turgutkocak2009@hotmail.com

GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI

"HER GÜN"


MURDAR

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

16 NİSAN 2019

Seçim akşamı onu bir gördük, bir daha da görmedik. Daha akşam on buçukta adam kalktı, belediye seçimlerini 3870 oy farkı ile kazandığını söyledi. Sonra ortadan bir kayboldu tam kayboldu. Bu arada bir iki twit attıysa da kimse bu twitleri pek önemsemedi. Bazı çevreler Binali Yıldırım’ın bu halini olumlayan açıklamalar yaparak birçok AKP’liden farklı bir kişiliğe sahip olduğu üzerinde durdular. Yani onca yaşananlara, demokrasinin katledilmesinde ve ülkede rejimin değiştirilmesinde oynadığı role karşın, Binali Yıldırım aklanmak istendi. Ne var ki Binali Yıldırım’ı aklamak isteyenleri değil Binali Yıldırım bizi doğruladı.

Önceden televizyona çıkıp bir açıklama yapacağı duyuruldu. Arkasından da bir yanına İstanbul İl Başkanı’nı bir yanına da bir AKP milletvekilini alarak basın toplantısını başlattı. Söylediklerinin kıymeti harbiyesi var mıydı diye soruyorsanız söyledikleri incir çekirdeğini doldurmazdı ama söyledikleri kesin Türkiye siyasi tarihinde unutulmayacak şeylerdi.

Anımsadıklarımızı satırbaşlarıyla söyleyelim. Neymiş efendim, Ekrem İmamoğlu kendisini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı nasıl ilan edebilirmiş. Bu kadar sabırsızlık yapacağına ya YSK’nın vereceği kararı beklemesi gerekmez miymiş? Sonra efendim maçlara giderek toplumda gerginlik yaratıyormuş. Oysa seçimlerde o kadar çok hile hurda yapılmış ki seçimler mundar olup çıkmış. (düzeltelim murdar) Mundar etin de kavurması olmazmış. Arada oy farkı görüldüğü gibi sayım yapıldığı için 27 binlerden 13 binlere indirilmiş. CHP’liler usulsüzlük yapmışlar. Bu nedenle de oyların sayımını engelliyorlarmış.

Bu arada anımsatalım, Maltepe’de sayım yerini basanlar AKP ve MHP’liler. Baskılarla sayım kurulunun 2’ye düşürülmesi için karar aldıranlar da onlar. Olağanüstü itiraz haklarını kullanmak için Büyükçekmece’de polis marifetiyle yurttaşların evlerine giderek baskı uygulayanlar da kendileri olduğu gibi seçmen listelerinin bu şekilde oluşmasını sağlayanlar da iktidarın ta kendisi.

Her neyse Binali Yıldırım konuşup dururken bir muhabir önceki gün Maltepe’de sayımların durdurulmasını ve sayılan sandıkların iptalini YSK’nın iptal ettiğini söylemesi ile birlikte işler karıştı. Kem küm vaziyetlerinden sonra seçimlerle ilgili değerlendirme aynı üslupla devam ettirildi.

Yani sizin anlayacağınız Binali Yıldırım böylece tarihe geçecek sözler ettiği gibi kendisini aklamaya çalışanların da çabalarının üzerine sünger çekmiş oldu.

Seçimleri Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı belliydi belli olmasına da iktidar süreci acaba niye elinden geldiğince geciktirme çabası içindeydi?

Oturup düşününce işin içinde bir Çapanoğlunun olduğunu anlamak zor değil. Öyle ya İstanbul Büyükşehir Belediyesi aracılığı ile ne büyük rant dolapları çevrilmemiş miydi?

AKP her fırsatta belediyenin olanaklarından yararlandırılıp mitinglerinde belediyenin bütün olanakları kullanılmamış mıydı?

Reklam amacıyla belediye harcamaları acaba hangi rakamlara ulaşmıştı ve bu reklamlarda kimlerin reklamları yapılmıştı?

Dinci dernek, vakıf, tarikat ve cemaatlere peşkeş çekilen para ve diğer varlıklar nelerdi acaba?

Bankamatikten aylık alanlar kaç kişiydi?

İhaleler nasıl yapılmıştı ve hangi yandaşlar zengin edilmişlerdi?

Sözün özü say say bitmeyecek denli bir talanın olduğu gerçekti gerçek olmasına da bu gerçeklerin üstü kapatılabilir miydi?

Kapatılamasa bile büyük ölçüde karartmak söz konusu olabilir miydi?

Uzatmayalım AKP’nin bu denli oyalama çabalarının elbette altı boş değildi. Bu yüzden de halkın olanaklarını iç edenlerden kesinlikle hesap sorulmalı, geciken mazbata bile hilelerin hurdaların kapatılması içinse bu çabalarda halkın gözleri önüne serilerek sorumlularından hesabı sorulmalı ki “oylarımız iç edildi” diyen Binali Yıldırım’a iç edilmek neymiş gösterilmelidir.

18 Nisan günü ülke farklı bir güne değil, yarınları için umut edebileceği bir güne uyanabilsin.

Demokrasi düşmanları da demokrasi düşmanlıklarının bedelini ödesinler, hiçbir şey yanlarına kâr kalmasın…

TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN "HER GÜN" BAŞLIKLI ÖNCEKİ YAZILARI

ANA SAYFA