turgutkocak2009@hotmail.com

GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI

"HER GÜN"


EDEPSİZ KİM?

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

02 TEMMUZ 2019

Bir insanda utanma arlanma olacak. Onca alavere dalaverenin içinden geçip gelenlerde sanırız böylesi bir duyguda kalmıyor olmalı ki denetimsiz konuşabiliyor. Bir insan düşünün ki ordu mensuplarına kumpas kurmak ve onları yargı ve mapusanelerde süründürmek için “bana suikast düzenleyecekler” diye onca operasyon yaptırsın. Sonra bu kişi çıksın televizyonlara böyle şeylerin olacağını söyleyerek; “Türkiye bağırsaklarını temizliyor” desin. Sizin anlayacağınız Fetöcülüğün en önde gelenleri içinde yer alarak ülkeye ve ülkenin temeline dinamitler koysun ama niyeyse kimseler onun üzerine Fetöcü diye gidemesin.

Kendisi ile ilgili bir şey konuşulurken birileri televizyonlarda ondan dürüst adamdır diye söz ederek adamı cilalayıp cilalayıp her fırsatta önümüze getirsinler. Eh tabi böyle birinde bazı özellikler olmalı ki en tepedeki kişi; “Fetöcüler bana karşı darbe yaptılar, beni ortadan kaldırmak istiyorlardı” desin amma velakin Bülent Arınç abisinden de bulunmaz Hin kumaşıymış gibi hiç ama hiç vazgeçmesin.

O kişi zaman zaman dokundurucu sözler söylese de sözünün arkasını getirmeyip söylediklerinin bile arkasında durmaktan aciz birine dönüşüp sussun. Kendisi aktif siyasetten çekiliyormuş gibi yaparak hop parlamentoya çoluğunu çocuğunu yollayarak parlamento sanki kendilerine babalarından kalma mirasmış gibi davransınlar. Öyle ya Fetönün her ayağı ayak değil ama parlamento ayağına gelince aman bir önemliler aman bir önemliler ki bir türlü onlardan vazgeçilmeyip bizim aklımızla alay edercesine parlamento ayağı unutulmaya bırakılsın.

Eh tabi bazılarının onca hünerleri ortadayken her şey de gözümüzün içine batırıla batırıla yapılacak değil ya, bu yüzden de Bülent Arınç için sanırım; “siz biraz aktif siyasetten uzak durun” denmiş olmalı ki o da öyle yapıp siyasete oğlunu veliaht bırakarak çekildi ortalıktan. Unutulmamak için de zaman zaman iyi niyetli sözler ediyormuş gibi davranarak bir şekilde kendisinden söz ettirmeyi de ihmal etmiyor tabi.

Biz sanmıştık ki Bülent Arınç kendisini siyasetten emekli edip köşesine çekildi. Meğer öyle değilmiş. Recep Tayyip Erdoğan günlerden bir gün çağırıverdi Bülent abisini Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeliği için. O da böyle bir görev verilir de duracak değil ya koştu hemen saraya. Ki o sarayda tıpkı kendisi gibi posası çıkmış ülkeye de bir hayırları olmamış başkaları da olduğu için memleket hayrına geçtiler görevlerinin başına. Kendilerine ne danışılır, bunların ne gibi birikimleri vardır ve o birikimleri ile kime nasıl hayırları dokunur hamdolsun onca süre kendilerini bilir tanırız bir yararları olmadı ama uydurulan bir görevle kimbilir belki de hayırları dokunur birilerine bilemeyiz.

Gerçekten de bu kişilerin önce hayırları kendilerine dokundu. Bunların hemen hepsi siyasetten emekli oldukları için zaten yüksek maaşları vardı ama bir arpalık kurup oradan da yararlansalar kötü mü olurdu? Öyle oldu ve 13 bin lira maaşla görevlerinin başına geçtiler. Sonra efendim bir gün duyduk ki bunlar toplanıp maaşlarına 5’er bin lira zam yapmışlar ve maaşları olmuş 18 bin lira. Eh tabi bu ülkenin politikacısı var, aydını var, hukukçusu var kısacası namuslu onca insanı var. Onlar da bu konuyu ele alıp bir güzel eleştirdikleri için Bülent Arınç’ın tepesini attırmışlar.

Sonra baktık ki bu ülkenin halkına yumuşak yumuşak davranarak etmediğini bırakmayanların ordusu içinde yer almış olan Bülent Arınç çıkmış televizyona kendisini eleştirenlere verip veriştiriyor. Neymiş efendim kime neymiş kaç para aldığı. Zaten bir hukuk bürosu varmış, işi başından aşkın orada uzlaştırma işleri yapıyormuş. Yani sizin anlayacağınız demek istiyor ki benim paraya mı gereksinimim var, şükür Allah’a vermişte vermiş. Buradan da alırsam kime ne? Allah veriyor işte.

Hemi de o yumuşak yumuşak adam gitmiş yerine tıpkı Mehmet Cengiz gibi bu milletin anasını sinkaflayan biri gelmiş. Diyor ki; “edepsizler size ne benim kaç para aldığım, sizi ne ilgilendiriyor?” Hakikaten bu sözleri dinledikten sonra bunların maaşlarının bizim vergilerimizden kesilen paralarla verilmediğini anladım. O kadar fütursuzlar ki bu durumda olsa olsa bunlar Allah’ın muhasebe kurumundan alıyorlardır maaşı kesin.

Bu durumda ülkemin güzel insanları, bu söylenenlerden ne anladınız soralım mı size? Susuyorsunuz değil mi? Madem susuyorsunuz işin bu yanına da biz değinelim öyleyse. Şahsen ben bu AKP zihniyeti kadar cüretkâr bir zihniyet görmüş değilim. Yaptıkları ne varsa öyle aleni yapıyorlar ki artık gizleme gereği bile duymuyorlar. Ya da ne bileyim ne alırlarsa delikli kuruşuna kadar hak ettiklerini düşünüyor olmalılar ki bu kadar sınır tanımaz davranabiliyorlar. Uzatmayalım bir zamanlar çok örnek verilirdi Faransa Kraliçesi Antoniette’ten. Per perişan yaşayan Fransız halkı için O demiş ki; “ne diye ayaklanmış bunlar, ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler.” Hemi vallahi hemi billahi AKP ve saray yöneticileri Kraliçe Antoniette’yi fersah fersah geçmişler de ülke işçilerinin ve emekçilerinin nasıl bir yaşam sürdüklerinden haberleri bile yok.

Uzattım aslında sözü. Bunlar için değmez değmesine de yanlarına da kalsın istemiyorum. Bülent Arınç televizyonda kendisini göreve çağırdıklarını ve bu görevi de iki nedene bağlayarak kabul ettiğini söylüyor. Birincisi insaniyetlik ikincisi de İslamiyet’miş.

Valla uzun söze gerek yok. Biz bu işin içinde insaniyetlik görmüyoruz o kesin de, İslamiyet ile ilgili söz etmeyi de gereksiz buluyoruz.

Niye derseniz; bu tür düşünceyi savunanlara bakın, ne durumda olduklarını görün o zaman anlarsınız neden böyle düşünüyoruz…

TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN "HER GÜN" BAŞLIKLI ÖNCEKİ YAZILARI

ANA SAYFA