Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, yazı

turgutkocak2009@hotmail.com

GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI

"HER GÜN"


SİYASAL'A SALDIRI

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

04 HAZİRAN  2017

Hepinizin ildiği gibi önceki gün Ankara Siyasal'a kendilerine 'Ayyıldız Hukuk Topluluğu" ve 'Fikir Aksiyon Topluluğu' adı veren gruplar fakülte binasına girerek orada bulunan öğrencilere saldırdılar. Bu olay üzerine İletişim Fakültesi'nden siyasallı öğrencilere yardım için gelen öğrencilerle birlikte saldırı püskürtüldü. Okulu terk eden grup daha sonra 100 kişilik bir grupla fakülteye yeniden geldiler ve ellerinde bulunan palalar, sopalar ve bıçaklarla öğrencilere saldırdılar. Dışardan yapılan bu saldırıya özel güvenlik herhangi bir yaptırımda bulunmazken saldırıdan 15 dakika sonra gelen polis de saldırganlara herhangi bir şey yapmazken tam tersi saldırıya uğrayan öğrencilerin üzerine gaz sıktı. Çok sayıda öğrenci yaralanırken 20'ye yakın öğrenci de gözaltına alındı.

Her zaman olduğu gibi bir provokasyon gerekçe yapılarak binaya asılan bayrağın indirildiği gerekçesiyle saldırı yapıldı yalnız bütün bu provokatif girişimlerin aksine bayrağımız yerinde duruyordu, kimse de herhangi bir hareket yapmış değildi. Saldırganlara içeri girdikten sonra orada bulunan öğrencilere ramazanı bahane edip niye oruç tutmuyorsunuz, ramazanda yemek yiyemezsiniz diyerek saldırıda bulundular. Saldırı sırasında fakülteden uzaklaştırılan akademisyenlerin fotoğraflarını da parçaladılar.

Üniversitelerde olup bitenlerle ilgili bugüne kadar bütün iktidarlar; "sağ-sol çatışması" deyip daha çok da suçu solcuların üstüne atıp çıkarlardı işin içinden. Belki bir benzerini yaşıyoruz fakat bu kez bu saldırıların arkasında doğrudan AKP iktidarının olduğunu da unutmamak gerekir. "Dindar ve kindar gençlik" betimlemesiyle başlatılan furya iktidar tarafından çok ciddi olarak desteklendi ve dinci, gerici, faşist çevrelerin güçlenmesi için hazırlanan ortamda bu gibi grup ve çevreler beslenip güçlendirildiler. "Dinimize sahip çıktıkça sıkıntılarımız azalacak" diyerek sıkıntılarımızın azalacağını söyleyen Recep Tayyip Erdoğan'ın bu yönde sarf ettikleri sözler hiç de laf olsun diye söylenen sözler değildir.

Mademki dinimize sahip çıktıkça sıkıntılarımız azalacaksa biri ya da birileri niye sıkıntıdan kurtulmak için sahip çıkmak adı altında oraya buraya saldırmasın ki? Birileri oruç tutmuyor diye din polisi gibi davranan insanların ruh halini anlamak istiyorsanız kendinizi bir onların yerine koyun nasıl da gençliğin düşünme sistematiğinin bozulabileceğini görürsünüz. Evet, ülkemizde bütün kesimleri sıkıntıya sokan sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel bir sürü neden sayabiliriz. Ancak bunları gündemine getiren bir gençliğin ise yönelimi tabiki de iktidarı destekler tarzda olmayacaktır. Bu yüzden de iktidar yığınların düşünme sistematiğini bozup onları birileriyle kolaylıkla dövüşe sürmek için dini kullanmaktadır. Siyasal'a saldıranların felsefesi bu kadar basit, bu kadar dardır işte. Böylesine basit ve dar felsefe ile beyinleri yıkananları; çıkarınız için her yöne sürebilirsiniz. Çünkü bu kesimler; neden, niçin sorularını bile soramayacak denli bir düşün yoksunluğu ile karşı karşıyadırlar.

Bazıları bizim ülkemizde IŞİD, El Kaide, El Nusra gibi terör örgütlerinin olamayacağını söyleseler de, çokça İslamiyet terörü reddeder deseler de Türkiye'de de pekâlâ IŞİD gibi terör örgütlerinin üyesi ve yandaşı hiç de azımsanacak gibi değildir. Bu yüzden de kendilerine ne isim verirlerse versinler sözüm ona İslami hasletlerle hareket ettiklerini dile getirenlerin hemen büyük bir bölümü bir adım sonra İslami terörü kendilerinde hak görecek kimselerdir. Yoksa Siyasal'a gelen güruhun oruç tutmayanlarla ne işleri olabilir ki değil mi?

'Ayyıldız Hukuk Topluluğu" ve 'Fikir Aksiyon Topluluğu' adı altında örgütlenip saldıranların bugün ellerinde palalar, sopalar varsa yarın silah ve kelle uçuran kılıç olmayacağını kim söyleyebilir ki?

Sözü uzatmayalım; AKP ve saray iktidarı çok yönlü olarak dini devlet anlayışının egemen olması için yoğun bir çaba içerisindedir. Bu çabaların başında da hiç kuşku yok ki, eğitim gelmektedir. Bugün eğitim her yönüyle bozulmuş, bilimsellikten çıkarılıp içine hurafe soslanan bir işe yaramaz uygulamalar karmaşasına dönüştürülmüştür. Burada tabiki de iktidarın muradının ne olduğunu doğru anlamamız ve onların muratlarını boşa çıkarmak için elimizden gelen çabayı göstermemiz gerekmektedir. Yok, eğer iktidarın uygulamalarını püskürtemez, bilimi öne alan bir eğitime ağırlık verilmesini sağlayamaz ya da onların oyununu bozamazsak, tıpkı geçmişte olduğu gibi ABD'nin 6. Filosu'na karşı namaza durup sonra da devrimci kanı dökenlerin bugün de aynısını misliyle yapabileceklerini düşünemiyorsak gerçekten de gaflet uykusundayız demektir. Bugün devletin pek çok kademesini dini vakıf ve cemaatler kuşatmakla kalmamış söz söyler yerlere yükselmişlerdir. Her ne kadar AKP ve saray benim cemaatim ve tarikatım iyidir anlayışına kendisini bir güzel kaptırmışsa da sonuç her zaman için önce ülkemiz ve insanları için sonra AKP ve yandaşları için de gerçekte Fethullahçılardan daha az tehlikeli değillerdir.

Dün Fethullahçılar da AKP ve sarayın gözünde 'Bir Hizmet Örgüt'üydü fakat bugün ise terörist olarak anılmaktadır. Bizler zaten Fethullahçıların ne olduklarını iyi biliyorduk.

Bitirirken sözü; "dindar ve kindar gençlik" ve "Dinimize sahip çıktıkça sıkıntılarımız azalacak" tanımlamasıyla bitirelim ve Siyasal'a saldırının nedenini de doğru okuyalım ki yarın geç olmasın…

TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN "HER GÜN" BAŞLIKLI ÖNCEKİ YAZILARI

ANA SAYFA