Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, yazı

turgutkocak2009@hotmail.com

GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI

"HER GÜN"


ADALET Mİ? ATLET Mİ?

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

26 AĞUSTOS  2017

Kılıçdaroğlu ve herkes 'Adalet' diyor muhterem tartışmayı atlete çekiyor. Neymiş efendim; halkımızın görgü kuralları atletle oturmaya uygun düşmezmiş. Anlaşılıyor ki ayakkabısının altı delik Kasımpaşalımız geçmişini çabucak unutup iyi saatte olsunlara karışıvermiş. Malum ya artık sözü geçen kişi Kasımpaşa'da ne gazozuna top oynayan ayakkabısının altı delik genç ne de yoksulluk günleriyle bir ilintisi kalmış. Öyle bir sınıf atlamış ki uzun sırık atlamacılarına taş çıkarır, mal, mülk, para, pul sahibi olup çıkmış. Eee iş böyle olunca da içinden çıktığı kabuğu beğenecek değil ya o da kendisini burjuvazinin inceliğine kaptırıvermiş. Kaptırıvermiş, kaptırıvermiş de hareketlerine baktığımız zaman burjuva kültürü nerede muhteremin hâl ve gidişi nerede? Arada küçücük bir bağlantı kurmak bile olası değil.

Bugüne kadar Recep Tayyip Erdoğan'dan duyduğumuz sözleri yan yana getirdiğimiz zaman ne demek istediğimi, biliyorum çok ama çok iyi anlayacaksınız. Oysa muhterem birdenbire öyle inceliklere merak salmış ki atletle görüntü vermenin halkımıza saygısızlık olacağına bile hükmedivermiş. Korkarız bu gidişle OHAL'e dayanarak konu ile ilgili Kanun Hükmünde Kararname bile çıkarabilir. Hani, bunları geçelim de asıl Türkiye halkını muhterem tanımaz hale gelmiş. Öyle ya bugün hangi kapıyı çalsanız insanların atletle oturduklarını görürsünüz. Demek ki bu durumda halkımızın kabalığı tavan yapıyor öyle ya. Ayrıca CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun yürüyüş koşullarını dikkate aldığımız zaman o görüntünün ne kadar olağan bir görüntü olduğunu, inanıyoruz ki kimse ama kimse yadırgamak şöyle dursun, gündelik davranışlarından olduğunu görecek ve 'Bu da bizdenmiş la" çekmekten kendini zor alıkoyacaktır.

Konunun özü bize sorarsanız atlet don tartışması falan değildir. Tamamıyla köylü kurnazlığına özgü popülist bir davranıştır ki sanıyoruz muhterem bu hareketi ile halkın beğenisini kazanıp oylarını birkaç puan yukarı çekeceğini düşünmüş olmalıdır. Öyle ya onun için ülkede ADALET varmış yokmuş hiç ama hiçbir önemi de yoktur, ADALETİN gereği de. Bu yüzden de konuyu başka alana çekmek isteyen Sayın Erdoğan tartışmayı bu alana çekmesin de ne yapsın değil mi?

Bu tartışmaya tartışma da dememek gerek aslında. Hakaretlere tanık olurken ülke ne halde ne suda hiç düşünüyor musunuz? İşsizlik diz boyu olmuş, insanlar açlık ücretlerine talim ediyorlar. Baskı ve zulüm gırla gidiyor. Hak, hukuk, adalet diye bir şey yok. Gazeteciler, siyasiler, haklarını arayanlar tutuklanıp tutuklanıp içeri atılıyor. Sizin anlayacağınız talimatla işleyen bir yargı söz konusu. AKP'li yöneticiler orada burada ülkenin en büyük tesisi diye yapılan cezaevlerini gösteriyorlar. Milli Eğitim laçkalaşmış. Önüne gelen valisi, kaymakamı, eğitimcisi çağdışı eğitim yöntemleri önererek sözüm ona ukalalık taslıyorlar. Ülkenin iç barışı bozulmuş, dışarı da tehlikeli durumlarla karşı karşıya gelinmiş. Yabancı ülkelerle beyhude yapılan tartışmalar yüzünden neler yaşıyor bu ülke neler. Turizm bitmiş, dışsatım büyük aksamalara uğramış, sanayi çökertilmiş. Bütün bu gerçekler karşısında malum kişi başka ülkelerle salt kendi çevresinde tuttuğu yandaşları daha da yandaş olarak yanında tutmak için olmadık ucuz tartışmalara yöneliyor. Sonuçta da kaybeden hep ülkemiz oluyor. Bu tartışmaların ülkemize kazandırdığı en küçük bir şey yok.

Evet, bu yaklaşımlara karşın yine de sürekli olarak yitiren AKP ve saray iktidarı olduğu için malum kişi bu kez de tartışmaları kendi içine taşıyarak herkese vermek istediği ayarı bu kez de kendi partisine vermeye çalışıyor. Emirle parti yöneticileri istifa ettiriliyor, AKP'deki metal yorgunluğu neredeyse her gün tartışılır oldu. Oysa AKP ve sarayda yaşananlara baktığımız zaman olup bitenler metal yorgunluğunun çok ama çok ötesine geçmiş. Yani sizin anlayacağınız oksitlenme bütün yapıyı çürütmüş. İşte bu yüzdendir ki Sayın Erdoğan tartışmaları bel altı sürdürerek belki durumu muhafaza ederim diye düşünüyor ve düzeysiz tartışmalara girip söylemediğini bırakmıyor.

Sonuç olarak kim ne yaparsa yapsın su akar yolunu bulur. Ülkemizde ADALET olmadığı için ADALET YÜRÜYÜŞÜ yapıldı ve milyonlarca insanın destek verdiği ve katıldığı kitlesel bir eyleme dönüştü. Bugün Çanakkale'nin içinde başlayan ve Gelibolu'da sürecek olan ADALET etkinliği başlamış durumda. Bu yüzden de muhteremin ve partisindeki irili ufaklı her yöneticinin kan basıncı daha da artacak ve sataşmalar artarak sürecektir. Ancak yukarıda belirttiğimiz hiçbir soruna da AKP ve saray iktidardan gönderilmediği sürece küçücük bir çözüm bulunamayacaktır.

Biz, TÜRKİYE SOSYALİST İŞÇİ PARTİSİ olarak bunu iyi bildiğimiz için Çanakkale'deki etkinliği destekliyor ve katılıyoruz.

Göreceksiniz her şey iyi olacak iyi…