turgutkocak2009@hotmail.com

GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI

"HER GÜN"


BU NASIL BİR KAFA

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

27 OCAK 2019

Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı yapmış olan AKP’li İsmet Yılmaz partisinin Sivas belediye başkan adayına oy verilmesi için öyle sözler etti ki dinleyenin ağzının açık kalmaması olası değil. Neymiş efendim, AKP adayı Hilmi Bilgin’e o verilirseymiş yarın ruz-i mahşerde (kıyamet günü) verdikleri oy berat belgelerinden biri olacakmış.

Bir insanın başka bir özelliği olmazsa inandığı dini alet etmesi kadar bizce aşağılık bir şey olamaz. Eğer yurttaşlar da İsmet Yılmaz’a inanır da bu çağrıya uygun şekilde oy verirlerse kıyamet günü neymiş, boz bulgur çorbasına nasıl muhtaç hale gelinirmiş görecekler ama iş işten de geçmiş olacaktır.

Bu yazımızda dini mini sorgulayacak değiliz ama içtenlikli bir şekilde inanç sahibi olanlara bir diyeceğimiz olmamalı mı? Bir din üçkağıtçılığa bu denli alet edilir de oy istenirse bunu yapanların ne menem kimseler oldukları hiç mi düşünülmez?

Görüldüğü gibi AKP ve saray iktidarının durumu Fethullahçılardan hiç de farklı değildir. Onlar da aynı şeyleri söyleyip aynı şekilde davranmıyorlar mıydı? Şimdi gücü ele geçiren saray iktidarının söyler misiniz onlardan farklı bir yanı var mıdır? Hem iddia ediyoruz, İsmet Yılmaz dahil pek çok AKP’li siyasetçinin biraz altını deşseniz kesinlikle Pensilvanya’ya çıkar da şimdi Fethullah Gülen’i bir tarafa itmiş görünenlerin gerçekte yapıp ettikleriyle Fetöcülerin de hiç mi hiçbir farkları yoktur.

Bu durumda sözün özü şudur; halk İsmet Yılmaz gibilere hak ettikleri dersi vermeli Ruz-i mahşer neymiş, AKP’ye oy vermek nasıl olurmuş da kıyamet günü kurtuluş belgelerinden birisi olurmuş. Eyy İsmet Yılmaz sana söylüyorum sen git bu sözleri külahıma anlat külahıma. İnsanları Allah’la kandırdığınız yetmiyormuş gibi birbirinize kıyamet günü kefil olsanız ne yazar olmasanız ne? Açıkça söylüyorum ki böylesi yalanlara soyunanların ne bu dünyada ne de inandığınızı söylediğiniz öbür dünyada yerlerinizin olmadığı bir gerçektir.

Ekonominin bu hale gelmesinde ne iktidarın suçu var ne de kapitalist sistemin. Soğan tüccarları soğanlarını depolarında sakladıkları için marketçiler de mallarını fazla fiyatla sattıkları için ekonomi bir türlü düzelmiyormuş. Oysa iktidar doları ve enflasyonu düşürmüşmüş. Bu konuda keskin uçlu konuşmalarını ise Recep Tayyip Erdoğan partisinin Gaziantep toplantısında yapıyor. Yani yapılmak istenen şey yaşanan halkın ekonomik krizinin suçunu iktidar başkalarının üzerine yıktıktan sonra sanki onlarla savaşa girişmiş bir görünüm vererek suçu üstünden sıyırmak istiyor.

Oyna ne enflasyon rakamları gerçeği yansıtıyor ne de işsizlik oranları. Bu yüzden de çarşı Pazar el yakıyor. Piyasada mallara yapılan zamlar akıl almaz düzeylerde seyrederken iktidar kağıt üzerinde milyonların gözlerinin içine baka baka yalan söyleyip milyonları kandırmaya çalışıyor. Bu yüzden de ne söylenirse söylensin, hangi tedbirler alınırsa alınsın ne yaşananlara çare oluyor ne de yıkımın önüne geçilebiliyor.

Üretim durmuş, etten samana kadar ne var ne yok dışalımının yapılması iktidar yakınlarının kazanç kapısı haline gelmiş, şimdi de Fiyatların neden bu hale geldiğine sözde şaşarak konuşan AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan çekmiş kılıcını marketlerle savaşıyor. Acaba savaşıyor mu? Dağı taşı AVM haline getirenler sanki kendileri değillermiş onlara her yerde olanak sağlamamışlar gibi konuşuyor ya asıl bizler de işte buna şaşırıyoruz.

Şaşırıyoruz çünkü söylenenlerin gerçeklerle örtüşen bir yanı yok.

Önümüzde seçimler var ya işte bu seçimler bittikten sonra da bu yönde konuşmalar sürdürülecek mi göreceğiz.

TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN "HER GÜN" BAŞLIKLI ÖNCEKİ YAZILARI

ANA SAYFA