Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, yazı

turgutkocak2009@hotmail.com

GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI

"HER GÜN"


ACI ÜSTÜNE GÜZELLEME

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

02 HAZİRAN  2017

Nasıl bir ülke haline geldik anlamak gerçekten de zor. Eğer şu Şırnak Uludere Şenoba'da helikopter kazası olmasaydı kimse Yarbay Songül Yakut'u anımsamayacaktı. Onun kaç kardeş olduğunu, babasız büyüdüklerini, kardeşlerini okuttuğunu da kimse bilmeyecekti. Hele Fethullahçıların hışmına uğrayıp kendisine nasıl rezil bir kumpas kurulduğunu ise 80 milyonluk ülkede beş on bin kişi ya anımsayacaktı ya anımsamayacaktı.

Şimdi öyle mi ya? Herkes özellikle ondan söz ediyor. Meğer Yarbay Songül Yakut neymiş de bizim haberimiz yokmuş. Oysa yandaş basının o günlerdeki rezilliklerini görmek istiyorsanız arşivlerine döner bakarsınız ve bizim ne demek istediğimizi de anlarsınız. Yarbay Songül Yakut jandarmada görev yaptığı sırada kadınlara yönelik şiddetle ilgili öyle övülesi görevler yapmış ki kendisine kumpas kurulduğu dönemde kimse anımsamazken şimdi yapıp ettikleri herkesin dilinde. Hatta Eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı AKP'nin Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin bile bu kaza sonrası çıktı hepimizi şaşırtan övücü konuşmalar yaptı. Oysa Songül Yakut'a kurulan tuzakla ilgili olarak zamanında Fatma Şahin'in tek bir sözünü bile işitmiş değiliz.

Gazeteler, televizyonlar, hatırı sayılır kişiler bol bol Songül Yakut'tan söz ediyor. Doğal olarak haklıya hakkının teslim edilmesi bizi sevindirir ancak madem Yarbay Songül Yakut böylesine iyi bir komutan, iyi bir asker ve yurdunu da çok seviyordu da bugüne kadar niye iki cihanda yüzü kara olacaklardan bir tek sözcük bile işitmedik de şimdi bu çevreler övgüler düzüyorlar dersiniz. Haydi, sivil çevrelerden duyacaklarımızı duyamadık, ordunun komuta kademesinden niye Songül Yakut komutana hakkını teslim eden bir açıklama işitmedik? İşitmek şöyle dursun, böylesine yetişmiş ordunun elinde kaç kadın subayı vardı da o çok daha etkili görevlerde görevlendirilmesi gerekirken adeta bir sürgün gibi oralara gönderildi dersiniz?

Hani bunları böyle bir zamanda yazmak gerçekten bizi üzüyor üzmesine de kişiye sağlığında gösterilmesi gereken saygı niye gösterilmiyor da yaşamını yitirince birdenbire ona düşmanlık besleyenler ya da ne bileyim hiçbir yakınlık göstermeyenler şimdi ortalığa çıkıp şöyle iyiydi, böyle iyiydi, bir eşi menendi daha yoktu diye timsah gözyaşları döküyorlar bilemedik doğrusu.

Hani biz bunları yazınca bütün bu oyunları Fethullahçılar yaptı bizim suçumuz yoktu denildiğini duyar gibi oluyorum da bu tür yaklaşımların üstümde küçücük bir inandırıcılığı olmuyor niyeyse. Tamam, kumpasın her aşamasında Fethullahçılar vardı anladık da o Fethullahçıları kim vali, kaymakam, emniyet müdürü yaptı? Fethullahçılar nasıl oldu da ülkenin en önemli görevlerine getirildiler. Ordu ve yargı içinde böylesine yuvalanmalarını sağlayanlar kimlerdir acaba? Her şeyi bir yana bıraksak Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Fethullahçılara seslenerek; "ne istediler de vermedik" demesini belleklerimizden silmenin olanağı var mı acaba?

Bazen kafamız takılıyor. Bakıyorsunuz yargı atmış içeri insanları üstünden aylar geçmiş ama ne ses var ne de seda. Oysa Net TV'de Atatürk'e hakaret eden Süleyman Yeşilyurt bir hafta bile içerde kalmadı. Bir de baktık ki adam salıverilmiş. Yani bu kadar ağır işleyen yargı bir tek ülkenin güzel insanlarına kumpas kurmak ve onları aylarca içerde tutmak için mi görev yapıyor da Mustafa Kemal Atatürk'e olmadık sözler söyleyenleri bir hafta içinde serbest bırakıyor doğrusu bilmek isteriz.

Yine bu iktidar tarafından ordunun çivisi çıkarılmış. Komuta kademesi ile öyle oynanmış öyle oynanmış ki düşman bile istese orduya bu kadar zarar veremezdi. Hem düzelecek gibi de görülmüyor. AKP iktidarı millet adına yargı görevi yapan yargının işini bitirmiş. Milletin ordusunu AKP'nin ordusu haline getirmek için büyük bir çaba içinde. Polisi zaten iktidarın polisi yapmış. Devlet de zaten AKP devleti. Eee sonra ne olacak, nasıl çıkılacak onca çamurun, bataklığın içinden?

Unuttuysanız anımsatalım. Anayasa oylaması öncesinde AKP ve saray iktidarı değil miydi 'HAYIR' çıkarsa cenazeler gelmeye devam eder diye propaganda yapanlar şimdi neredeler? Değişen bir şey oldu mu? Ülkemizin evlatları yaşamlarını yitirmeye devam etmiyor mu?

Uzatmayalım bu son kaza sonrası timsah gözyaşı dökenlerin yaşadıklarımızda suçu büyük. Bütün bu gerçeklere karşın dün ağızlarını köpürte köpürte konuşan, kalemlerini köpürte köpürte yazan bu çevrelerin bugünkü hallerine inanacaksak vay halimize ki ne vay! Ya böylesi acılı günlerde dünün timsahları birden güvercine dönüşmüyor mu, haydi dönüştü bunu birileri yutup kafamızı ütülemiyorlar mı inanın tepemiz çok atıyor çok.

Biliyor musunuz Yarbay Gönül Yakut sağ olsaydı kimse bu övme kervanına katılmazdı. Biz buna ölü sevicilik, bir de acıya güzelleme düzmek diyoruz. Bütün ölü seviciler de insan bile değildir zaten. Çünkü nasıl olsa bundan böyle Yarbay Gönül Yakut'un aydınlığı bu karanlık çevrelerin karanlığını tehdit etmeyecek.

Bu yüzden de öv övdüğün kadar, nasıl olsa kimse yalancıların ve insanlık düşmanlarının namussuzluklarını yüzlerine vurmayacak, ben ve benim gibiler hariç…

TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN "HER GÜN" BAŞLIKLI ÖNCEKİ YAZILARI

ANA SAYFA