EDEPSİZ KİM?
TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)
02 TEMMUZ 2019
Bir insanda utanma
arlanma olacak. Onca alavere dalaverenin içinden geçip gelenlerde
sanırız böylesi bir duyguda kalmıyor olmalı ki denetimsiz
konuşabiliyor. Bir insan düşünün ki ordu mensuplarına kumpas kurmak
ve onları yargı ve mapusanelerde süründürmek için “bana suikast
düzenleyecekler” diye onca operasyon yaptırsın. Sonra bu kişi çıksın
televizyonlara böyle şeylerin olacağını söyleyerek; “Türkiye
bağırsaklarını temizliyor” desin. Sizin anlayacağınız Fetöcülüğün en
önde gelenleri içinde yer alarak ülkeye ve ülkenin temeline
dinamitler koysun ama niyeyse kimseler onun üzerine Fetöcü diye
gidemesin.
Kendisi ile ilgili bir şey konuşulurken birileri televizyonlarda
ondan dürüst adamdır diye söz ederek adamı cilalayıp cilalayıp her
fırsatta önümüze getirsinler. Eh tabi böyle birinde bazı özellikler
olmalı ki en tepedeki kişi; “Fetöcüler bana karşı darbe yaptılar,
beni ortadan kaldırmak istiyorlardı” desin amma velakin Bülent Arınç
abisinden de bulunmaz Hin kumaşıymış gibi hiç ama hiç vazgeçmesin.
O kişi zaman zaman dokundurucu sözler söylese de sözünün arkasını
getirmeyip söylediklerinin bile arkasında durmaktan aciz birine
dönüşüp sussun. Kendisi aktif siyasetten çekiliyormuş gibi yaparak
hop parlamentoya çoluğunu çocuğunu yollayarak parlamento sanki
kendilerine babalarından kalma mirasmış gibi davransınlar. Öyle ya
Fetönün her ayağı ayak değil ama parlamento ayağına gelince aman bir
önemliler aman bir önemliler ki bir türlü onlardan vazgeçilmeyip
bizim aklımızla alay edercesine parlamento ayağı unutulmaya
bırakılsın.
Eh tabi bazılarının onca hünerleri ortadayken her şey de gözümüzün
içine batırıla batırıla yapılacak değil ya, bu yüzden de Bülent
Arınç için sanırım; “siz biraz aktif siyasetten uzak durun” denmiş
olmalı ki o da öyle yapıp siyasete oğlunu veliaht bırakarak çekildi
ortalıktan. Unutulmamak için de zaman zaman iyi niyetli sözler
ediyormuş gibi davranarak bir şekilde kendisinden söz ettirmeyi de
ihmal etmiyor tabi.
Biz sanmıştık ki Bülent Arınç kendisini siyasetten emekli edip
köşesine çekildi. Meğer öyle değilmiş. Recep Tayyip Erdoğan
günlerden bir gün çağırıverdi Bülent abisini Cumhurbaşkanlığı Yüksek
İstişare Kurulu üyeliği için. O da böyle bir görev verilir de
duracak değil ya koştu hemen saraya. Ki o sarayda tıpkı kendisi gibi
posası çıkmış ülkeye de bir hayırları olmamış başkaları da olduğu
için memleket hayrına geçtiler görevlerinin başına. Kendilerine ne
danışılır, bunların ne gibi birikimleri vardır ve o birikimleri ile
kime nasıl hayırları dokunur hamdolsun onca süre kendilerini bilir
tanırız bir yararları olmadı ama uydurulan bir görevle kimbilir
belki de hayırları dokunur birilerine bilemeyiz.
Gerçekten de bu kişilerin önce hayırları kendilerine dokundu.
Bunların hemen hepsi siyasetten emekli oldukları için zaten yüksek
maaşları vardı ama bir arpalık kurup oradan da yararlansalar kötü mü
olurdu? Öyle oldu ve 13 bin lira maaşla görevlerinin başına
geçtiler. Sonra efendim bir gün duyduk ki bunlar toplanıp maaşlarına
5’er bin lira zam yapmışlar ve maaşları olmuş 18 bin lira. Eh tabi
bu ülkenin politikacısı var, aydını var, hukukçusu var kısacası
namuslu onca insanı var. Onlar da bu konuyu ele alıp bir güzel
eleştirdikleri için Bülent Arınç’ın tepesini attırmışlar.
Sonra baktık ki bu ülkenin halkına yumuşak yumuşak davranarak
etmediğini bırakmayanların ordusu içinde yer almış olan Bülent Arınç
çıkmış televizyona kendisini eleştirenlere verip veriştiriyor.
Neymiş efendim kime neymiş kaç para aldığı. Zaten bir hukuk bürosu
varmış, işi başından aşkın orada uzlaştırma işleri yapıyormuş. Yani
sizin anlayacağınız demek istiyor ki benim paraya mı gereksinimim
var, şükür Allah’a vermişte vermiş. Buradan da alırsam kime ne?
Allah veriyor işte.
Hemi de o yumuşak yumuşak adam gitmiş yerine tıpkı Mehmet Cengiz
gibi bu milletin anasını sinkaflayan biri gelmiş. Diyor ki;
“edepsizler size ne benim kaç para aldığım, sizi ne ilgilendiriyor?”
Hakikaten bu sözleri dinledikten sonra bunların maaşlarının bizim
vergilerimizden kesilen paralarla verilmediğini anladım. O kadar
fütursuzlar ki bu durumda olsa olsa bunlar Allah’ın muhasebe
kurumundan alıyorlardır maaşı kesin.
Bu durumda ülkemin güzel insanları, bu söylenenlerden ne anladınız
soralım mı size? Susuyorsunuz değil mi? Madem susuyorsunuz işin bu
yanına da biz değinelim öyleyse. Şahsen ben bu AKP zihniyeti kadar
cüretkâr bir zihniyet görmüş değilim. Yaptıkları ne varsa öyle aleni
yapıyorlar ki artık gizleme gereği bile duymuyorlar. Ya da ne
bileyim ne alırlarsa delikli kuruşuna kadar hak ettiklerini
düşünüyor olmalılar ki bu kadar sınır tanımaz davranabiliyorlar.
Uzatmayalım bir zamanlar çok örnek verilirdi Faransa Kraliçesi
Antoniette’ten. Per perişan yaşayan Fransız halkı için O demiş ki;
“ne diye ayaklanmış bunlar, ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler.”
Hemi vallahi hemi billahi AKP ve saray yöneticileri Kraliçe
Antoniette’yi fersah fersah geçmişler de ülke işçilerinin ve
emekçilerinin nasıl bir yaşam sürdüklerinden haberleri bile yok.
Uzattım aslında sözü. Bunlar için değmez değmesine de yanlarına da
kalsın istemiyorum. Bülent Arınç televizyonda kendisini göreve
çağırdıklarını ve bu görevi de iki nedene bağlayarak kabul ettiğini
söylüyor. Birincisi insaniyetlik ikincisi de İslamiyet’miş.
Valla uzun söze gerek yok. Biz bu işin içinde insaniyetlik
görmüyoruz o kesin de, İslamiyet ile ilgili söz etmeyi de gereksiz
buluyoruz.
Niye derseniz; bu tür düşünceyi savunanlara bakın, ne durumda
olduklarını görün o zaman anlarsınız neden böyle düşünüyoruz…