NE YAPABİLİRİZ?
TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)
21 ARALIK 2020
Ülke öyle bir noktada
ki nereye el atsanız elinizde kalıyor. Ekonomi çökmüş. Son birkaç ay
içinde öyle zamlar bindirilmiş ki halk artık kuru ekmeğe bile muhtaç
hale gelmiş. Kuru ekmekle karın doyurmak bile açlık sayılmayıp
yoksulluğun ortadan kaldırıldığı bir şekilde okunmuş ki AKP’nin
bakanları, valileri, kaymakamları, milletvekilleri, belediye
başkanları hepsi burunlarının ucunu göremez hale gelmişler. Bu
yüzdendir ki saray 2021 yılı bütçesini ‘Kuru Ekmek Bütçesi’ olarak
meclise getirmiş ve ‘Kuru Ekmek Bütçesi’ de AKP ve MHP’nin oylarıyla
kabul edilmiş.
Bazıları bu işe çok şaşırıyor. Şaşırmaya ne hacetse artık, ne
bileyim şaşırıyor işte. Bir düşünün; Çubuk’ta CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu’na apaçık bir linç girişiminde bulunulmuş, bu
linç girişimi kim tarafından nasıl organize edilmiş hepsi
görüntülerde ve sonraki tartışmalarda apaçık belli yine de yargı
yargılığını yapmayıp kılını bile kıpırdatmamış, sonra gün gelmiş
Çubuk’ta mahkeme önünde sanık sandalyesinde oturanlar öyle pişkinlik
göstermişler ki bu pişkinlik halleri bile suç unsuru taşırken yargı
makamında oturanlar alenen görevlerini yapmaktan çekinmişler yeni
yeni suçlar işlenmesinin de kapısını taaa ardına kadar açmışlardır.
Bu kadar değil elbette. Bu ülkede yine Kılıçdaroğlu’na Alaattin
Çakıcı tarafından tehdit sözleri savrulup mektuplar yazılmış yine
kimsenin gıkı çıkmamış. AKP bu konuyu yokmuş gibi es geçerken MHP
Lideri Bahçeli de “Alaattin Çakıcı dava arkadaşımız” diyerek
sahiplenme yürekliliğini gösterebilmiştir. İyi tamam da bu olay
yaşanınca ‘cumhur ittifakı’ dışında kalan parti, pırtı her ne varsa
onlar neden seslerini yeterince duyurmadıkları gibi daha bir cılız
sesle geçiştirme gereği duymuşlardır? Madem bazıları kendilerini
demokrasiden yana görüyor, niçin bu sözler söylenince on binlerce
kişi sokağa dökülüp tehlikeli boyutlara varan ya da varacak olan
böylesine bir davranışın önünü kesmek için bütün güçlerini ortaya
koymuyorlar? Türkiye’de sağ niçin demokrasi söz konusu olunca
ortalıktan tüyüveriyor? Buraya kadar anladık da sol ve sosyalist sol
niçin konuyu geçiştirmek yönünde birkaç cılız tepkinin dışında bu
konuyu önemsemedi? Niye herkes aman yılanı ürkütmeyelim havasında
davranıyor? Peki, böyle davranarak mı AKP ve saray tarafından
değiştirilmiş olan rejimin önüne geçilecek? Ya da ne bileyim şöyle
mi düşünülüyor, ‘bırakalım burjuva partileri birbirlerini yesinler’.
Diyelim ki böyle düşünülüyor, burjuva partileri birbirlerini yiyince
sol ve sosyalist yapılar sonuç almak için nasıl bir mücadele
vermenin hesabındalar?
Şu korona virüs salgını çıktığında iktidarın tutum ve davranışını
ele alıp eleştiren Türk Tabipler Birliği için Bahçeli ve saray ne
dedi? “Terörist, vatan haini, PKK uşağı, bu örgüt hemen
kapatılmalı.” Eee sonuç ne oldu? Ne olacak TTB’nin her dediği
gerçekleşirken iktidarın söylediği hiçbir şey doğru çıkmadığı gibi
binlerce yurttaşımızın ölümüne neden olmadı mı?
Siyaseten aynı suskunluk pek çok şeyde olduğu gibi TTB’ye karşı
iktidarın saldırısı sırasında da gösterildiği için iktidar da
bildiğini okumaya devam ediyor. Böyle durumlarda önerimiz şudur. Kim
kendisini demokrasi güçlerinin içinde olarak görüyorsa ortaya çıkıp
yapılanları kimsenin yanına bırakmamalıdır ki iktidar da her
yaptığım yanıma kar kalır hesabıyla yeni yeni yaptırımlara
girişebilme cesareti gösteremesin. Yoksa karşılaşılan her soruna
edilgen olarak verilen yanıtın bugüne kadar nasıl bir yararı
olmadıysa bundan sonra da olmayacağı artık akıllara dank etmelidir.
Aman efendim rektörleri ata kimsenin gıkı çıkmasın, rektörlerin her
biri gericiliğin birer alameti farikası olsunlar. Anayasa
Mahkemesi’nin üyelerini ata, bazılarından memnun olma onların yerine
de 12 yıllığına canın kimi isterse onu ata ve bu ülke nasıl olacaksa
hukukun işlediği bir ülke olsun? Memur atamaları iktidarın istediği
gibi kurumların başına atanan yönetim kurulu üyeleri de iktidarın
istediği gibi kişilerden olsun bizler de oturup belki demokrasi
gelir, belki reform yapılabilir diye bekleyelim öyle mi?
7 Haziran seçimlerinden sonra bu ülke neler yaşadı? Onca kan ve
gözyaşı sonrasında AKP çark eden MHP’nin de ray değiştirmesi sonucu
yüzde 49 civarında oy alıp iktidara gelsin diye mi? Geldi de ne
oldu?
Şu an yaşadıklarımız oldu. HDP’nin elinden belediyeler birer birer
alınıp kayyuma verilirken de susmamış mıydık? Sustuk. Sonra ne oldu?
AKP ve saray iktidarı MHP ile birlikte canımıza okumuyor mu?
Biz yine de belki yararı olur diye anımsatalım. İspanya’da yapılan
bazı yanlışlıklar nedeniyle Franko iktidara geldi ne kadar iktidarda
kaldı biliyor musunuz? Tamı tamına 36 yıl. Hem de Avrupa’nın
göbeğinde. Eğer bizler de eşyanın doğasına uygun davranamaz ve de
demokrasi güçleri olarak gücümüzü birleştiremez isek 2023 yılında da
iktidar bunların elinde kalabilir.
Hem öyle oy yüzdesiyle falan değil, kalır bağırta bağırta kalır,
bilelim de…