turgutkocak2009@hotmail.com

GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI

"HER GÜN"


2021’İ HEDER ETTİK 2022 HEDER OLMASIN!

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

02 OCAK 2022

Öyle görünüyor ki 2022 yılı ülkemiz ve geniş emekçi halkımız için çok önemli bir yıl olacak. Yığınlar bir yandan yaşam derdine düşecek bir yandan da tepelerinde Demokles’in kılıcı gibi sallanan iktidarla mücadele edeceklerdir. 2022 yılı ister erken seçimle olsun, isterse iktidarın ilan ettiği gibi 2023 yılında seçimler yapılsın ya yaşadığımız karanlığın perdesi aralanacak ya da daha karanlık günlerin içine düşeceğiz.

Bu işin ortası yoktur.

Biz sosyalistlerin karamsarlıkla işi olmaz olmamasına da gerçekleri de göz ardı ederek Polyanna’cılık oynamayız. Olup bitenlere baktığımız zaman çok büyük bir tehlike çemberinin ortasında kalmış gibiyiz. İşler iyi gitmese de neyi niçin yaptığını iyi bilen bir iktidar söz konusu iken salt iktidarın ekonomik ve diğer pek çok başarısızlığından yola çıkarak iktidarın gideceğini düşünen bir muhalefet var ki bu tavrın anlaşılması hiç mi hiç olası değildir. Pek çok muhalif milletvekillerinden duyduklarımız bizleri şaşırtıyor. Onlara göre iktidar gidici. Ancak bu gidicilik neye dayandırılıyor belirsiz. Öyle esnaf gezip durmayla, sızlananların sızlanmalarını ekrana taşımayla bu işler olabilseydi tarih boyunca tarihi değiştirenler kesinlikle sızlananlar olurdu fakat tarihte böyle bir şeyin olduğuna tanık olunmuş değildir. Tarihi değiştirenler ve yeniden yazanlar bu yüzden toplumsal gelişmeleri devrimci bir anlayışla inceleyip devrimci bir şekilde değiştirmek görevi hep ama hep sınıf mücadelelerini doğru anlayıp doğru bir şekilde değiştirmek için mücadeleye atılanlarca gerçekleştirilmiştir.

2021 yılına şöyle bir göz attığımız zaman neler görüyoruz neler. Din neredeyse devlet yönetiminin belirleyicisi haline getirildi. İnce ince dinsel ögeler öne çıkarılırken Cumhuriyet’in bütün kurum ve kuruluşlarının da işlevleri değiştirildi. Neyi konuşsak iş getirilip getirilip dine dayandırılıyor. Yargı var mı yok mu belirsiz hale geldi. Ekonominin yönetilmesi bile dini caizlik üzerinden sorgulanıp uygulanmaya başlandı. Erdoğan NASS’la bizleri uyutmaya çalışırken emrindeki Ziraat Katılım Bankası Allah adıyla başlayan faizin caizliğiyle ilgili bir görüşü boyayıp bizlere din adına satmaya kalkıştır. Bundan böyle vurgunculara bizim sırtımızdan hibe kisvesi altında paralar pompalanacak.

Bu arada ülke siyasal İslamcı kimliğe büründürülerek iktidar piyasada oyun kuracağını sanıyor olmalı ki bu yönde bildiğimiz, bilmediğimiz bir sürü adımlar atılmış durumda. Cumhuriyet’in ne olup ne olmadığını bilmiyor değiliz ama AKP ve saray iktidarı eliyle Cumhuriyet’ten geriye hemen hemen bir şey bırakılmış değil. Gündeme bile getirilmesi önemli tartışmalar yaratması gereken ne varsa artık bugün tartışma konusu haline getirilmiş. İktidar İslami devlet anlayışı yolunda epey adım atmış görünüyor. İşte bütün bunlar yüzünden getirdiklerini kaybetmeyi göze almayacak bir iktidardan söz ediyoruz ve diyoruz ki bu iktidar birilerinin sandığı gibi kolay kolay koltuğu terk edemez. Etmediğinde de muhalefetin elinde ne var işte bunun hesabını iyi yapmak gerekiyor. Atı alanın Üsküdar’ı geçmesiyle karşı karşıya kalınabilir. Tıpkı Anayasa oylamasında Erdoğan’ın “Atı alan Üsküdar’ı geçti” dediği gibi…

Son zamanlarda KPSS’yi tartışıyor ve ne büyük haksızlıklar yapıldığından dem vuruyoruz. Onca zamandır KPSS yok muydu? Sözlü sınavlar gündeme niçin getirilmişti şimdi mi anladık? İktidarlar uzun zamandır hemen devletin her kurumuna bu anlayışla personel almıyorlar mı? Polisi, ordu mensupları ve diğer kurumda çalışanlar işe nasıl yerleştirildi bugüne kadar hiç mi fark etmediniz de gençlerin koyduğu tepki üzerine bu işi akıl eder hale geldiniz?

