turgutkocak2009@hotmail.com

GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI

"HER GÜN"


AKP VE SARAY = ZAM, ZULÜM; İŞKENCE

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

 01 ŞUBAT 2018

Biz dedik ki Fethullah Gülen bir haindir. Onlarsa camilerde, salonlarda, meydanlarda, dost toplantılarında “Hoca Efendi” sözünü dillerinden düşürmedikleri gibi dershaneler, okullar, üniversiteler açmalarına, paralanmalarına, şirket sahibi olmalarına, ihale alıp güç kazanmalarına ve nihayet banka kurmalarına kadar varan uzun yürüyüşlerinde yol arkadaşlığı ettiler. Şimdiyse bunlar; yaşanmamış gibi bunların hiçbiri Fethullahçı değil ama başkalarının Fethullahçı olacağı ile ilgili öyle iftiracı bir politika izlemeye başladılar ki, pek çok kimse Fethullahçıları asıl kaynağı olan AKP içinde değil de başka başka yerlerde arar oldular. AKP’nin yedek lastikleri televizyonlarda boy göstererek ona buna kara çalmayı ikiyüzlü bir şekilde sürdürüyorlar.

15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen askeri darbede aslına bakarsanız bir acayip. Herkes darbe olacağını biliyor, pek çok kimse uyarı da yapıyor ama niyeyse kulağının üstüne yatan bir tek AKP var. Bir başka deyişle önlenebilir girişim önlenemiyor, onca insan yaşamını yitiriyor, yaralanıyor, Türkiye’ye ağır bedelleri olacak bir olayın tanığı oluyoruz. Sonra bu darbe bahane edilerek OHAL ilan ediliyor, artık ortada ne hak, ne hukuk, ne adalet hak getire diyebileceğimiz yeni bir döneme geçilmiş oluyor.

OHAL koşullarında Anayasa referandumuna gidiliyor. AKP ve saray devletin bütün olanaklarını kullanarak, gerektiğinde zora da başvurarak ‘EVET’ çalışması yapıyor. Referandum kaybedildiği halde YSK katında bir hukuk cinayeti işlenerek son dakika alınan bir kararla mühürsüz zarf ve oy pusulalarıyla kullanılan oylarda geçerli sayılarak EVET’in %51’le kazandığı ilan edilerek adeta zorbalıkla devlete el konuluyor.

Hukuk ortadan kaldırıldığı, yargı kademesi bir bütün olarak bir kişiye bağlı hale getirilip yargı bağımsızlığı yok edildiği için artık başvurulacak bir merci de bulunmadığından böylece yeni bir yapılanma ve anlayışa boyun eğmek zorunda kalınıyor. YSK’nın bu antidemokratik ve yanlı tutumunu protesto etmek ve gerçeklere dönmesini sağlamak için yurttaşlar demokratik haklarını da kullanamıyorlar, alttan alta yayılan sivil silahlı milislerin bu gösterileri kana bulayacağı gerekçesiyle kışkırtıcılık olmasın diye adeta devlet altın bir tepsi içinde bir kişinin iradesini terk edilerek yapılan zorbalıklar, hileler, sindirme girişimleri sineye çekilip kabulleniliyor.

Şimdi Türkiye önümüzdeki günlerde üç seçimi arka arkaya yaşayacak. Kural tanımazlığı ilke haline getirilmiş, hileyi dünya alemin gözünün içine baka baka gerçekleştiren, başkalarının özgürce çalışma ve propaganda hakkını kullanmasına bile izin vermeyen ve de devletin bütün olanaklarını kullanarak seçimleri kazanmak için kullanacak olan bir zihniyetle mücadele edilecek ve sonuç alınacağı düşünülerek onların hileli minderinde güreşmek kabul edilecek öyle mi? Kabul edilse bile her konuşanın bu seçimleri son viraj olarak kabul ettiği fakat yukarıda sözünü ettiğim hilelere ve yaptırımlara bir şey söylenmeksizin ve de bunlar kabul edilerek bu son virajdan uçuruma yuvarlanmadan nasıl çıkılacak kimin bu konuda toplumu ikna edecek sözleri var gerçekten de öğrenmek isteriz.

