turgutkocak2009@hotmail.com

GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI

"HER GÜN"


AFRİN LOKUMU

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

25 MART 2018

Recep Tayyip Erdoğan bildiğiniz gibi hem cumhurbaşkanlığı görevini hem de AKP Genel Başkanı görevini yürütüyor. Birincisini hakkıyla yürütüyor mu diye soruyorsanız durum çok açık yürütmüyor. Çünkü kullandığı dil o denli ayrıştırıcı ki kendi peşinden gidenler dışında kimseyi temsil etmediğini söylersek abartmış olmayız. Çünkü sözünü edeceğim konuşmayı da partisinin Samsun İl Kongresi’nde yaptı.

AKP yandaşı ya da değil bilemiyoruz, bazı gençler Boğaziçi Üniversitesi’nde Afrin’de yaşamını yitiren askerlerimiz için stand açıp lokum dağıtmışlar. Bana sorarsanız; seçilen bu yol iyi bir yol değildir. Çünkü öyle görünüyor ki bazıları üniversiteleri karıştırmak ve burada bazı kışkırtıcı oyunları sahneye koymak için şimdi de üniversiteleri seçmiş olmalı. Oysa üniversitelerde bu gibi eylemliliklerin yolu açılırsa arkası gelecek, ister istemez de üniversiteler karışacaktır. Öyle ya canı isteyen kendisine göre bir nedeni ileri sürerek üniversitelerde lokum dağıtsa inanıyorum ki bu işin sonu gelmeyecektir.

Kaldı ki bu ve buna benzer törenlerin nasıl ve nerelerde yapılacağı konusunda biliyorum ki bu lokumu dağıtanlar yeterince bilgilidir. Bu durumda geriye bir tek neden kalıyor. O da Boğaziçi Üniversitesi özellikle seçilerek toplum katında kimlerin nasıl “vatan haini” olduğu safsatasını işlemektir. Lokum dağıtanlar kimler di bilmiyorum ama sanırız standı açanlar amaçlarına ulaşmış oldular. Olayın nereden ses getirdiğine bakılırsa hesap kitap iyi işlenmiş. Dolayısıyla da Recep Tayyip Erdoğan’a toplumu biraz daha germek ve hedef göstermek için gün doğmuştur.

Oysa Boğaziçi üniversite öğrencileri lokum dağıtmak için stand açanları kendi hallerine bıraksalardı da kavga çıkarmasalardı inanıyorum ki çok daha yerinde bir hareket göstermiş olacaklardı. Bu çevreleri ayakta tutan ve yandaş bulmalarına neden olan bu tür tepkileri kamuoyuna olduğundan belki de 100 katı fazla göstererek toplumu etkileyip yanlarında tutmak gayretidir. Bu yüzden lokum dağıtanlara gösterilen tepkiyi oyuna gelmek olarak niteliyorum. Ve zaten bu gibi durumlarda oyuna gelecek sayısı az da olsa bir çevrenin olduğu gerçeğini de göz ardı etmiyorum.

Şimdi Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın olay sonrası söylediği sözlere bakın bir.

“İstanbul’da bir üniversitede adını söylemeyeyim zaten siz anlarsınız çıktılar orada imanlı yerli ve milli gençlik Afrin'le ilgili lokum dağıtıyordu. O gençlik burada lokum dağıtırken, o komünist vatan haini gençler onların bu masalarını dağıtmaya yelteniyor. Bunlar terörist gençler. Bu terörist gençlerle ilgili her türlü çalışmayı yapıyoruz. Bunların eşkallerini belirlemek suretiyle bu gençlere üniversitelerde okuma hakkı vermeyeceğiz. Çünkü üniversite terörist gençlik yetiştirmez. Üniversite vatanına milletine kendisine hizmet edecek nesil yetiştirir”

Şimdi bu konuşmayı dinlediğinizde birilerinin muradının ne olduğu anlayabildiniz mi bilemiyorum. Neymiş efendim; komünist gençler vatan hainiymiş, teröristmiş, onların eşkalleri tespit edilmiş ve üniversitelerde okumaları engellenecekmiş. Bu sözlerin neresinden tutsak elimizde kalıyor. Çünkü komünist genç aynı zamanda terörist olmaz, vatan haini hiç olmaz. Siz hiç vatanı satışa çıkarıp emperyalist odaklarla el sıkışan komünist gördünüz mü? Göremezsiniz, çünkü bu eşyanın doğasına aykırıdır. Ama dini kullananlar ve sözüm ona milliyetçi olduklarını dillerinden düşürmeyenlerin arasından böylelerinin çıktığını örnekleriyle sıralayabiliriz. Bazı dini inançlarında sağlam, ülke severlik konusunda ödünsüz olan yurttaşlarımızı kesinlikle bu suçlamanın dışında tutuyoruz. Ama örneğimizi de vermeden geçmeyelim değil mi? Al sana Trump’la görüşen Suudi Veliaht Prensi’nin Trump önünde düştüğü rezalet. Rezalet diyorum, çünkü Trump kendilerine yüz milyarlarca dolar silah sattıklarını söyler ve bu para sizin için çerez parası derken gülen bir rezili görüyoruz.

Hani Amerika bize her oyunu oynamıştı. Bölgede hangi terörist grup onlar tarafından örgütlenip, donatılıp sahaya sürülmemiş ve bölgede bunca kan ve gözyaşının dökülmesine sebep olmamış? Varsa içinizde bir sözünün arkasında duracak çıksın söylesin. Öyle ya bu durumda ABD bizimle nasıl oluyor da “stratejik müttefik” ve NATO içinde bel bağlanılan bir “ortak” olabiliyor?

Erdoğan’ın konuşmasında yer verdiği olay kapmasında 17 kişinin eşkaline ulaşılmış. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla çalışma başlatan İstanbul Emniyet Müdürlüğü, 19 Mart’ta Boğaziçi Üniversitesi’nin kuzey kampüsünde Afrin’de şehit düşen askerleri anmak için stant açan ve program düzenleyen öğrenci grubuna tepki gösterdiği iddia edilen 17 kişiyi tespit etmiş. 17 kişiden 5’i ise gözaltına alınmış. 12 kişi de aranıyormuş.

Siz şu hıza bakın bir. Emniyeti, savcılığı anında teyakkuza geçip işlerini yapmışlar. Peki, onca suç işleyenler karşısında niye bu kadar hızlı davranılamıyor?

Neyse neyse gidiş gidiş değil. Ancak bu tür kışkırtıcılıklara gelmemek de bir o kadar önemli. Baksanız ya adamlar nelerden imdat umar hale geldiler? Düşmanlığı körükle, yandaşı çelikleştirip yanında tut. Karşı mahalle olarak belirlenenlerin üzerine de hukuk çerçevesinde değil de her türlü keyfiliği kullanarak git ve toplumu sindirebildiğin kadar sindir ki, iktidarın daim olsun.

Var mı öyle bir üç kuruşa beş köfte?