Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, gülümsüyor

turgutkocak2009@hotmail.com

GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI

"HER GÜN"


AKLA ZİYAN ŞEYLER

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

01 EKİM 2017

İnsanların gündeminde başka şey var, AKP ve saray iktidarının gündemindeyse başka şey. Zamlar bindirmiş, yurttaş yaşamını nasıl sürdüreceğini düşünüyor, iktidarsa sürekli olarak oyun peşinde. Bu iktidarla birlikte bunca meczubun ve hokkabazın türemiş olması, rastlantı sayılır mı sizce? Baksanıza, sağlık hizmeti verilen bir kurum yani Ankara Numune Hastanesi bundan böyle personeline haftada 3 gün Kur'an Kursu verecekmiş. Hoş uzun zamandır hastanelerde beş vakit ezan bütün servislerde hopörlerden duyulmaktadır zaten.

Bu tür uygulamaları gündeme getirenleri gözümün önüne getiriyorum da niyeyse bir türlü gözümün önünde insani değerleri olan, mesleğini hakkıyla yerine getiren kimseler gelmiyor. Nerede işlerini doğru dürüst yapmaktan uzak, içi fesat ve hile dolu şeytani ruhlu insanlar varsa bu tür şeylerle karşımıza çıkıyorlar inanın ki.

Hasta bile olmasanız salt gidip görmek için hastaneleri dolaşın ve karar verin isterseniz. Hastaneler günün her saati acılarını dindirmek için bekleşen insanlarla dolu. Bu insanlar sayısız nedenlere bağlı olarak da inanın doğru dürüst hizmet almaktan bile yoksunlarken, hastane yöneticileri önlerindeki işlere bakacaklarına yukarıda söylediğim gibi şeytani uygulamalara kafa yoruyorlar niyeyse. Sanki ülkemizde din hizmeti verecek kurumların köküne kibrit suyu dökülmüş de iş hastanelere kalmış gibi davranılmasının gerçekten de anlaşılır bir yanını bulmak olası değildir. Zaten Numune Hastanesi ki salonlarında bilimsel toplantılar yapmak yerine uzun zamandır dini içerikli toplantılar yaparak dikkati çeken bir hastane olarak gözümüze batan bir kurumken bir de ne görelim haftada 3 gün personeline Kur'an Kursu vermek için harekete geçmez mi?

Oysa beklerdik ki, hastane yönetimi hastalara daha iyi hizmet verme yollarını arasın ve bulsun. Saatlerce onca hastanın içinde canı çıkan, daha da da iyi hizmet vermeleri için personelinin koşullarını iyileştirsin. Üzülerek söylemek gerekirse bunların hiçbiri gündeme gelmiyor. Birileri çıkmış din, iman uydurması ile hizmet vereceğini sanıyor. Ve de işin en kötüsü böyle iyi bir Müslüman olunacağı düşünülüyor. Ne diyelim; en iyisi bu yöneticiler hastalara bilimin sunduğu hizmetlerden hepten vazgeçip her hastanın başında geceli gündüzlü kadrolu imam bulup okutsun daha iyi. Üstüne üstlük Numune Hastanesi gibi hastaneler işyerlerine bir de kadrolu üfürükçüler alabiliyorlarsa artık verilen hizmet tadından yenilemez.

Öyle ya bize ne; zamdan, ülkenin bozulan ekonomisinden ve işsizlik çeken, açlıktan kırılan milyonlardan. Bize ne; her gün sapır sapır insanlar emperyalist güçlerin oyunlarıyla kanı sel olup akıyormuş değil mi? Memlekette üç beş hokkabazın yobazca hasletleri doyurulsun da ülkeye ne olursa olsun kime ne?

Ha bu arada işler bu noktaya gelmişken AKP ve sarayda etekleri tutuşanlar olduğunu da görmüyor değiliz. Hani derler ya bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü diye, işte o hesap Sayın Recep Tayyip Erdoğan, dün Erzurumlulara seslendi. Seslendi de ne oldu diye merak ediyorsanız etmeyin efendim. Çünkü muhterem bir kez daha bildiğimiz şeyleri söyleyerek ve ana muhalefet partisi genel başkanına çatarak aşırı artan kızgınlığını indirdi mi bilinmez ama öfkeli sözler söyledi ve kendisini alkışlattı Erzurumlulara.

Neymiş efendim Barzani'ye ne istemişte vermemişlermiş. Oysa bütün bu iyiliklere karşın iyilikbilmez davranıp gerçekleştirivermiş 'bağımsızlık' referandumunu.

Allah aşkına şimdi siz söyleyin ,bu sözlerle Fethullah Gülen için söylenen sözlerin arasında ne fark var? Aynı sözlerle Erzurumluların karşısına çıkan Erdoğan'ı nasıl oluyor da Erzurumlular alkışlıyorlar dersiniz? Yoksa bu Erzurumluların ülkemizde olup bitenlerden hiç mi bilgileri yok? Ülkemizde yaşananlar ve yağmur gibi yağan zamlar karşısında gözleri bağlı kulakları kapalı mı ki bu kadar vurdumduymaz şekilde davranabiliyorlar?

Uzatmayalım değişecek değil ya Sayın Erdoğan, geçmişinde ne ise şimdi de o. Baktı gördü ki AKP kaleleri çöküyor, yakında içlerinde "adam yerine konmayanların" sayısı bir hayli artacak ve kendilerine karşı muhalefet hız kazanacak, o da ne yapsın şimdiden 2019'un telaşına düşmüş bile. 2019 seçimleri için bir kez daha gözü bağlı, kulağı tıkaçlı Erzurumlulardan oy istiyor. Erken demeyin, Sizde Recep Tayyip Erdoğan'ın yerinde olsanız belki de aynı şeyi yaparsınız. Çünkü o kendisini seçimleri kazanma zorunda hissediyor.

Ya kazanamazsa mı diyorsunuz?

Eğer kazanamazsa daha şimdiden Sayın Erdoğan'ın yüzüne bakın korkunun her türlü rengini görmekte zorlanmayacaksınız…