli Eğtim’den tutun Sağlık Bakanlığı’na özetle tüm kurumlara kadar her alanda iktidarın bilgisi içinde hem örgütlenmişler hem de buralara bir güzel yerleşmişlerdi. Harp Okulları alavereli bir şekilde fetöcü öğrencilerle doldurulmuş, polis teşkilatı da aynı şekilde Fetöcülerin etki alanına sokulmuştu. Aynı yöntemle yargı bile onların hizmetine sunulmuş onlar da bir güzel örgütlenmişlerdi. Orduda yapılan onca uyarılara karşı terfi edilen subaylar içinde başı çeken bizzat Fetöcü subaylardı ve bunların hepsinin terfisinde de Erdoğan’ın parmağı vardı. Bu yüzden de Ergenekon, Casusluk vb. davaların açılmış olması bu ülkenin tarihinde kayıtlıdır. Bu yüzden de Fetöcü kalkışmayı apayrı yere komamız gerekmektedir.

Öyleyse bir benzetme ile Recep Tayyip Erdoğan bu ülkenin ilericilerini, devrimcilerini, sosyalistlerini niye tehdit etmek gibi bir yola başvurdu? Sokakta gösteri yapmak, basın açıklaması, gösteri ve yürüyüş bu ülkenin insanlarına yasak mıydı? Yoksa Anayasal bir hak mıydı? Açarsınız Anayasa’ya bakarsınız hak mıymış yoksa yasak mı? Ama hak olduğu halde Erdoğan niye kalkıp da durup dururken böyle bir söz söylemeye gerek duymuştu? Yukarıda söyledik. AKP ve saray iktidarı ülkeyi öyle bir çıkmazın içine soktu ki gerçek odur ki Türkiye var olmak ve olmamakla karşı karşıya geldi. Bütün bunların artan tepkiye dönüşmesindense iktidar korku duyuyordu.

Bin başka önemli nokta da Erdoğan iktidarını ortalığa korku salarak sürdürmek istediği için bu sözleri söylüyordu. Ayrıca tecrübe ile sabitti ki bu iktidar iktidara geldiği günden beri pek çok hak ve özgürlükleri tek tek ortadan kaldırmış, sonuçta da kaldırma konusunda başarılı olmuştu. Yığınlar ise sürecinde ellerinden alınan ne varsa olağanmış gibi görmeye başlamışlardı. Üstelik bunun böyle olmasında muhalefet partilerinin de payı büyüktü. Çünkü her hak kaybında halk sokağa çıkmak istese aman AKP ve saray iktidarı zaten provokasyon yapmak istiyor ekmeğine yağ çalmayalım denildi. Sonuçta gelinen noktada ise anayasal haklarımızı kullanamaz hale geldik.

Mecliste temsil edilen partiler ve de özellikle sağ partiler halka sürekli olarak sokağa çıkmayın etmeyin gitmeyin çağrısı yaptıklarından halk da ne yapsın aman provokasyona gelmeyelim hesabından dizini kırıp evlerine çekildi. Ortada sadece sol ve sosyalist partiler kaldı. Bu partilerin gayreti de haklarımızı bağırta bağırta elimizden alan iktidara yetmediğinden küçük gösterilerle yetinildi. Şimdi ise gösteri için sokağa çıkmak eh bayağı zorlaştırıldı.
Öyleyse ne olacak?

Mecliste bir cumhur ittifakı var bir de millet ittifakı. Birisi tek adam iktidarını savunuyor diğeri parlamenter sistem deyip duruyor. Bir yandan da AKP ve saray iktidarından yani tek adam yönetiminden bir kurtulalım denilerek halka sessizlik öneriliyor.

Şimdi size soruyoruz? Parlamenter sistem gelince ne değişecek? Bugün bazı partilere bakıyoruz hepsinin ajandasında neoliberal politikalardan başka bir uygulama yapılamayacağını görüyoruz. Bu durumda siz geldiğinizde halkın yaşamında neyi, nasıl değiştireceksiniz de geniş halk yığınları kuru ekmekten kurtulup özlediği bir yaşamın kapısından adımlarını içeri atacaklar? Evet, AKP ve saray iktidarının her anlamda zulmü yüzünden artık halkın canına tak etmiştir tamam, anladık da salt bu tak etmişlikten yola çıkarak iktidar olduğunuzu varsayalım siz nasıl iktidarınızı sürdürmek istiyorsunuz? Ekmek yoksa iş yoksa hak ve özgürlükler kullanılamayacaksa, sosyal devlet olgusu bile politikalarınızın olmazsa olmazı değilse kime ne anlatmış olacaksınız?

Neyse görüldüğü gibi bu taraf cadı kazanı. Bu yüzden de sosyalizmi amaç edinenlere söyleyelim söyleyeceğimizi? TSİP’i TİP’i, TKP’si TKH’si, Sol Parti’si, EMEP’i ile birlikte davranmanın yollarını arayacak mıyız aramayacak mıyız? Böylece HDP ile daha sıkı bağlar kurarak adımlar atma hesabımız var mı yok mu başından bilelim de ona göre bir tutum alalım.

Erdoğan da çıkıp sokağa çıkanları gidecekleri yere kadar kovalarız deyip durma yürekliliği gösteremesin…


TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN "HER GÜN" BAŞLIKLI ÖNCEKİ YAZILARI

ANA SAYFA