turgutkocak2009@hotmail.com

GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI

"HER GÜN"


ÜLKE BÖYLE YÖNETİLİR

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

27 MART 2020

Ekonomik krizin iyice azgınlaşmasına mı neden oldunuz, hiç mi hiç aldırmayacak; yığınların karşısına geçip “bakın, şimdi burası çok önemli” dedikten sonra yakın bir zamanda krizden çıkılacağının muştusunu vereceksiniz ama kriz ortadan kalkacağına daha da derinleşecek. Zamlar yapacak, halkın iliğini kemiğini sömüren kararlar alarak sanki hiçbir şey olmamış gibi yeniden yeniden halkın karşısına çıkarak ortalığın güllük gülistanlık olduğunu da söylemek yüzünüzü bile kızartmayacak. Sonra efendim; ülke varlıklarını birer ikişer yabancılara ve onlarla işbirliği içinde olan işbirlikçi sermayeye peşkeş çektikten sonra yine aynı numaraya yatıp yığınların pembe düşler görmelerini sağlayacaksınız. Enflasyon mu almış başını gitmiş, ne var ki bunda her şey bir telefona bağlı, telefon edersiniz istediğiniz rakamlar söylenir olur biter. Yağmaya sonuna kadar kapı aralar, en kolay ve en hızlı bu iş nasıl yapılır diye düşündükten sonra 1 kişiye yetkiyi verdiniz mi olmuş bitmiştir. Sonra para mı gerekli en stratejik elinizde neyiniz varsa bizim köy büyüklüğünde olan Katar’a satar, en güzel arazileri de onlara ve Müslüman ülkelerdeki zenginlere satar işin içinde sıyrılıp çıkarsınız.

Hani şu koronavirüs tehlikesi durmadan boyut kazanıyor ya önemsemeyin, bizim ülkemizi yöneten öyle bir lider var ki verdi mi emri dağlar taşlar titrer ortada virüste kalmaz virüsün yarattığı tehlikede. Ya da ne bileyim halka doğru bilgi vermez, yaşananları saklayarak herkesi susturmak için trollerinizi de ortalığa saldınız mı tamamdır. Korku havası yaygınlaşır sizler de işlerinizi tıkır tıkır yürütürsünüz.

Her gün koronavirüs bulaşanların ve yaşamını yitirenlerin sayısı yeterince doğruluktan yoksun olsa bile durmadan artıyor. Bu olup bitenler karşısında yönetenler olarak siz ne yaptığnızı, “Evde kal, dışarı çıkma!” demenin ötesinde söyler misiniz?

Yooo hakkınızı yememek gerek. Sizi ne koronavirüs durduruyor ne de ülkenin içinde bulunduğu ekonomik kriz. Bizim ülkemizde virüs için ayırdığınızı söylediğiniz ortada olmayan paraya karşın, büyük harcamaları göze alarak şu Kanal İstanbul’unuz için kazmayı bile vurmuş bulunuyorsunuz. İki köprünün dün ihalesini yaparak bizimle dalga geçer gibi toplumun paniğinden nasıl da yararlanıyorsunuz maşallahınız var. Hani bu Kanal İstanbul işini ne çok istiyorsunuz diyeceğim de sanırım tutum ve davranışlarınıza bakınca bu iş istemenin de ötesinde bir şey olsa gerektir. Bu yüzden de bizler de ister istemez yukarıda sözünü ettiğimiz zenginlerle ne alışverişiniz oldu, olacak ki bu iş de bu kadar gözü kara bir gidiş içindesiniz diye sormaktan kendimizi alamıyoruz.

Dününüzü, bugününüzü tek tek masaya yatırıp inceliyoruz da sizin için bunlarda bu konuda haklı diyeceğimiz tek bir örnek bulamıyoruz. Her şeyi çiğneyip geçtiniz. Ortada ne demokrasinin kırıntısı kaldı ne hukuk ne de adalet. Halkımıza seçimleri örnek olarak göstererek sanki demokratik bir ortamda demokratik yarış varmış gibi göstermeye çalışıyorsunuz ama diğer yüzünüzü göstermekte küçücük bile çekince duymadan HDP’li belediyelere kayyum atayabiliyor, kimi CHP belediye başkanlarının da başkanlığını düşürmekten çekinmiyorsunuz. Son olarak CHP’li Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar’ın YSK’yı devreye sokarak mazbatasını iptal ettirebiliyorsunuz.

Sonra bugüne kadar bir türlü gerçekleştiremediğiniz şu affınıza ne buyrulur? Kimleri ve ne için dışarı salmak için göbeğinizi çatlatırken nasıl oluyor da siyasi ya da düşüncesini söyledi, haber yazdı diye pek çok gazeteci ve diğer yurttaşlarımızı bu affın dışında bırakıyorsunuz? Şimdi bana af dediğim için saldırabilirsiniz fakat indirimdi, şuydu, buydu dediğiniz şey çalıyı arkasından da dolaşmış olsanız aftır bence.

Ya peki, TELE 1 ve diğer muhalif televizyonlara RTÜK aracılığı ile kestiğiniz cezalarda neyin nesidir çıkın açıklayın açıklayabilirseniz? İktidar olarak her mensubunuzun kendisini yargı yerine koyup kararlar vermeye kalkması da nasıl bir şeydir söyler misiniz?

Uzatmayalım, ülkeyi böyle yönetmek kolay gibi görünebilir. Ya da sizler; ülke böyle yönetilir sanabilirsiniz fakat bu işin hiç de öyle olmadığını nasıl olsa günü geldiğinde görüp tadacaksınız. Ülkede her gün koronavirüsten insanlarımız yaşamını yitirsin, yurttaşlara bu yüzden olağanüstü şeyler yaşatın, sonra da sanki bu olağanüstü şeyler hiç yokmuş gibi şaibeli Kanal İstanbul projesini başlattım ayaklarına yatın.

Evet, benim düşünceme göre kapitalizm insanın doğasına aykırı, halkın düşmanı bir sistem. Bu konuda an bile ikircikliğe düşmeden bunu her fırsatta söylerim ama inanın sizin kapitalizminizi bir yere koymanın olanağı bile yok. Yok, çünkü kapitalizm bu denli ahlaksız bir sistem ama buna karşın bazı sorunları bu sistemde bile çözüme ulaştırmak olasıyken bizim ülkemizde böyle işliyor olması olacak şey değildir. Dün hiç yerine koyduğunuz sağlık çalışanlarını, doktorların örgütü Türk Tabipler Birliği’ni toplantıya bile çağırmayacak ötelemeye, itelemeye kalkacaksınız sonra da canımız, ciğerimiz diye karanlıkta alkışa tutacaksınız. Sizin gerçek yüzünüz bu. Bu yüzden de ne inandırıcılığınız var ne de sorunların çözülmesinin öznesisiniz…

TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN "HER GÜN" BAŞLIKLI ÖNCEKİ YAZILARI

ANA SAYFA