turgutkocak2009@hotmail.com

GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI

"HER GÜN"


AL SANA HAK! ALSANA HUKUK!

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

30 HAZİRAN 2018

Cumhur ittifakı tam gaz oyuna devam ediyor.

Bir yanda uzun zamandır devlet olanaklarından yararlanamayan MHP var diğer yanda ise 16 yıldır ülkeyi soyup soğana çeviren AKP ve saray iktidarı var. Seçim sonuçlarının ibresi öyle bir yerde durdu ki ya Recep Tayyip Erdoğan vekil pazarı kurup partisinin vekil sayısını 300’lerin üstüne çıkaracak ya da MHP’nin isteklerine olur deyip birlikte malı götürecekler. Yani sizin anlayacağınız bu ikili ortaklığın işleme biçimi sadece ve sadece çıkar üzerine inşa edilecek ve ülke batana kadar da bu tantana ve şaşa rejimi devam ettirilecek.

Her iki partiye de baktığınız zaman bunlar ne demokrasiden yanalar ne de ülkenin hukuk devleti olmasını istiyorlar. Bunların bütün amaçları dikensiz gül bahçesinde Lale Devri güruhu gibi dolaşmaktan ibaret. Bu yüzdendir ki doğrudan isim verip Devlet Bahçeli gazeteci ve aydınları gazetelere ilan vererek tehdit edebiliyor. Onları isim isim yazarak hedef göstermekten de çekindiği yok. Neymiş efendim bu kişiler MHP’nin yüzde beşleri zor bulacağını söylemişler. Oysa ne olmuş da MHP barajı patlata patlata geçmiş. Öyle de, böyle bir durum olmadığını Bizler de biliyoruz Bahçeli de. Bu konuda sandıklar açıldığında MHP’nin oyları yüzde 11 civarında sayım bitiyor yine rakamlar aynı. Sizin anlayacağınız MHP’nin oyu 11’e kilitlenip öyle bırakıldı. Yani demek istiyorum ki MHP’nin baraj üstüne çıkması için gereken her şey yapıldı.

MHP’liler gerçekleri bildikleri halde kamuoyu önüne çıkıp her fırsatta MHP’siz bir şey olmayacağı yönünde açıklamalar yaptılar. Neymiş, bundan böyle MHP her konuda kilit partiymiş. Tabi bu MHP faşizm konusunda da kilit parti olduğu için artık ülkemizde demokrasinin kırıntılarını bile mumla arayacağız. Hele de bunlar devletin içinde kadrolaşsınlar görün o zaman bal tutanın nasıl parmağını yaladığını. MHP ayrıca Adalet, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlığı’nı da istiyormuş. Hani biz sağlıkçılar onların sağlık bakanlığı ihalelerinde ne vurgunlar vurduklarını hiç ama hiç unutmuş değiliz. Olacakları söyleyelim MHP devlet malı deniz yemeyen domuz hesabı davranacağı gibi faşizmin daha da katmerlisinin uygulandığı bir sistemin işlemesinde de rol oynayacak gibi görünüyor.

Zaten uygulamalara baktığımız zaman gerçeği bütün çıplaklığı ile görüyoruz. Eren Erdem’in milletvekilliği biter bitmez tutuklanması bir rastlantı sayılır mı? Ya da Eren Erdem örgüt üyesi olmamakla birlikte Fetöcülere yardım etmişmiş. Yalanın fil gibisi böyle oluyor herhalde. Güç ellerinde, yargıya istediklerini yaptırıyorlar bu yüzden de kim takar ki kanıtı, şunu bunu. Adamlar bugüne kadar ne düzmece kanıtlarla ne çok ocak söndürdüler bilmiyor muyuz? AKP’nin içinde Fetöcüler cirit atarken ve Kocaeli gibi yerde Fetönün bankasına para yatırmaktan ibaret olan kimseleri yeniden AKP’ye oy vermeleri için kim ve nasıl ikna etti bir bilen var mı? Yoksa söyleyelim, kendisi de aslen Fetöcü olan fakat Recep Tayyip Erdoğan’ın abi yerine koyması nedeniyle dokunulamayan Bülent Arınç olmasın bu kişi?

Neyse ülkemizde bir şeyler oluyor bizler de bu alışılmadık şeylere bakıp bakıp her birimiz değişik yorumlarda bulunuyoruz. Şimdi oturup düşünün, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ne demiş, sonuçları ne olmuş? Zaten gelmiş geçmiş İçişleri Bakanlarının çoğu böyledir. Miras, solcuların ve komünistlerin nefes alışverişlerini bile dinleyen bir zamanların Faruk Sükan’ından alınmış ama şimdikiler Sükan’a taş çıkara çıkara bugüne gelmişlerdir. Dolayısıyla Soylu’nun dışa vurduğu düşünceleri çok üst perdedendir ama bunun bir de sokağa yansıması olacaktır. Adam açıktan açığa vurun, kırın, arkanızda biz varız demektedir. Böyle birini Recep Tayyip Erdoğan’ın görevden almasını isteyebilir, hatta demeçler vererek kendisini kınaya da bilirsiniz ama bütün bunların bir işe yaramadığı yerde iki şey ağırlık kazanacaktır. İyi saatte olanlar alttan alta toplumu birbirine kırdırmak için şayia yayacaklar, korku pompalayıp herkesi teslim olmaya zorlayacaklardır ya da herkese bir kulp bulup tutuklattırıp seslerini kısacaklardır ki iki şeyi de bize sorarsanız aynı kapıya çıkar, korkutup sindirmek.

Olup bitenler karşısında aman ileri gitmeyelim bunlar her şeyi göze almışlar yönünde düşünceler de üretilmektedir ki işte o zaman her şey çok daha korkunçtur.

Çünkü teslim olanlar ayakta kalamazlar, ancak mücadele edenlerin gerçeğinde yaşar zafer kazanmak da halk düşmanlarını iktidardan göndermek de.

Yoksa kıçı kırık aptal söz ustalarının aymazlıkları yüzünden herkese ama herkese çok yazık olur çok.

TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN "HER GÜN" BAŞLIKLI ÖNCEKİ YAZILARI

ANA SAYFA