ANAYASA VE YASALARA AYKIRIYMIŞ
TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)
13 EYLÜL 2018
Ne olmuş? Recep Tayyip Erdoğan
Varlık Fonu Başkanı olurken damadı Berat Albayrak’ta başkan
vekilliğine getirilmiş. Şimdi ise anayasa ve yasalarla aklını
bozmuş görünen kimi hukuk insanları ise bas bas bağırıyorlar. Bu
durum anayasa ve yasalara aykırı diye. İyi de bu durumun
anayasaya ve yasalara aykırılığını siz söylüyorsunuz. Oysa
olanlar ne? Olanlar, getirilen sistemin kendi yasalarını
yaratmış olması değil mi? Kanadoğlu bütün bunların sanki hiç
farkında değilmiş gibi kalkmış bizlere anayasa ve yasa dersi
veriyor. Oysa 16 yıllık AKP döneminde olanlar ne? Önce var olan
yasalar hiçe sayılmış yani anayasa ve yasalara uyulmamış
sonrasında ise madem anayasa ve yasa mı istiyorsunuz “alın size
anayasa ve yasa” denilerek ham anayasa değiştirilmiş hem de
yasalar çıkarılarak hukuksuzluk ortadan kaldırılmaya çalışılmış.
Olmadı, biz bildiğimizi okuruz denilip çıkılmış.
Konuyu bu şekilde aydınlattıktan sonra işin özüne gelirsek
mevcut sistem ve Recep Tayyip Erdoğan’la mücadele edilecekse
eğer; yasa masa yaklaşımlarının geçerli olmadığını açıkça
görürüz. Haydi diyelim geçerli, o zaman da anayasa ve yasaların
nasıl değiştirilip var olan anlayışa uydurulduğunu da mı
görmüyor, bilmiyoruz yoksa? Özetle anayasa diyorsanız alın size
anayasa, yok yasalar diyorsanız alın size yasalar. Hem bir
önemli nokta daha var. Sizler bu lafları edip niye kafanızı
yoruyorsunuz ki? Diyelim ki var olan anayasa ve yasalara da
yapılanlar aykırı. Peki, o zaman bu kurumların her tarafına
yerleştirilen hukuk insanları laf olsun diye mi oralara
yerleştirildiler ki hiçbir şeyi anlamamış görünerek bilgiç
bilgiç anayasa ya da yasalar deyip duruyorsunuz?
Elin oğlu ortada kuvvetler ayrılığı diye bir şey bırakmamış,
olup bitenlere bakıp da yargı bağımsızlığından söz edebilir
miyiz? Öyleyse yeter artık, sizin bilgiç bilgiç hukuk derslerini
dinleyip esneyip duracak değiliz.
Ha, bir de şu var. Devlet katında yönetici olanlar ille de
yasalarda yazdığı için birçok şeye uymaları gerekmez. Yani şunu
demek istiyorum; yönetimin hangi katında olursa olsun bir kişi
bütün gelenekleşmiş şeyleri hiçe sayıp da örneğin en yakınını
devletin bir yerine atayamaz ya da atamamalıdır. İyi de peki,
sizler böyle bir davranışı kim ya da kimlerden bekliyorsunuz? 16
yıllık AKP ve saray iktidarı döneminin hangi döneminde böyle bir
anlayışa bunlar uygun davrandılar ki şimdi uygun davransınlar?
Sahi siz Allah’ın safı mısınız? Durum bu olunca da adam haklı
olarak Varlık Fonu gibi milyarları kontrol eden bir yere tabiî
ki de kendisi başkan olacak, damadını da başkan vekilliğine
getirecek. Bunda anlaşılmayan ne var ki?
Sözüm ona kiminiz siyaset insanı olarak kiminiz de bilim insanı
olarak okkalı eleştiriler yaptığınızı sanıyor ve kostak kostak
ortalıkta dolaşıp duruyorsunuz değil mi? Yahu be arkadaşlar kim
takar sizin siyasetçi ya da bilim insanı olmanızı? Adam kaçıncı
kez aldı atını Üsküdar’ı geçirdi de elleriniz böğrünüzde kalmadı
mı? Sonrasında kalkıp da önünü kesecek bir tek eyleminiz ve de
girişiminiz mi var? Anayasa referandumunda HAYIR çıktı dediniz
de ne oldu? Ne olacak, adam atını Üsküdar’dan Ankara’ya sürüp
geldi. Ya da onca hile ve baskılara karşın 24 Haziran seçimleri
yapıldı. Yok, 2,5 milyon oy mükerrermiş, yok hile yapılmış,
MHP’nin Doğu ve Güneydoğu’da bu kadar oyları olabilir miymiş
dediniz de ne işe yaradı anlatabilir misiniz? Hem MHP sözünü
ettiğimiz yerlerde oy patlaması yapıp barajı geçti hem de
şimdilerde bile “Cumhur İttifakı” diye ortalığı bulandırıp
durmuyor mu?
Hanisizin sık sık dile getirdiğiniz gelenekleşmiş, görenekleşmiş
şeyleriniz var ya, sevsinler sizin geleneğinizi de göreneğinizi
de. Anayasa, yasalar diyorsunuz bir işe yaradığı yok. Adam, en
yakın akrabalarını istediği yere atıyor diyorsunuz adamın
taktığı yok. Sahi o zaman size kim bu görevleri verdi ki
toplumun gazını alma görevlisi gibi davranıyorsunuz? Bir şey
söyleyeyim mi sizin demokrasicilik oyununuzdan bıktık. Hani
ortada demokrasinin kırıntısı olur da konuşursunuz anlarız, yahu
be insanlar; ortada demokrasinin kırıntısı yok kırıntısı.
Yazıyı bitirirken bir de şu CHP’nin hallerine değinmeyi yararlı
görüyorum. Şu İdlib meselesi yine alevlendi ya CHP köklü bir
politika izleyeceği ve toplumu bu konuda aydınlatmak yerine
Birleşmiş Milletlere başvurmuş.
Be kardeşim; onca danışabileceğiniz, görüşüp düşüncesini
alabileceğiniz kimseler yok mu sizin, siz kalkıp da niye BM’ye
başvuruyorsunuz?
Sanki BM’nin çoğunluğu konu ile ilgili hakkaniyetli bir karar mı
verecek?
Yıllarca BM’nin kararlarıyla ABD ve diğer emperyalist güçler at
oynatmadılar mı Ortadoğu ve dünyanın birçok yerinde?
Şimdi sizin BM dediğiniz kuruluş sanki ABD’nin etkisi altında
değil de hakkaniyetli bir karar verecek kuruluş mu?
İşin içinde Rusya ve Çin olmasa var ya; o BM’den sizin de
dudaklarınızı uçuklatacak kararlar çıkar kararlar. Ve zaten
şimdiye kadar çıkan dudak uçuklatıcı kararlar da mı sizin
aymanıza yaramadı da kalkmış Safo gibi BM’ye başvuruyorsunuz?
Uzatmayalım ülkemizde ve dünyada her şey karışık.
Karıştıranları soruyorsanız cinsleri de cibilliyetleri de belli.
Beli ama bizim aslan sosyal demokratlar çok saflar çok. Bu
yüzden de hem saray iktidarı ile mücadele hem de emperyalist
dünyanın oldu bittilerini boşa çıkarmak için verilen mücadele
böyle olmaz.
Ya gerçekleri anlarsınız ya da hayal kırıklığınız sürgit devam
eder, bilmem anlatabildim mi?