turgutkocak2009@hotmail.com

GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI

"HER GÜN"


HAK, HUKUK, ADALET VE EŞİTLİK

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

26 EYLÜL 2020

Türkiye’de adaleti, eşitliği, eşit ve kardeşçe yaşamayı onca belayı, cezayı, her şeyden mahrum edilmeyi göze alarak kimler savunur?

Elbette ki aydın, emekten yana bir dünya görüşü olan insanlar savunur.

Peki, bütün bunların karşısında yer alanlar kimlerdir diye sorarsanız; onlar da din alıp din satan, milliyetçilikten gözü dönmüş, sömürü ortamını savunan baskıdan yana olan sağcılardır o kadar.

Dünden bugüne özellikle de çok partili sisteme geçildikten sonra halkın dini duygularını sömüren hangi partiler olmuştur? Sağcı partiler.

Menderes’ten, Demirel’den, Türkeş’ten, Erbakan’dan, Turgut Özal’dan tutun da Bahçeli ve AKP Genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a kadar bu böyle süregelmiş bir durumdur. Üstelik bu sağcı partiler, halkın iyiden ve güzelden yana ne gibi istekleri varsa vaat olarak tümünü kendilerinde varmış gibi göstererek sahte görüntüler yaratarak halkı tam anlamıyla öyle bir kıskaca alırlar ki anlatılacak gibi değildir. Yani bunların tümü bu konularda öyle ustalaşmışlardır ki kimse bunların eline su bile dökemez.

Yıllarca adalet duygusuyla yanıp tutuşanların kandırıldıklarını görmekten artık illallah dedik.

Gün geldi CHP’nin adalet, hak, hukuk istemi bile toplum katında karşılık buldu. Bu karşılığın çığ gibi olmasa da yeterince büyümesi bile gerçekleştirilemediyse eğer bunun beceriksizliğini masaya yatırmadan işin içinden çıkmamız olası değildir.

Bugün ülkemizde Türk/İslam senteziyle toplum dibine kadar ayrıştırılmak isteniyor.

HDP’ye çekilen operasyonun da özünde bu gerçek yatmaktadır. Bunların toplumun hak, hukuk, adalet ve eşitlik istemine verecek bir yanıtları bile olmadığı halde bugün bu politikaların bayrak edilip toplumun başına çuval geçirme gayretlerinin altında bu anlayış vardır ve bu anlayışa göre toplum bütünüyle terörize edilerek Türk/İslam sentezcileri baskın çıkmanın peşindedirler.

Bütün bunların karşısında farklı program ve anlayışları olan ilerici, demokrat, devrimci ve sosyalist kesimleri birarada tutacak bir silaha gereksinim vardır ki o silahta hak, hukuk, adalet ve eşitlik isteği olabilir. Bu birlikteliğe gereksinimimizin yaşamsal bir noktada olması bizlerin de nasıl davranması gerektiğine dair bir ışıktır aslında ama niyeyse bu bir türlü gerçekleştirilememekte, bir güç odağı olarak ortaya çıkılamamaktadır.

Adalet yok, hak, hukuk, eşitlik yok. Var olan duruma daha ne kadar katlanacağız acaba?

Ya da ne kadar katlanacağız da içine düşülen bu karanlık kuyudan çıkabilelim?

Ne bileyim çıkmak için kendimize daha ne kadar soru soralım ki aklımız başımıza gelsin?

HDP’ye çekilen operasyonun yarın kime çekilmeme garantisi var ki bir an önce toparlanıp bir güç odağı olmamak için ayak diretiyoruz anlamamız gerekmiyor mu?

Milyonları bulan işsizler niye var? Kimsenin iş garantisi niye yok? Neden yokluk, yoksulluk içindeyiz? Neden eğitim ve sağlık hizmetleri alamaz konuma düşürüldük? Neden işe alınırken sadece iktidar partisinden kimseler gözetiliyor? Devlet katında eş, dost, akraba yığınağı niye temel ilke haline getirildi? Salgın dolayısıyla ek ödenek verilmesi gereken sağlıkçılarımıza örneğin doktorlara yüzde 16 ek ödenek verilirken görevi cenaze yıkamak olan bir hastane imamının ödeneği yüzde yüz nasıl olur?

AKP ve saray iktidarının yarattığı ekonomik buhran yüzünden neden bu ülkenin yoksul yurttaşlarının sırtına vergi yükü bindirilirken zenginler korunur?

Emekliler geçinmek için niye ek iş yapmak zorunda kalırlar? Niye düşünce suçluları yaratılır, onların canına okunurken mafya artıkları dışarıya salınır? Neden iktidar yanlısı suç işlemişlere kapılar arkasına kadar açılırken cezaevlerinin kapısı haksızlıklarla, adaletsizliklerle, çalmayla, çırpmayla mücadele edenlerin üstüne kapatılır?

Neden ülkede Recep Tayyip Erdoğan eleştirildiğinde hakaret sayılır insanlara dünya dar edilirken ülkeye onca emeği geçmiş, ülkenin kurucu ve kurtarıcılarına en ağır hakaretlere göz yumulur?

Ya da neden İsmet İnön’ünün kızı kalkıp babasını anlatmak için ne kadar inançlı olduğunu ve babasının beş vakit namazı kaçırmadığını anlatmak zorunda kalır? Sizce bu mesajı İnönü’nün kızı kime ya da kimlere vermek ister?

Geceli gündüzlü içsavaş çığırtkanlığı yapan ve de silahlanmadan söz edenlerin kıllarına bile dokunulmazken Selahattin Demirtaş’a niye Kobani pususu kurulup yeni bir operasyon için harekete geçilir?

Adalet yoksa, hak, hukuk ve eşitlik yoksa kim bize böyle bir düzende yaşamamız için boyun eğdirebilir?

Evet, KİM?


TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN "HER GÜN" BAŞLIKLI ÖNCEKİ YAZILARI

ANA SAYFA