turgutkocak2009@hotmail.com

GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI

"HER GÜN"


ÇÖKÜŞ

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

04 OCAK 2018

Çöküş salt ekonomik alanda olmaz. Eğer bir ülkede çöküşe neden olan bir zihniyet varsa o zihniyet ekonomiyi de batırır. Sosyal ve siyasal çöküşü de beraberinde getirerek ülkeyi yaşanmaz hale getirir. Hele bu zihniyet iktidarsa kendilerine yönelik her türlü muhalefeti zorbalıkla bastırdığı için zalimleşmesinin sınırı arttıkça artar.

Bugün AKP ve saray iktidarı ülke ekonomisini batırmış; vurgun, talan, rüşvet, hırsızlık üst noktalara tırmanırken geniş halk yığınları da yoksullaştıkça yoksullaşmıştır. Salt bu nedenle asgari ücrete tepki gösterenlere rahat rahat en tepedeki kişi; “ellerinize, gözünüze dursun” demekte,sesini çıkaran emekçiyi bir çırpıda aşağılayabilmektedir. Gerçekler halktan gizlenmek istendiği için ekonomide ileri sürülen büyüme rakamları kağıt üstünde yalanlarla beslenmektedir. Açıklanan ne büyüme ne de enflasyon rakamları birbirini tutmamaktadır. Çarşı Pazar yangın yerine dönmüş, cari açık 2017 yılında 80 milyar dolara varmış dayanmıştır. Yalanla peynir gemisi yürümeyeceği için bir avuç vurguncu köşe üstüne köşe dönerken halk yarını nasıl bulacağının çabası ve telaşı içinde yaşamaktadır. Başta Beştepe’deki saray olmak üzere devlet kurumlarındaki israf görülmemiş rakamlara ulaşmıştır, artmaya da devam etmektedir.

Toplum sosyal olarak da çok büyük bir yıkımın içine yuvarlanmıştır. Dün birbirlerinin yardımına koşmaktan geri durmayan halkımız bugün kendilerini her türlü sosyal dayanışmanın dışında tutmaya özen göstermektedirler. İktidarın eliyle çökertilen değerler sonucu toplum her alanda ayrıştırılabildiği ölçüde ayrıştırılmıştır. Dinsel baskılar sonucu toplumun büyük bir kesimi kendilerinin yaşam tercihlerine baskı yapıldığı düşüncesindedirler. Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığı eliyle düşmanlıklar daha da bir körüklenmekte, toplumun karanlığa yuvarlanması için adeta bir görev üstlenilmiş gibi davranılmaktadır.

Son olarak evlenme yaşı ile ilgili olarak Diyanet İşleri Başkanlığı eliyle bir bomba patlatılmış, zaten her anlamda özellikle de eğitim alanında hakları çiğnenen kadınlarımızla ilgili akıl almaz şeyler ısıtılıp ısıtılıp yeniden gündeme getirilmiştir. Bu konu daha çok merdiven altı çalışan sözüm ona dinciler tarafından dile getirilirken bugün AKP ve saray iktidarının sayesinde devletin bir kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın gündeminde de rahat rahat savunulup dile getirilmektedir. İktidar sıkıştığında şu merdiven altı dinciler için “meczup” der işin içinde sıyrılırdı. Oysa bugün o “meczup” denilen dincilerin savunduklarını Diyanet İşleri Başkanlığı savunmaktadır.

Neymiş efendim kız çocukları 9 yaşında buluğ çağına girerlermiş miş de dolayısı ile de evlenebilirlermiş. Bu anlayıştan daha büyük sosyal çürüme olabilir mi? Hem nasıl olmaktadır da bu kuruma iktidar tarafından tek söz söylenmiyor? Söylenemez, çünkü bu iktidarın dayandığı bu çürük felsefe buralardan beslenmektedir. Madem öyledir, bizler de açık açık bir öneride bulunalım. Analar, babalar; sizler Diyanet İşleri Başkanlığı’nın dine dayandırarak yaptığı bu açıklamayı dikkate alır ve kız çocuklarınızı 9 yaşında evlendirir misiniz? Sözüm evlendiririz diyenlere değildir, onlar zaten bulacaklarını bulmuşlar, sözüm HAYIR diyenleredir. Kişi meczupsa alır götürür bir akıl hastanesine yatırır tedavi edersin. Kurum meczuplaşmışsa ne yapacağız peki? Basit; Diyanet İşlerinin hiç bir konuda yaptığı açıklamayı tanımadığımızı ilan etmeli ve bu kurumun gerçek işlevinin dışına çıktığını ileri sürerek kapatılmasını istemeliyiz. Ancak yetmez, bugün iktidar tarafından beslenen ve yaşamımızın içine sokulmak istenen tarikat ve cemaatler de aynı görevi beş fazlası ile topluma pompalayıp durmaktadırlar. İşte bu yüzden sorun pansuman tedbirlerle çözülemez. Sosyal çürümeyi bu boyutlara getiren iktidar derhal işbaşından gönderilmelidir.

Sorun etnik olarak da aynı yönde ilerlemekte, toplumun en duyarlı sinir uçlarıyla oynandıkça oynanarak düşmanlıklar körüklenmekte yarılma açıktan açığa derinleştirilmektedir. Bu yüzden toplum katındaki düşmanlaşmayı da hesap etmeden geçemeyiz.

Bu denli yozlaşmaların arttığı bu dönemde siyasal olarak örgütlenmiş olan yapıların da ne hale geldiğini bütün çıplaklığı ile görüyoruz. Kapitalist sistem sömürüyü sonuna kadar sürdürmek ve ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak için her yola başvurmaktadır. Bunun için örgütlediği partilerin ise ele alınır hiç bir tutarlı yanları kalmamışsa siyasal olarak çürümüş partilerin halkımıza vereceği hiçbir şey yoksa bunlardan da bir an önce kurtulmanın bir yolunu bulmalı ve sosyalizme amaç edinen bir partide örgütlenmeliyiz ki siyasal çürümenin üstümüze yıkacağı yüklerden ve her türlü baskı ve zulümden kurtulmanın bir yolunu bulalım. Yoksa AKP gibi çürümüş bir heyulanın altında ne bu ülke ne de bu ülkenin halkı ezilmekten kurtulamaz.

Son söz; Sanki üstüne ne vazifeyse; Diyanet yeni bir açıklama ile evlenme yaşını kızlarda 17, erkeklerde 18 olarak yeniden açıkladı. İyi tamam da önceki söylenenler gök kubbenin altında uçup gitti, ya da silindi mi? Hayır aynen duruyor hem de okkalı olarak. Peki neden böyle bir açıklamaya gerek duyuldu? Tepkiler yoğun olarak gelince sıkıya dayanamadılar da ondan. Yahu utanın…utanın! Çürüme kokunuz dünyayı sardı. Siz de kalkmış yanlış anlaşıldığınızı söylüyorsunuz.

He…he yanlış anlaşıldınız…