Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, yazı

turgutkocak2009@hotmail.com

GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI

"HER GÜN"


MGK TOPLANDI

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

01 HAZİRAN  2017

Her konuda ilginç bir ülkeyiz vesselam. AKP iktidarı bugüne kadar ABD ile birlikte bölge politikalarının hemen hepsine imza attı. Suriye'nin başına örülen çorap da bu anlayışın gereği olarak uygulamaya konuldu ve harekete geçirilen terör örgütlerine yönelik Suriye'nin yaptırımları bahane edilerek Suriye'ye karşı tuzaklar kuruldu. Dünya alem biliyor ki sözü geçen örgütler ne isim altında olurlarsa olsunlar birer piyondular ve bu piyon örgütlere de AKP iktidarı ülkemiz toprakları içinde kucak açtı. Onların askeri ve siyasi olarak örgütlenmesi ve güçlenmeleri için başta İstanbul olmak üzere Antalya ve bazı kentlerimizde toplantılar düzenlemeleri sağlandı. Özetle söylersek korundular, kollandılar. Bütün bu uygulamalar Büyük Ortadoğu Projesi'nin bir parçası olarak ABD ile birlikte gerçekleştirildi.

Suriye ise haklı olarak kendisine kurulan bu tuzakları boşa çıkarmak için canla başla kanının son damlasına kadar savaştı ve emperyalist dünyanın kendisine kurduğu tuzakları ise boşa çıkartmasını bildi. Hiç kuşku yok ki bu tuzakların boşa çıkarılmasında Rusya ve İran'ın rolünü de unutmamak gerekir. Suriye'nin yaşadığı bu görülmemiş acıyı fırsat bilen İsrail'in hava saldırılarını da eklersek AKP iktidarının kim ya da kimlere hizmet ettiğini çok daha açık bir şekilde görürüz.

Ne demişler? "Rüzgâr eken fırtına biçer." AKP'nin politikaları da tıpkı böyle oldu ve sonunda ülkemizin güvenliğini de ciddi bir şekilde tehlikeye soktu. Rusya'nın uçağının düşürülmesinden tutun da bölgede yeni yapılanmalara kadar AKP iktidarının işbirlikçi politikaları sorunların giderek daha da büyümesine yol açtı. Nihayetinde ABD bölgede varlığını duyumsatmak ve etkili olmak için kendisine en yakın olarak PYD'li Kürtleri buldu. Suriye'nin kuzeyinde ince bir şeritte tutunmalarını sağladığı gibi konumlarını da silah vererek ve askeri destek sunarak güçlendirdi. Gerçi öteden beri Akdenize bir koridor açılacağı yorumları Türkiye'nin müdahalesi ile kesildi ancak bu kez de ABD, PYD'ye ağır ve stratejik silahlar vererek başka bir tehlike yarattı. İşte bu yüzden Recep Tayyip Erdoğan Çin'den ayağının tozu ile ABD'ye gitti ve artık 23 dakikada Trump'la ne konuştuysa konuştu ve eli hamur karnı aç olarak Türkiye'ye geri döndü. Oysa Sayın Erdoğan ABD'ye gitmeden önce ne virgül bıraktı yerinde ne de nokta. Değişen bir şey olmadı. Dostluğa ve stratejik ortaklığa vurgu yapılarak her zamanki gibi bu kez de Trump bildiğini okudu PYD'ye yüklü miktarda silah sevkiyatı yapıldı.

Olup bitenler de dikkate alındığında konu ülkemiz açısından gitgide duyarlı hale geliyordu. Bu yüzden de dünkü MGK toplantısı ağırlıklı olarak bu konu üzerinden yapıldı. Her zamanki sözlerin bir benzeri MGK toplantısı sonrası açıklandığı için bizler MGK'nın toplantısı sonucu açıklanan görüşlere şaşırmadık.

Neymiş efendim ABD'nin PYD'ye onca uyarılara karşın silah vermesi dostluğa sığmazmış. İyi tamam dostluğa sığmaz da bu olup bitenleri dostluğa sığdıramadığını söyleyen AKP iktidarının ABD'ye karşın nasıl bir tutum içine gireceği konusunda bir düşüncesi olan var mıdır acaba? Yoksa ABD'nin PYD'ye ağır silahlar vermesi dostluğa sığar ya da sığmazmış kimin umurundadır bizzat Sayın Erdoğan çıkıp kendisi söyleyebilir mi?

Dün akşam bir helikopter kazası yaşandı. Bu kazada içinde üst rütbeli subayların da olduğu 13 askerimiz yaşamını yitirdi. Bu askerlerin içinde Fethullahçıların kumpasları sonucu meslekten çıkarılan ve içeri atılanlar da var. Yarbay Songül Yakut bunlardan biri. Tümgeneral Aydoğan Aydın bile 15 Temmuz darbesi bahanesiyle gözaltına alınıp serbest bırakılan askerlerimizden. En önemlisi de Songül Yakut'a kurulan tuzağı bütün Türkiye iyi biliyor.

Uzatmayalım ABD'nin verdiği ağır silahlar sonucu daha büyük kayıplar verme olasılığımız karşısında ABD'ye karşı söylenmesi gereken sadece; "bu dostluğa sığmaz" açıklamasından mı ibarettir? Gerçekten de bu yaklaşımı anlamamız zor. Ama bizim anlamadığımızı Perinçek ve partisi inanmış olmalı ki Sayın Erdoğan başkomutanlığında ABD'ye karşı savaş veriyormuşuz. Bu nasıl bir şeydir bilemedik. Yoksa Perinçek ve partisi gördüklerini şişe dibi gözlüklerle mi görüyor?

Bu konuda izlenecek açık politika şudur;

Türkiye derhal kapsamlı bir politika değişikliği ile Şam'ın politikalarını destekleyecek, Suriye'nin toprak bütünlüğünü koşulsuz savunarak Suriye'ye yönelik hiçbir kumpasın içinde olmadığını dünya aleme açıkça bildirecek ki, ABD'in yaptığı dostluğa sığar mıymış, sığmaz mıymış cümle alem görsün değil mi?

TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN "HER GÜN" BAŞLIKLI ÖNCEKİ YAZILARI

ANA SAYFA