Eğitim içinden çıkılmayacak kadar bozulmuş ve çağdışı bir anlayış 80 milyonun önüne getirilip bırakılmış. Sağlık hizmetleri paralı hale getirilip ticarileştirilmiş ve birilerinin havadan para kazanmasının önü açılarak otel hizmeti sağlık hizmeti gibi gösterilip göz boyamaya girişilmiş. Ülkenin paraları diyebiliriz ki doğru ve gerektiği yerde kullanılır olmaktan çıkmış, iş birilerini zengin etmeye dönüşmüş. Uzun sözün kısası sağlıkta da bir batağa saplanıp kalmışız.

Ulaşım hizmetleri konusunda AKP’liler her ağızlarını açtıklarında yol, köprü, tünel havaalanı yaptıklarını söyleyip dururlar. Bugün bunların hepsinin kokusu çıkmış ve ekonomiye ve ülke insanının sırtına ağır yükler bindirir hale gelmiştir. Köprü, tünel falan filan diyoruz da kimse 1. ve 2. Köprülerin son yapılan zamlarla birlikte neredeyse 4 katına çıktığını söylemiyor niyeyse. Çünkü AKP’nin yaptırdığı köprü ve tünellerin hepsi yüklenici firmaya geçsin geçmesin belli sayıda bir geçiş taahhüt edilerek yaptırılmıştır. Böyle olunca da hazine soyulacak, hazine de bu paraları denkleştirmek için yurttaşlarının yükü sırtlarına yükleyecektir.

AKP ve saray iktidarı seçimleri kazanamayacağı korkusu içinde olduğu için hemen herkesin gözünü boyayacağı bir başarıya gereksinim duyduğundan bugün Türkiye; bedeli çok daha ağır olacak Afrin veya dile getirildiği gibi başka yerlerde askeri harekâta girişmiş bulunmaktadır. Oysa eğer işler kendilerinin deyimiyle beka sorunu haline gelmişse bunun mimarları da kendileri oldukları halde bunların hiçbiri konuşulamamakta ama sahada elde edileceği düşünülen başarının AKP ve sarayın hanesine yazılacağı düşünülerek yapılan askeri harekâtın her aşaması öyle bir propaganda edilmektedir ki göreceksiniz bu propagandanın ülkeye açacağı yaraları hepimiz iliğimizde kemiğimizde yaşayacağız.

Dün akşam CNN’de anketçilerin değerlendirmelerini izledim. Anketçilerden biri ülke genelinde solcuların %3, sosyalistlerinse %0,8 oylarının olduğunu söylüyordu. Bu sözün arkasından da CHP’ye bir öneride bulunuluyor ve deniyordu ki solcu oylara talip olarak iktidar olamazsınız. Siz en iyisi yelkeninizi sağa açın, anlayışınızı da buna göre yeniden gözden geçirin.

Ne ilginç değil mi? Solcuların bütün oyları %3, sosyalistlerinse %0,8 ama bazıları yine de soldan ve sosyalistlerden ölümlerinden korktukları gibi korkuyorlar. Toplum; beşer şaşar diye de koydukları seddi'nin boyunu biraz daha yükseltmek için ellerinden geleni yapıyorlar.

Son sözüm şudur; solun ve sosyalistlerin görüşlerinin yaşama geçirilmediği bir ülkede ne ekonomi düzelir ne eğitim sorunu çözülür, ne sağlık ne de diğer sorunlar. Kim ya da kimler sola ve sosyalizme düşmanlıklarını dolaylı yollardan giderek açıklıyorsa bu da bilinmelidir ki dinci, gerici ve faşist rejimlerin değirmenine su taşımaktır.

Ancak çaresizlik ve çıkışsızlık pompalayanlara buradan açıkça sesleniyorum; sizin de çarkınız kırılır bir gün…