“VERESİYE VERE VERE KALMADI KALMADI”
TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)
07 OCAK 2020
Bu oyun havasını
hepiniz bilirsiniz.
“Veresiye vere vere kalmadı kalmadı Allah canımı almadı almadı”
Birçokları Amerika’nın indi bindi hallerini demokrasi sanıp övgüler
düzer. Oysa ABD’de gerçek anlamda demokrasinin D’sinden bile söz
edilemez. Daha da önemlisi demokrasi demek salt seçimlerin
yapılması, Cumhuriyet Parti kazanırsa onun iktidarı alması,
demokratlar kazanırsa iktidarın demokratların eline geçmesinden
ibaret değildir.
ABD bir yandan polis devletidir diğer yandan da burada geçerli olan
Pentagon hükümleridir. ABD’de yaşayan milyonlar içinse yaşam öyle
herkesin atıp tuttuğu gibi çok da güzel geçiyor değildir. Bugün
siyahlar ve göçmenler ağır yaşam koşulları altında ezilmekte,
sıradan Amerikan halkının da durumu hiç de parlak değildir. Sokaklar
evsiz insanlarla doludur. Gecenin bir saatinde ABD’nin büyük
kentlerinin birçok sokak ve caddelerinde hemen hiç kimsenin can
güvenliği bile yoktur. Polisin öldürmeye varan keyfi davranışlarına
sık sık tanık oluyorsak bu da boşuna bir şey değildir.
İyi de ABD bu noktaya nasıl geldi? Biliyorsunuz dünyayı kasıp
kavuran, soyup soğana çeviren ABD’nin kapitalist/emperyalist sistemi
için işin içinde ABD yurttaşı varmış çok da önemli değildir. Sistemi
tehdit eden örgütlü kim ya da kimler varsa hepsi bizzat ABD polisi
ve silahlı kuvvetlerinin tehdidi altındadır. En küçük bir tehlikeli
çıkış bile ABD’de şiddetli bir şekilde bastırılır.
Bununla birlikte ABD, dünyanın dört bir yanına demokrasi götürmek
savı ile ünlüdür. Tamam, hepimiz biliyoruz dünyanın hiçbir yerine
ABD aracılığı ile demokrasi falan götürülmemiş aksine faşist ve
diktatöryal uygulamalar egemen kılınmıştır fakat birçoklarımız hiç
değil ABD’de demokrasi var, yaşam düzeyi çok yüksek, herkesin aşı,
işi var diye düşünüyordu ama bütün bunların koskoca bir yalan olduğu
da en küçük bir durumda bile ortaya çıkması engellenemedi.
Ne zaman Amerika’da bir olay yaşansa, milyonlar sokağa dökülür ve
pek çok mağaza ve işyerleri yağmalanır. Bu salt ahlaki değer
yoksunluğundan değildir elbette. Çünkü ABD’de yoksulluk ve
eşitsizlik dünyanın pek çok ülkesinden bile kat kat fazladır.
Ama bizim burada asıl anlatmak istediğimiz şey ABD
kapitalist/emperyalist sisteminde demokrasi aramanın beyhudeliğidir.
Bununla birlikte ABD yöneticileri sanki kendi ülkelerinde demokrasi
tavan yapmış gibi konuşur ve hangi ülkenin canına okunacaksa oraya
demokrasi götürmekten söz edilir ya işte ABD demokrasi götüre götüre
kendi ülkesinden bir şey bırakmamış. Durum bu olduğu için de ABD
demokrasi açısından tamtakır kuru bakır olarak kalıvermiş. Yazımızın
başlığında da söylediğimiz gibi ABD’nin “Veresiye vere vere kalmadı
kalmadı / Allah canımı almadı almadı” bir hali var.
Trump nasıl bir kimliğe sahip?
Irkçı, Ku Klux Klancı birisi. Amerika’da başkan seçildikten sonra
yapıp ettikleri ortada. Ama hakkını yemeyelim Trump bir gerçeği
bütün dünyanın gözünün içine adeta soktu. O da ABD’de demokrasinin
falan olmadığı. Seçimlerin sonuçlarını büyük tekellerin belirlediği.
Bildiğiniz gibi Trump zengin. Zenginliğine güvenerek seçimlerde ve
sonrasında hamle üstüne hamle gerçekleştirdi fakat ABD’nin büyük
tekellerinin Trump gibi adamların zararını gördüklerini düşündükleri
için ağırlıklarını demokrattır diye değil Biden’a daha kendilerine
istikrar açısından uygun buldukları için seçimi kazanmasını
sağladılar. Trump’sa bende güçlüyüm diyerek yandaşlarını her
fırsatta sokağa çağırdı. Oylarımızı çaldılar sözü üzerinden
yürüyerek son bir deneme yapmaya kalkıştı ve yandaşlarını Beyaz
Saray ve Kongre binasının önünde toplayan Trump yandaşlarına kongre
binasını işgale varan hareketlerde bulunmaları için sözler sarf
etti. Dolayısıyla önce 1 gün daha sonra da Washington’da 15 gün
sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Şimdi dünyanın pek çok kapitalist ülkesi ve Batı’nın saldırı ve
savaş örgütü NATO Amerika’da yaşanan olaylar için sükûnet çağrısında
bulunuyorlar.
Eee ne yapacaklar başka?
Öyle ya sıra kendi ülkelerine de sıçrarsa kapitalizmin hali nice
olur değil mi? Ama bir de olayların ABD’de başka eyaletlere sıçrama
tehlikesi var ki bekleyip onu da göreceğiz nasıl olsa…