turgutkocak2009@hotmail.com

GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI

"HER GÜN"


SAĞLIKÇILAR ÖLÜRKEN

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

04 EYLÜL 2020

AKP ve saray iktidarı öyle başarıya susamış öyle susamıştır ki hangi konuyu açsanız başarılarıyla övünüyorlar. Bugüne kadar duymadım ki şu konuda da başarısız olduk demiş olsunlar. Bu yüzdendir ki korona virüs salgını başladığı günden bu yana da hiç alttan alır bir söz etmiş değiller.

Bu iktidara bakılırsa dünyanın hiçbir yerinde hiçbir iktidar onlar kadar başarılı değildir. Hatta Çin’de kısa bir sürede korona virüs salgınının kökünü kurutan Çin bile bunların yanında yaya kalmıştır. Ettikleri onca tepeden sözler var ki bugün bu sözlerin bir tanesini ile bile bu iktidarın yüzleşecek hali yoktur. Ülkemizde herkes yaşamını yitiriyor, sağlıkçılar da yitiriyor fakat bunların başarı grafiği sürekli yukarda niyeyse…

Salgında hastalığa yakalananların yüzde 19’unun sağlıkçı olmasının anlaşılmayacak bir yanı yok çünkü eylemli olarak hastalarla iç içeler. Bu konuda susuldu, susuldu en son Sağlık Bakanı açıklamak zorunda kaldı ki meğer 29 bin 865 sağlık çalışanımız hastalığı kapmışlar. 52 Sağlık çalışanı yaşamını yitirmiş. Sağlık çalışanlarının örgütlerinden gelen bilgi ise 37’si doktor olmak üzere 75 sağlık çalışanı yaşamını yitirmiş.

Bütün bu gerçeklere karşın sağlık çalışanlarının sesini duyan, onlara olumlu bir yaklaşım gösteren bir iktidar var mı? Yok.

Dünyanın birçok ülkesi sağlık çalışanlarını gözettiği için korona virüsle mücadele sırasında çalışanların başına bir iş gelirse hak kaybına uğramamaları için onlara kolaylıklar sağladı. Örneğin bu hastalıktan ölümle karşılaştıklarında emekli sayılma ve bu hastalığın meslek hastalığı olarak kabul edilmesi ile birlikte elde edebilecekleri birçok haklardan yararlanmaları sağlandığı halde bizim ülkemizde şimdiye kadar bu yönde atılmış bir adım söz konusu bile değildir. Sözün özeti devlet ülkemizde sağlıkçıların ölüm ve hastalanmalarının sorumluluğunu almak istemeyen bir tutum içindedir.

İyi de bu davranış sağlıkçıların sorunlarını nasıl etkiliyor acaba? Sağlık çalışanlarının sorunları bu şekliyle daha da ağırlaşıp artmıyor mu? Bir yandan şiddetle karşı karşıya kalan sağlık çalışanları öte yandan da kendilerine ödenmesi gereken ek ödenekler konusunda da verilen sözlere karşın ortada dişe dokunur bir şey yok. Üstelik ayrımcılık yapıldığı da ortada. Şu an itibari ile ise ödenek şu bu hak getire. Özel sektör zaten sağlık çalışanlarına doğru dürüst bir ödeme yapmıyor. Bu yüzden de genel anlamda söylersek onca riskin yanında bir de sağlık çalışanları geçim sıkıntısı içine düşürülmüş durumda.

Verilen sözler çoktan unutuldu bile. Ayrıca atanamayan yüz binlerce sağlıkçı var. Ortada olan güvensizlik nedeniyle sağlıkçılar moralsizler. Kendileri ve yakınları için kaygı içindeler. Bu yüzden de sağlık çalışanlarından verimli olmalarını beklemek gitgide zorlaşıyor. Hatırlı kimselere sayısız test yapıldığı biliniyor ama sağlık çalışanları risk altında oldukları halde doğru dürüst test bile yaptırmaktan yoksun durumdalar.

Sağlık çalışanları yanlış alanlarda kullanılıyor. Alanları olmadığı halde diş hekimlerinin filyasyon ekibi adı altında sahaya sürülmesi, birçok uzmanın kendi branşı dışında koşturtulması ortada iyi yönetilmeyen bir durumun olduğunu gösterdiği gibi alanı dışında görev verilenler ister istemez kendi branşlarıyla ilgili olarak değersizlik duygusuna kapılıyorlar. Özetle bu konuda yerinde yapılan bir iş bölümü de söz konusu değil.

Dün alkışlarla destekler göründüğümüz sağlık çalışanlarının gözümüzün önünde tükenme noktasına gelişleri iktidarın yanlış politikaları yüzünden daha da ağırlaşırken bu yüzden istifaların yaşandığını, emekliliğe ayrılındığını ülkece hep birlikte seyrediyoruz.

Önümüz sonbahar. Öyle görünüyor ki korona virüs salgını ile birlikte başka virütik hastalıklar da gündeme gelecek. Bu yüzden de sağlık çalışanlarına olan gereksinimimiz çok daha artacak. Dolayısı ile çağlık çalışanlarının sorunlarının çözülmesi için onlar dinlenilmeli, örgütleri muhatap alınıp konuşulmalı ve sorunların çözümü için daha etkili adımlar bir an önce atılmalıdır.

Yoksa atı alan Üsküdar’ı geçtiğinde hep birlikte ağlaşsak bile nafiledir.

İktidar da bir an önce nafile eğleşmelerle zaman yitirmemeli çalışanların meslek örgütlerine kulak vermelidir.


TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN "HER GÜN" BAŞLIKLI ÖNCEKİ YAZILARI

ANA SAYFA