turgutkocak2009@hotmail.com

GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI

"HER GÜN"


NE YAPABİLİRİZ?

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

21 ARALIK 2020

Ülke öyle bir noktada ki nereye el atsanız elinizde kalıyor. Ekonomi çökmüş. Son birkaç ay içinde öyle zamlar bindirilmiş ki halk artık kuru ekmeğe bile muhtaç hale gelmiş. Kuru ekmekle karın doyurmak bile açlık sayılmayıp yoksulluğun ortadan kaldırıldığı bir şekilde okunmuş ki AKP’nin bakanları, valileri, kaymakamları, milletvekilleri, belediye başkanları hepsi burunlarının ucunu göremez hale gelmişler. Bu yüzdendir ki saray 2021 yılı bütçesini ‘Kuru Ekmek Bütçesi’ olarak meclise getirmiş ve ‘Kuru Ekmek Bütçesi’ de AKP ve MHP’nin oylarıyla kabul edilmiş.

Bazıları bu işe çok şaşırıyor. Şaşırmaya ne hacetse artık, ne bileyim şaşırıyor işte. Bir düşünün; Çubuk’ta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na apaçık bir linç girişiminde bulunulmuş, bu linç girişimi kim tarafından nasıl organize edilmiş hepsi görüntülerde ve sonraki tartışmalarda apaçık belli yine de yargı yargılığını yapmayıp kılını bile kıpırdatmamış, sonra gün gelmiş Çubuk’ta mahkeme önünde sanık sandalyesinde oturanlar öyle pişkinlik göstermişler ki bu pişkinlik halleri bile suç unsuru taşırken yargı makamında oturanlar alenen görevlerini yapmaktan çekinmişler yeni yeni suçlar işlenmesinin de kapısını taaa ardına kadar açmışlardır.

Bu kadar değil elbette. Bu ülkede yine Kılıçdaroğlu’na Alaattin Çakıcı tarafından tehdit sözleri savrulup mektuplar yazılmış yine kimsenin gıkı çıkmamış. AKP bu konuyu yokmuş gibi es geçerken MHP Lideri Bahçeli de “Alaattin Çakıcı dava arkadaşımız” diyerek sahiplenme yürekliliğini gösterebilmiştir. İyi tamam da bu olay yaşanınca ‘cumhur ittifakı’ dışında kalan parti, pırtı her ne varsa onlar neden seslerini yeterince duyurmadıkları gibi daha bir cılız sesle geçiştirme gereği duymuşlardır? Madem bazıları kendilerini demokrasiden yana görüyor, niçin bu sözler söylenince on binlerce kişi sokağa dökülüp tehlikeli boyutlara varan ya da varacak olan böylesine bir davranışın önünü kesmek için bütün güçlerini ortaya koymuyorlar? Türkiye’de sağ niçin demokrasi söz konusu olunca ortalıktan tüyüveriyor? Buraya kadar anladık da sol ve sosyalist sol niçin konuyu geçiştirmek yönünde birkaç cılız tepkinin dışında bu konuyu önemsemedi? Niye herkes aman yılanı ürkütmeyelim havasında davranıyor? Peki, böyle davranarak mı AKP ve saray tarafından değiştirilmiş olan rejimin önüne geçilecek? Ya da ne bileyim şöyle mi düşünülüyor, ‘bırakalım burjuva partileri birbirlerini yesinler’. Diyelim ki böyle düşünülüyor, burjuva partileri birbirlerini yiyince sol ve sosyalist yapılar sonuç almak için nasıl bir mücadele vermenin hesabındalar?

Şu korona virüs salgını çıktığında iktidarın tutum ve davranışını ele alıp eleştiren Türk Tabipler Birliği için Bahçeli ve saray ne dedi? “Terörist, vatan haini, PKK uşağı, bu örgüt hemen kapatılmalı.” Eee sonuç ne oldu? Ne olacak TTB’nin her dediği gerçekleşirken iktidarın söylediği hiçbir şey doğru çıkmadığı gibi binlerce yurttaşımızın ölümüne neden olmadı mı?

Siyaseten aynı suskunluk pek çok şeyde olduğu gibi TTB’ye karşı iktidarın saldırısı sırasında da gösterildiği için iktidar da bildiğini okumaya devam ediyor. Böyle durumlarda önerimiz şudur. Kim kendisini demokrasi güçlerinin içinde olarak görüyorsa ortaya çıkıp yapılanları kimsenin yanına bırakmamalıdır ki iktidar da her yaptığım yanıma kar kalır hesabıyla yeni yeni yaptırımlara girişebilme cesareti gösteremesin. Yoksa karşılaşılan her soruna edilgen olarak verilen yanıtın bugüne kadar nasıl bir yararı olmadıysa bundan sonra da olmayacağı artık akıllara dank etmelidir.

Aman efendim rektörleri ata kimsenin gıkı çıkmasın, rektörlerin her biri gericiliğin birer alameti farikası olsunlar. Anayasa Mahkemesi’nin üyelerini ata, bazılarından memnun olma onların yerine de 12 yıllığına canın kimi isterse onu ata ve bu ülke nasıl olacaksa hukukun işlediği bir ülke olsun? Memur atamaları iktidarın istediği gibi kurumların başına atanan yönetim kurulu üyeleri de iktidarın istediği gibi kişilerden olsun bizler de oturup belki demokrasi gelir, belki reform yapılabilir diye bekleyelim öyle mi?

7 Haziran seçimlerinden sonra bu ülke neler yaşadı? Onca kan ve gözyaşı sonrasında AKP çark eden MHP’nin de ray değiştirmesi sonucu yüzde 49 civarında oy alıp iktidara gelsin diye mi? Geldi de ne oldu?

Şu an yaşadıklarımız oldu. HDP’nin elinden belediyeler birer birer alınıp kayyuma verilirken de susmamış mıydık? Sustuk. Sonra ne oldu? AKP ve saray iktidarı MHP ile birlikte canımıza okumuyor mu?

Biz yine de belki yararı olur diye anımsatalım. İspanya’da yapılan bazı yanlışlıklar nedeniyle Franko iktidara geldi ne kadar iktidarda kaldı biliyor musunuz? Tamı tamına 36 yıl. Hem de Avrupa’nın göbeğinde. Eğer bizler de eşyanın doğasına uygun davranamaz ve de demokrasi güçleri olarak gücümüzü birleştiremez isek 2023 yılında da iktidar bunların elinde kalabilir.

Hem öyle oy yüzdesiyle falan değil, kalır bağırta bağırta kalır, bilelim de…


TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN "HER GÜN" BAŞLIKLI ÖNCEKİ YAZILARI

ANA SAYFA