İnsanların gündeminde başka şey
var, AKP ve saray iktidarının gündemindeyse başka şey. Zamlar
bindirmiş, yurttaş yaşamını nasıl sürdüreceğini düşünüyor,
iktidarsa sürekli olarak oyun peşinde. Bu iktidarla birlikte
bunca meczubun ve hokkabazın türemiş olması, rastlantı sayılır
mı sizce? Baksanıza, sağlık hizmeti verilen bir kurum yani
Ankara Numune Hastanesi bundan böyle personeline haftada 3 gün
Kur'an Kursu verecekmiş. Hoş uzun zamandır hastanelerde beş
vakit ezan bütün servislerde hopörlerden duyulmaktadır zaten.
Bu tür uygulamaları gündeme getirenleri gözümün önüne
getiriyorum da niyeyse bir türlü gözümün önünde insani değerleri
olan, mesleğini hakkıyla yerine getiren kimseler gelmiyor.
Nerede işlerini doğru dürüst yapmaktan uzak, içi fesat ve hile
dolu şeytani ruhlu insanlar varsa bu tür şeylerle karşımıza
çıkıyorlar inanın ki.
Hasta bile olmasanız salt gidip görmek için hastaneleri dolaşın
ve karar verin isterseniz. Hastaneler günün her saati acılarını
dindirmek için bekleşen insanlarla dolu. Bu insanlar sayısız
nedenlere bağlı olarak da inanın doğru dürüst hizmet almaktan
bile yoksunlarken, hastane yöneticileri önlerindeki işlere
bakacaklarına yukarıda söylediğim gibi şeytani uygulamalara kafa
yoruyorlar niyeyse. Sanki ülkemizde din hizmeti verecek
kurumların köküne kibrit suyu dökülmüş de iş hastanelere kalmış
gibi davranılmasının gerçekten de anlaşılır bir yanını bulmak
olası değildir. Zaten Numune Hastanesi ki salonlarında bilimsel
toplantılar yapmak yerine uzun zamandır dini içerikli
toplantılar yaparak dikkati çeken bir hastane olarak gözümüze
batan bir kurumken bir de ne görelim haftada 3 gün personeline
Kur'an Kursu vermek için harekete geçmez mi?
Oysa beklerdik ki, hastane yönetimi hastalara daha iyi hizmet
verme yollarını arasın ve bulsun. Saatlerce onca hastanın içinde
canı çıkan, daha da da iyi hizmet vermeleri için personelinin
koşullarını iyileştirsin. Üzülerek söylemek gerekirse bunların
hiçbiri gündeme gelmiyor. Birileri çıkmış din, iman uydurması
ile hizmet vereceğini sanıyor. Ve de işin en kötüsü böyle iyi
bir Müslüman olunacağı düşünülüyor. Ne diyelim; en iyisi bu
yöneticiler hastalara bilimin sunduğu hizmetlerden hepten
vazgeçip her hastanın başında geceli gündüzlü kadrolu imam bulup
okutsun daha iyi. Üstüne üstlük Numune Hastanesi gibi hastaneler
işyerlerine bir de kadrolu üfürükçüler alabiliyorlarsa artık
verilen hizmet tadından yenilemez.
Öyle ya bize ne; zamdan, ülkenin bozulan ekonomisinden ve
işsizlik çeken, açlıktan kırılan milyonlardan. Bize ne; her gün
sapır sapır insanlar emperyalist güçlerin oyunlarıyla kanı sel
olup akıyormuş değil mi? Memlekette üç beş hokkabazın yobazca
hasletleri doyurulsun da ülkeye ne olursa olsun kime ne?
Ha bu arada işler bu noktaya gelmişken AKP ve sarayda etekleri
tutuşanlar olduğunu da görmüyor değiliz. Hani derler ya bayram
değil, seyran değil eniştem beni niye öptü diye, işte o hesap
Sayın Recep Tayyip Erdoğan, dün Erzurumlulara seslendi. Seslendi
de ne oldu diye merak ediyorsanız etmeyin efendim. Çünkü
muhterem bir kez daha bildiğimiz şeyleri söyleyerek ve ana
muhalefet partisi genel başkanına çatarak aşırı artan
kızgınlığını indirdi mi bilinmez ama öfkeli sözler söyledi ve
kendisini alkışlattı Erzurumlulara.
Neymiş efendim Barzani'ye ne istemişte vermemişlermiş. Oysa
bütün bu iyiliklere karşın iyilikbilmez davranıp
gerçekleştirivermiş 'bağımsızlık' referandumunu.
Allah aşkına şimdi siz söyleyin ,bu sözlerle Fethullah Gülen
için söylenen sözlerin arasında ne fark var? Aynı sözlerle
Erzurumluların karşısına çıkan Erdoğan'ı nasıl oluyor da
Erzurumlular alkışlıyorlar dersiniz? Yoksa bu Erzurumluların
ülkemizde olup bitenlerden hiç mi bilgileri yok? Ülkemizde
yaşananlar ve yağmur gibi yağan zamlar karşısında gözleri bağlı
kulakları kapalı mı ki bu kadar vurdumduymaz şekilde
davranabiliyorlar?
Uzatmayalım değişecek değil ya Sayın Erdoğan, geçmişinde ne ise
şimdi de o. Baktı gördü ki AKP kaleleri çöküyor, yakında
içlerinde "adam yerine konmayanların" sayısı bir hayli artacak
ve kendilerine karşı muhalefet hız kazanacak, o da ne yapsın
şimdiden 2019'un telaşına düşmüş bile. 2019 seçimleri için bir
kez daha gözü bağlı, kulağı tıkaçlı Erzurumlulardan oy istiyor.
Erken demeyin, Sizde Recep Tayyip Erdoğan'ın yerinde olsanız
belki de aynı şeyi yaparsınız. Çünkü o kendisini seçimleri
kazanma zorunda hissediyor.
Ya kazanamazsa mı diyorsunuz?
Eğer kazanamazsa daha şimdiden Sayın Erdoğan'ın yüzüne bakın
korkunun her türlü rengini görmekte zorlanmayacaksınız…