turgutkocak2009@hotmail.com

GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI

"HER GÜN"


ZAM OYUNU

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

3 EKİM 2018

İlginç olaylar yaşıyoruz. Elektrikten doğalgaza, ekmekten iğne ipliğe kadar iktidar zam üstüne zam bindirirken Bahçeli de çıkmış hem “ittifak sürecek” diyor hem de “yaptığınız zamları geri alın” diyerek aklınca halktan yana politika izliyormuş gibi görünüyor. Bizler eskiden beri Türkiye egemen güçlerinin şark kurnazlığını bilmiyor değiliz. Aklınca Bahçeli iyi polis rolüne soyunmuş görünüyor ki işler bu kadar kötü giderken yerel seçimlerde sonuç havlu atmayla sonuçlanmasın.

Bütün bu gerçeklere karşın ekonomik kriz olmadığını söyleyen iktidar çevreleri aslına bakarsanız doğru söylüyor. Çünkü bu ülkede memurundan küçük esnafına, köylüsünden küçük üreticine en önemlisi de hayatı yaratan işçisine kadar saray iktidarının yarattığı ekonomik krizden etkilenirken bu krizden etkilenmeyenler de yok değil. Örneğin Recep Tayyip Erdoğan ve çevresinin bu krizden etkilendiği söylenebilir mi? Söylenemez. İktidarın nimetlerinden yararlanan eş dost kim varsa etkileniyor mu? Ne gezer. İktidarın ihalelerinden malı götürenleri etkiler mi bu kriz? Hiçbir zaman etkilemez. Eee peki, havuz medyası olarak adlandırılanlar etkileniyorlar mı? Asla. Eğer etkilenmiş olsalardı kağıt bu kadar pahalanınca seslerini çıkarmaları gerekmez miydi? Başka kesimler kağıt zamlarından bu denli yakınır ve iflas bayrağı çekerlerken bunların çıtı çıkmıyorsa sizce yok mu bunun bir hikmeti?

Atı alan Üsküdarı geçmiş, iktidar krizin asıl nedenlerini ortaya çıkarıp ona göre tedbir alması gerekirken o başka sularda kulaç atmaya devam ediyor. Neymiş efendim, bu ülkede spekülatörler stokçular varmış. Bir de çarşı, pazar ve semt pazarları varmış. Oralarda bazıları durumdan istifade edip fazla zam yaptıkları için her şey bu kadar pahalıymış. Bu yüzden de vatandaşlar jurnalciliğe çağrılıyor. Böyle durumları gördüğünüzde bunları ilgili yerlere hemen bildirin denilerek sözüm ona zevahir delme takma popülist politikalarla kurtarılmaya çalışılıyor. Ayrıca bütün zabıtaların da teyakkuza geçmesi isteniyor ki akıllarına göre zam yapanlara hadleri bildirilsin.

Gördünüz mü kurnazlık nasıl bir şeymiş? Sıfırı tüketen, yiyip içip harman savurarak yakınlarını Karun yapanlarda değilmiş hata. Hata pazarcıdaymış, hata esnaftaymış. Onlara hadleri bildirildiği zaman ortalık güllük gülistanlık olacakmış amma velakin dünün bizler gibi yoksulları milyarlık olmuşlar, sütte leke varmış ama onlarda leke yokmuş. Bu yaklaşım sizlerin aklına yatıyor mu? Bu nasıl bir kandırmaca ki sürgit devam ettirilebiliyor?

Recep Tayyip Erdoğan değil miydi krizi yabancıların özellikle de Amerikalıların körüklediğini söyleyen? Şimdi ne oldu da krizin mırizin olmadığı ülkemizin denetlenmesi ve sorunlarının çözülmesi için bir Amerikan şirketi olan McKinsey’e milyonlarca dolar karşılığında 16 bakanlığın denetlenmesi verildi acaba? Bu iş yapılırken bile ülke halkının aklıyla alay edilmiyor mu bu durumda? Hani bunlar yerli ve milliydi? Hani bu işi Amerikalılar manipüle ediyorlardı? İnsan bir gün önce söylediğini bir gün sonra nasıl unutur da tükürdüğünü yalar bir konuma düşer bu sorulara iktidarın yanıt verecek yürekliliği var mı?

Dün partisinin grubunda AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşuyor. Öyle sözler ediyor ki akla ziyan. Yerel seçimlerde kimse torpil için kendisine gelmesinmiş. Kim o mevkiyi kaldırabilecekse o aday gösterilmeliymiş. Yani sözün özü; ey AKP’liler bilin torpile olanak vermeyeceğiz. Acaba bu sözlerde doğruluk payı var mı? Bence yok. Yok, çünkü bugüne kadar bizzat kendisi tarafından kimler atanmışsa tam da torpil gereği atananlardır. Sanki atanan bu kişilerde bir özellik var da öyle atanmış değiller. Bunların hepsi torpilli hepsi liyakatsiz bir özellikleri var o da gözü kara yandaş olmaları. Anlamak istiyorsanız üniversitelere atanan rektörlerin siciline bakın yeter. Anlamak istiyorsanız yeni sistemde kurulan dairelere getirilenlere bakın olup bitenleri anlamakta zorlanmazsınız.

Özetle gözümüzün içine bakıla bakıla bizlere yalan söyleniliyor. Bizleri kandırmak isteyen öyle bir mekanizma kurulmuş ki işte her şey kötü ama bu mekanizmanın maşallahı var tıkır tıkır işliyor. Ülkede demek kriz yok ha? Madem yok niye zam kasırgası ortalığı kasıp kavuruyor? Madem yok bu ülkenin üreticileri niye ağlaşıyorlar? Madem yok bu ülkenin çiftçileri neden feryat figan seslerini duyurmaya çalışıyorlar? Madem yok işçiler en küçük hak isteminde bulunsalar kendilerine polisle, TOMA’larla, gözaltına alınmalarla ve tutuklanıp içeri atılmalarla karşılık veriliyor?

Hani bir şey daha var. Partiniz AKP sizin gözünüzde bu ülkenin çimentosu ya öyle olmadığını Özal’ın da öyküsünden biliyoruz.

Aynı sözleri Özal’dan da duymuştuk. Bugün o çimentonun yerinde yeller esiyor. Sizin partinizin de yerinde yeller eseceği günler inanın uzak değil.

Fitili bitmiş bir çıra gibi sönüp gidecek ortada çimento oluşunuz değil bir avuç zibiliniz kalacak o kadar…

TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN "HER GÜN" BAŞLIKLI ÖNCEKİ YAZILARI

ANA SAYFA