Türkiye'de insanların %97'si
Amerika'yı düşman görüyormuş. Yandaş basın Yeni Şafak gazetesi
internetten bir anket düzenlemiş ve bu sonuca varmış. Gerçek o
ki bu ülkenin solcuları ve sosyalistleri ABD'den hiç mi hiç
hazzetmezler. Dinci, imancı kesime gelince işin rengi değişir.
Değişir, çünkü bizim ülkemizde solcular ve sosyalistler Amerikan
emperyalizmine karşı canlarını ortaya koyup mücadele ederlerken
bu dinci, imancı takımı Amerika'nın mızrağı görevini yapıyordu.
Türkiye'de Amerika Sovyetlere karşı 'Yeşil Kuşak Projesi'ni bu
kesimlerle oluşturdu. Komünizmle mücadele adı altında bunların
içinden devşirdiklerini kontrgerilla örgütü içine yerleştirdi.
Bunlar ki devrimciler Amerika'nın 6. Filosu'nun askerlerini
Dolmabahçe'den denize dökerlerken, şimdiki TBMM Başkanı İsmail
Kahraman'ın başkanlığını yaptığı MTTB, 6. Filoyu kıble yapıp
namaza durduktan sonra devrimcilere saldırıp iki gencecik
insanımızı katlettiler, birçoğunu da yaraladılar.
Neymiş efendim Trump Ortadoğu gezisine çıkacakmış. Sizin
anlayacağınız Rusya, İran ve Suriye'nin oluşturduğu merkezden
rahatsız olmuş. Bu yüzden de hem İsrail'i hem de Suudi
Arabistan'ı ziyaret edip Rusya, İran ve Suriye'nin oluşturduğu
bloka karşı bir blok oluşturma peşindeymiş. Bu haberi dinleyince
bir kez daha gördük ki bu dinci imancı takımına asla güven
olmaz. Çünkü onların marifetidir dişi deveye erkek deve diyecek
kadar gözü dönmüşlük. Bu yüzden de bu kesimler kolaylıkla
İsrail'le birlikte davranırlarsa hiç mi hiç şaşırmayız. Zaten bu
konuda vereceğimiz o kadar çok örnek var ki anlat anlat
bitiremeyiz. Öteden beri Filistin sorununda birçok İslam ülkesi
hep ikili oynamışlar, gerektiğinde de kolaylıkla İsrail'in
çıkarına bir davranış sergilemişlerdir.
Konu ile ilgili en canlı örnek kuşku yok ki Recep Tayyip
Erdoğan'ın şu kısa zaman dilimi içinde gösterdiği tutumdur. Bir
bakmışsınız Davos'ta "one minute" demiş, bir de bakmışsınız ki
attığını tuttuğunu unutmuş İsrail'le anlaşıvermiştir. Şimdi
ezanla ilgili birkaç cılız ses çıkarılışına ise kimse
bakmamalıdır.
Konumuz Türk-Amerikan ilişkileridir. Son zamanlarda Türkiye ile
Amerika arasında PYD'ye verilen silahlar yüzünden ilişkiler
gerilmiş gözükmektedir. Bu yüzden de Recep Tayyip Erdoğan bir
oraya bir buraya koşturarak Amerika'yı attığı adımlardan
vazgeçirmeye çalışmaktadır. Yani sizin anlayacağınız ortada
Ali'nin külahını Veli'ye Veli'nin külahını Ali'ye giydirme
kurnazlığı söz konusudur. Oysa dış politika böyle bezirgân
anlayışlar üzerine bina edilemez. Sizin dış politika dediğiniz
şey omurgalı bir duruşu gerektirir. Bugün onunla, yarın bununla
ortayı bulmaya kalkar hele de birilerinin politikalarının
uygulayıcı valisi gibi davranırsanız dünya başınıza çöker de
haberiniz bile olmaz.
Türkiye'de politika büyük ölçüde Amerika'nın PYD'ye verdiği ağır
silahlara odaklanmış görünüyor. Bu yüzden de kimi konuştursanız
konu ile ilgili bir söyleyeceği var. Kimisi; vay sizinle
müttefik değil miydik bizi nasıl satarsın diyor, kimisi
stratejik ortaklık böyle olurmuymuş diye dövünüyor. Saldırı ve
savaş örgütü NATO'dan bile medet uman çok. NATO'nun bizi
korumamasına dilleri dışarda laf yetiştirenler ise gırla.
Böylesine ateşlenmiş bir dış politika olunca da siyasilerin
çevresinde oluşan çemberde de bir kaynaşma, bir dellenme bir
kızgınlık belirtileri ister istemez yaşanıyor elbette. Baksanıza
Yeni Şafak internetten anket yapmış halkımızın %97'sinin
Amerikan düşmanı olduğu sonucuna ulaşmış.
Ancak siz siz olun böylesi eli yüzü bulaşık bezirgân
politikalara kanmayın. Hem üstelik Recep Tayyip Erdoğan'ın
Amerika'ya odaklanmış görünmesi de sizi aldatmasın. O yarın ki
görüşmelerde toplu iğnenin başı kadar bir sonuç elde etsin,
kendisindeki ruh hali de, izinden yürüyenlerin ruh hali de
anında değişiverir. Ortada ne Çin görüşmesi kalır ne de Rusya
yakınlaşması. Amerika birden stratejik müttefikimiz olur çıkar
ki şaşkınlıktan diliniz tutulur diliniz…
İşte bu yüzden ne Recep Tayyip Erdoğan'ın atıp tutmasına ne de
onu ayak izi uzaklığından takip eden dinci, imancı kesimlere
inanıp da hayal kırıklığına uğramayın.
Baksanıza Hürriyet Gazetesi'nin bugünkü köşesinde Ahmet Hakan ne
yazmış?
Buyurun birlikte okuyalım.
TRUMP var ya Trump...
- Tüm ezberleri bozsa...
- Yumruğunu masaya vursa...
- Yüksek sesle haykırsa...
- Ve başlasa konuşmaya...
- “FETÖ’yü iade ettim gitti” dese...
- “YPG’ye silahı kestim gitti” dese...
- “Reza’yı kurtardım gitti” dese...
- Türkiye anında Amerikancı olur.
- “Ver mehteri ver”in yerini...
- “Ver Amerikan Milli Marşı’nı ver” bile alır.