turgutkocak2009@hotmail.com

GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI

"HER GÜN"


EKONOMİNİN KURMAYLARI TOPLANMIŞ

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

10 MAYIS 2018

Dolar fırlamış, Euro almış başını gitmiş. Faizlerin artması önlenemiyor. Saray telaş içinde, sarayın hık deyicisi hükümet beklenen paniği yaşıyor. İşte böylesi bir ortamda ekonominin gidişine bir umar arayan kişiler Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında Beştepe sarayında toplanmışlar. Önlerinde gözü patlak, kafası çatlak hale gelmiş bir ekonomi var. Böylesi bir ekonomik gidişin kimi ne zaman, nerede, nasıl vuracağı belli değil diyemeyeceğim. Çünkü olup bitenlerin hepsi bütün çıplaklığı ile ortada.

Vurguncuya, talancıya, arsıza, hırsıza böylesine bir ekonomik orta milyonlar kazandırırken işçinin, emekçinin, dar gelirlinin, küçük esnafın cebine giren azıcık para bile adeta hortumlanıp çekilip ellerinden alınıyor. Doların ve Euro’nun önlenemez yükselişi hız kesmeden devam ediyor. Eğer böyle giderse ve de 24 Haziran seçimlerinde yine allem, gallem yöntemleriyle bunlar iktidarda kalırlarsa yılsonuna kadar doların 10 lirayı, Euro’nun 12-13 lirayı bulması işten bile değil. Bu talan iktidarının alacağı ya da almak istediği pansuman tedbirlerin hiçbirisi dikiş tutmayacağı gibi kapitalizmin ekonomik yasaları de ne ferman ne de Recep Tayyip Erdoğan’ın emirlerini dinler.

Eğer bir ülkede üretim durma noktasına gelmişse, ülke uluslararası tekellerin elinde oyuncağa çevrilmişse, elin insanı ülkene sıcak para sokuyor, neyin var neyin yok hortumlayıp götürüyorsa, sıcak paraya duyulan gereksinim nedeniyle ülke sürekli olarak borçlanıp faiz batağında çırpınır hale gelmişse üstüne üstlük buna bir de iktidardakilerin çalması, çırpması eklenmiş, savurganlık akıl almaz boyutlarda ise ne yaparsanız yapın bu ekonomi düzelmez, faizler düşmez, enflasyon önlenemez. Dolayısıyla da yediden yetmişe hepimiz doların Euro’nun sürekli yükselişi ile yatar, yükselişiyle kalkarız.

İnsanlara iyi bir ekonomist ve dürüst birisi olarak tanıtılmaya çalışılan Mehmet Şimşek’in sözlerini bir anımsayalım isterseniz. Bu iktidarın savurganlığı eleştirildiğinde ne söylemişti Şimşek? “Harcanan bu paralar fındık, fıstık, çerez parası.” Şimdi bu sözlerden ne anladınız siz? Savurganlığı bu şekilde gören bir ekonomi bilenden söz ediyoruz. Ülkenin üç kuruşunun nasıl bu savurgan ellerde yok olup gittiğini fındık, fıstık, çerez parası olarak anlayan kişinin iyi niyetinden söz edebilir miyiz? Bunlar tarafından her şey o kadar içselleştirilmiş ki vurgunun, talanın, yolsuzluğun ekonomiye nasıl bir yük getireceğini bilmiyor olabilir mi de Şimşek böyle konuşuyor dersiniz?

Sonra aynı kişi bu ekonomik gidişin gidiş olmadığını pek çok kişinin iflas edeceğini, böyle giderse batılacağını açıkladığında ne oldu? Ne olacak; hemen ortaya atlayan Recep Tayyip Erdoğan Mehmet Şimşek’in ağzının payını vererek susturuverdi. Gidişin gidiş olmadığını söyleyen Mehmet Şimşek ise kuzu kesilip melemeyi bile unuttu. Amma velakin yine de ekonomi toplantılarına katılacak kadar kişiliğinden ödün veren birisi olarak karşımızda duruyor. İnsan kalkar da kendi içimizden birileri böyle çıkıp da uluorta konuşamaz dediğinde Recep Tayyip Erdoğan’a iki çift sözle karşılık vermez mi? Bu kadar silik birisinin ekonomik bilgisi ve dürüstlüğü olsa ne olur olmasa ne olur. İşte gördüğünüz gibi işler Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi değil de Mehmet Şimşek’in söylediği doğrultuda gelişiyor.

Üretim yok. Üretilenler ülkemizin gereksinimini karşılayamıyor. Ta Turgut Özal’dan bu yana ağzımızı açmış dışardan gelecek sıcak paraya göz dikmişiz. Elin adamı bir koyuyor, beş götürüyor. Sonra da biz kalkmış dolar ve Euro niye yükseliyor, enflasyon rakamları neden düşürülemiyor, faizler niye böyle diye tepinip duruyoruz. En tepedeki kişi bakıyor alınmasını istediği tedbirlerin hiçbirisi işe yaramamış, yandaşlarına bunun nedenini yabancıların kendisine karşı yürüttükleri politikadan kaynaklandığını söyleyerek, yabancılara karşı bir düşmanlık politikası ile hiç değil dizginleri elden bırakmayacağını düşünerek durmadan bu yönde vagonlar dolusu sözler ediyor. Oysa AKP ve saray iktidarının ne emperyalizme karşı olmak gibi bir derdi var ne de kapitalizmden kaynaklanan sorunları açık açık dile getirecek bir çapları. Çünkü ideolojik olarak bunlarda kapitalizmin en cengâver savunucuları durumundalar. Çünkü iktidara geldikleri günden bugüne kadar kapitalizmin ve soygun düzeninin nimetlerinden o kadar çok yararlandılar ki dünün ayakkabısının altı delik Kasımpaşalısı Recep Tayyip Erdoğan çoktan garibanlıktan kurtulmuş milyonların sahibi olmuş, halk ise gariban kalmış ve hatta onun gözünde Muharrem İnce bile gariban konumunda.

Neymiş efendim AKP ve saray iktidarı ekonomi için Beştepe
sarayında toplanmışlarmış.

Sevsinler sizin toplantınızı!

Sevsinler sizin ekonomi bilginizi!

Sevsinler sizin ip cambazlığınızı!