Arkadaş İslami yapılanma başlangıcından bugüne hız kesmeden devam etti ediyor. Baksanız ya Süleyman Soylu, “Biz bir şey yapmıyoruz, bize yaptıran Allah’tır! Allah’tır! Allah’tır!” demedi mi? Ağızlardan tek kişilik rejim suçlaması hiç düşmüyor tamam da rejimin İslami bir hal alması da büyük bir tehlike değil mi?

Muhalefet olanları görüyorsa hazırlığı nedir? Dün yapılan zamlar sonrasında bırakalım yapsınlar nasıl olsa zamlar bunları zayıftır düşüncesinin ötesinde yığınlara nasıl bir güvence veriyor? Ya da verebiliyor mu?

Sonra sol ve sosyalist partiler ne durumdalar? Bu yapılar ne yaparım da örgüt fetişizmini haklı kılarımın ötesinde bir şeyler yapılıyor da bizim mi haberimiz yok? Sol ve sosyalist kesimlerle ilgili daha bir kapsamlı yazıya gereksinim olduğu için genel olarak değerlendirimimizi sürdürelim. 6 Parti bir araya gelmiş, şunda anlaşmışlar, bunda anlaşmışlar, daha nelerde anlaşacaklar da toplumun karşısına çıkıp düşüncelerini kamuoyu önünde tartıştıracak hale gelecekler? Tufan ortamındayken acaba sözü edilen ve anlaştık denilen konuları tartışmaya fırsatımız olacak mı? Kaplumbağa hızıyla iş yaparlar ancak masallarda rakiplerini geçerler. Yaşadıklarımız masal olmadığına göre bu iktidarın onca zulmünden ve halka yaptıklarından bu ülkeyi ve halkı kurtarma şansınızın yüzdesi nedir? Meral Akşener’in önüne çıkıp “Bizi kurtarın” anlayışı içinde olanlara sözümüz çok aslında da haydi bu söze değer verilsin diyelim kim kimi nasıl kurtaracak? Bu muhalefet neye hazır ki neyi nasıl değiştirip kurtarıcı rolüne soyunacak?

Hazırlık çok yönlü olmalı. Seçimler sırasında seçim güvenliğinden tutun da hukuk, hak ve özgürlükler, dinin politikaya alet edilmemesi, daha bir sürü şey bir şeyleri telaffuz etmekten bile çekinen bu sağcı kafalarla mı değiştirilip halka güven verilecek? İş salt AKP ve saray iktidarının iş başından gitmesiyse onları bile aratacak sağ anlayışlardan ülke ve ülke insanı nasıl yakasını kurtaracak?

Başkanlık sistemi adı cumhurbaşkanlığı olarak anılsa da eşyayı adıyla çağırmak lazım nasıl değiştirilecek? Değiştirmenin kilidi işlevini görecek olan Cumhurbaşkanı adayı kim olacak? Sağ partilerin dayattığı adaya olur verilirse kazanması ayrı bir sorun olarak karşımıza çıkması bir yana böyle bir kimlik seçimi kazansa bile toplumun isteği doğrultusunda değişimlerden yana olabilecek mi? Bu işin var mı böyle bir garantisi? Bu yüzden de aday konusunun nasıl çözüleceği hiç düşünülüyor mu? Son dakika golüyle halk hayal kırıklığına uğratılırsa nelerin yaşanabileceğini ölçüp biçiyor muyuz?

Unutmayalım muhalefete seslenirken Erdoğan herhalde “Bunlar daha iyi günleriniz” diye boşuna seslenmiş değildir. Bütün bu gerçekler ışığında bu iktidara karşı yüksek bir enerji ve toplumun daha da politikleşmesiyle mücadele yürütebilir ve onları ancak bu şekilde gönderebiliriz. Sosyalistlerin ise mücadelesi bir şeylerle yetinmenin çok ötesindedir bunun da altı5na kalın çizgilerle çizelim de söylediklerimizi anlamamakta direnenler biraz kolaylık sağlamış olalım.

2021’İ HEDER ETTİK 2022 HEDER OLMASIN!


TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN "HER GÜN" BAŞLIKLI ÖNCEKİ YAZILARI

ANA SAYFA