turgutkocak2009@hotmail.com

GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI

"HER GÜN"


MİLLİYETÇİLİK PALAVRASI

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

22 TEMMUZ 2019

Günümüzde milliyetçi milliyetçi oturup milliyetçi milliyetçi kalkmak ne anlama gelebilir? Bunu anlamak istiyorsanız Devlet Bahçeli ve Partisi MHP’nin 2 yılını mercek altına alın ne demek istediğimizi göreceksiniz.

O kadar kısa süre içinde bir taraftan bir tarafa zıplayabilen bir politikanın en kaba haliyle savunulması Bahçeli ile birlikte hayat bulması sizce bir rastlantı olabilir mi? Ya da şöyle söyleyelim dünden bugüne MHP çizgisinde bir parti ve lideri bizleri şaşırtacak yeni olarak ne söyleyebilir? Söyleyemediğini cümle alem görüyor biliyor. Yol değiştirdiği günden bugüne siyaseten yapışıp kaldığı elinde beka meselesinden, dış tehlike mavalından ve vatan, millet, Sakarya söyleminden başka ne var? Bugüne kadar yaptığı her konuşmaya doğrusu bayılmamak elde değil. Bunca ağdalı biraz da uyaklı konuşmasını kim yazıyor gerçekten de merak eder olduk. Bu sözleri ortaya serseniz sonra deseniz ki Bahçeli ne demiş; hiçbir şey demediğini hemen görüyorsunuz. Bu yüzden de MHP ve Bahçeli’nin bu içi boşluğa karşın yine de peşinden bir gücü sürüklüyor oluşunun nedenlerini anlamaya çalışmak gerekmez mi?

Bence gerekir elbette ama şurası da bir gerçektir ki, MHP’nin ve Bahçeli’nin söylediklerini anlamak için dahi çocuklar olmaya gerek yoktur. En sıradan insanlara en kaba biçimde aidiyet ülküsü üzerinden seslendiniz mi tabiki de bir taraftar kitlesi bulabilmeniz olasıdır. Bu taraftar kitlesi ülkenin içinde bulunduğu koşullara bağlı olarak artar veya azalır ancak bu kaynağın kuruması hepten de olası değildir.

Bizler gerçi, MHP ve Bahçeli gibileri onlarla kıyaslayacak değiliz ama yine de bir benzerlik bulmak olasıdır. Bizler yaşamımız boyunca devleti çok önemseyen hatta devletin çöpüne bile dokunulmasına izin vermeyen, bu bağlamda da dış ilişkilerde bile titiz davranan sayısız bürokrat ve devlet adamı tanıdık. Bu kişilerin bir bölümünün ise olabildiğince sosyal devlet anlayışına yatkın kişilerin olduğunu da iyi biliyoruz. Sonra ne olduysa oldu, bu çağı geçmiş kelaynak kuşları gibi görülen bu kişiler ülkede kapitalizm geliştikçe ve de burjuvazi sinekten yağ çıkarırcasına her alana el atmaya başlayınca bunlar birer ikişer silinerek yok olup gittiler. Zira sözünü ettiğim kişilerin içinde Bakan düzeyinde maaş bile almayacak denli idealist kimseler varken; Turgut Özal gibi uluslararası sermaye güçlerinin işbirlikçisi konumundaki bir kişi tarafından silinip, süpürülüp yok edildiler. AKP ve saray iktidarı tarafından da bu türlerin köküne kibrit suyu döküldü ve bugün devlet katında bunları mumla aramaya kalksanız bir tane bile bulamazsınız.

Eh tabi böyleleri vardı ancak bir de gece gündüz devlet sözcüğü ile yatıp devlet sözcüğü ile kalkan komünizm karşıtlığı nedeniyle emperyalist güçlerin gladyo görevini üstlenecek denli çıkarcı, işbirlikçi, kendinden yana yontan devletçiler vardı ki bunlar da bugüne kadar geldiler ve MHP ve Devlet Bahçeli’de vücut buldular. Bu yüzdendir ki daha dün Bahçeli Karaman konuşmasında ülkenin ve ülke halkının başına bunca belayı sarmış olan AKP ve saray iktidarının koruyucubaşısı gibi konuşmalar yapıyor olması bir rastlantı olmasa gerektir. Hâlâ başkalarına illet-zillet tanımlamaları ile seslenip oraya buraya Türklük adına kükreyip durmasının altında yatan şeyler olmalı değil mi?

Ülkemizde ekonomi çökmüş, kitleler açlık ve yoksullukla boğuşurken, eğitim dibe vurmuş, sağlık hizmetleri tam anlamıyla bir vurgun sahasına dönüşmüşken muhteremin konuşmalarının hiçbir yerinde bunlardan söz ettiği tek bir sözcük bile yok. Dün komünistlere Moskova’ya diye bağıranlar bugün S-400 savunucusu kesilmişler, kıblelerini de azbuçuk Moskova’ya çevirmişlerdir. Bir de bunun yanına kendi silahımızı ve uçağımızı kendimizin yapacağı palavrasını eklediniz mi tamamdır, ne yapsın ki Karaman’da Bahçeli’yi dinlemeye gelenler? Bu göğüs kabartıcı sözler karşısında onlar da horozlanıp horozlanıp alkış tutacaklar elbette. Yokluk ve yoksulluk içinde olmanın ne önemi olabilir ki? Kömür ocağında su basması sonucunda boğuladabilirsin. Ayağında lastik ayakkabı bile olmayabilir çok mu önemli? Yeter ki bu yoksul insanların üstünden savaş uçakları cayırtıyla geçip gitsinler…

Siyasi partilerin üye ve taraftarları arasında bir araştırma yapılsa inanıyorum ki en az kitap okuyan AKP ve MHP üye ve taraftarlarıdır. Bu yüzden de onları; kaba dini duygularla ve etnik palavralarla yönetip yönlendirmek ve elde tutmak çok daha kolaydır. Çünkü bunların hiçbiri durup dururken soru bile sormazlar. Örneğin bunların sözlüğünde Ne, neden, nasıl, niye, itiraz yerine geçecek ama, fakat vb. sözcükler bile yoktur.

Sonuç olarak biz sosyalistler yığınların arasında yeterince taraftar bulamıyor ve kök salamıyorsak bilelim ki bunun nedeni çokça da cehalettendir. Bu yüzden Türkiye’de eğitim bitirilmiş, okullar imam hatipleştirilmişlerdir.

Yoksa Devlet Bahçeli’nin dink beygiri gibi dön baba dön laflarına kim kanar değil mi?

TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN "HER GÜN" BAŞLIKLI ÖNCEKİ YAZILARI

ANA SAYFA