turgutkocak2009@hotmail.com

GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI

"HER GÜN"


OYUNA DEVAM

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

07 MART 2017

AKP ve saray olağan koşullarda ve özgür propagandanın serbest olarak sürdürülmesi sonrası getirdiği anayasa değişikliğine halktan olur almasının olanağı yok. İşte bu yüzden AKP ve saray farklı farklı yollar izleyerek ve ülkede becerebilirlerse denetimde tuttukları bir kargaşa ortamında sonucu 'EVET'e çevireceklerini düşünüyorlar. Zaman zaman AKP'liler tarafından gerilimi yükseltici hamleler geliyor ki, bunun nedeni de 'HAYIR' oyu vermek isteyenleri kendi tuzaklarının içine çekmek istemelerinden kaynaklanıyor. Sinop AKP İl Yöneticisi Musa Yıldırım'ın haberlerde herkesin tepkisini çekecek bir görüntüsü yayınlanıyor. Görüntüde "BÜYÜK TÜRKİYE İÇİN HAYIRCILARA NE YAPACAĞIZ" denildikten sonra Musa Yıldırım silahını arka arkaya ateşleyerek ne yapacaklarını da böylece göstermiş oluyor.

İpi bu denli kıran AKP yöneticileri tepkiler üzerine istifa bile etseler bu sahne gösteriyor ki AKP ve saray yönetilebilir bir kargaşaya çoktan 'EVET' demiş bile. Bu yolla bir yandan AKP'lilerin vidası sıkılanıp gözü kara taraftar haline getirilmesi düşünülürken diğer yandan da olası olaylar sonucu 'HAYIR'cılara; "bakın biz dememiş miydik bunlar terörist" diye suçlamak için akıl dışı tutum ve davranışlarının çıtasını yükseltiyorlar.
Bir önemli nokta da iktidarın bakanlarının Avrupa'da 'EVET' için toplantı ve miting yapma isteklerinin geri çevrilmesi. AKP ve saray bu geri çevrilmeyi kullanmak için yeni bir fırsat yakaladığını sanıyor ve sonuna kadar götürmek için de AKP ve saraydan öyle açıklamalar geliyor ki, Almanya'nın ve öteki Avrupa ülkelerinin bu açıklamalara karşı sessiz kalmasının olanağı yok.

Böyle bir şey AKP ve saray tarafından niye önemli bir fırsat gibi görülüyor ve yangına körükle gitmeye çalışılıyor?

Bir kez bu gerginlik ortaya çıktıktan sonra Recep Tayyip Erdoğan için yeni bir fırsat doğdu. Erdoğan, bu fırsatı değerlendirerek iç kamuoyunda ne dirayetli adam, kimseye boyun eğdiği yok, Avrupa'ya kafa tutuyor ve "Almanya beni geri çevirirse bütün dünyayı ayağa kaldırırım" diyerek yandaşlarına önemini bir kez daha anımsatmış oluyor. Oluyor da bunu yapabilecek gücü var mı? İşte orası çok açık. Bundan böyle Recep Tayyip Erdoğan'ın aklıyla kimsenin kuyuya girmesini beklemek doğrusu ham hayal olur. Ancak Recep Tayyip Erdoğan yine de 16 Nisan'a kadar durumu idare edebileceğini düşünüyor ve sonrası Allah kerimdir diyerek ağzına ne gelirse söylüyor.

Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde AKP'li bakanlar miting ve toplantılar yapsalar ne olur, yapmasalar ne olur? Bu yöntemle oylarının fanatikler dışında artacağını sanıyorlarsa yeminle söylüyorum aldanıyorlar. AKP içinde cumhuriyet yerine tek adamın her şeye egemen olmasını istemeyen pek çok insan var. Bu yüzden de Almanya ve diğer Avrupa ülkeleri yasaklama yoluna gitmeselerdi iyi ederlerdi. İyi ederlerdi, çünkü nasıl ülke içinde AKP ve saray sözcüleri anayasalarını savunacak bir yol bulamıyorlarsa orda da bulamayacaklar 'HAYIR'cıların yeri çukur" demenin ötesine geçemeyeceklerdi. Bu da toplumun neredeyse yarıdan fazlasının tepkisine neden olduğuna göre varsınlar Almanya'da da aynı minval üzerine konuşsalardı ne olacaktı ki sanki?

Yalnız bu yasaklamanın küçük bir ölçüde de olsa 'EVET' oylarının artmasına sebep olacağı da gözlerden ırak tutulmamalıdır. Bu yüzden de bugüne kadar AKP ve Recep Tayyip Erdoğan'ı savunup kollayan Batı düşüncelerinden tersyüz ederken de yine AKP ve sarayın işine yarayacak bir tutum sergilemiştir. Dolayısıyla bu gelişmelerin AKP ve saray nezdinde nasıl kullanılacağını birileri çıkıp şu Avrupa'ya anlatması gerekir.

Bir önemli noktada AKP ve sarayın başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkeleriyle gerginliği sürekli tutmayacağını, kısa yoldan olağana dönmenin yollarını arayacağını düşünenler olabilir. Tamam, hem de bunun daha dün kadar eski bir örneği var önümüzde ama yine de yaratacağı yıkımı iyi hesap etmek gerekir. Rusya ile yaşanan bunalımın ülkemize neler getirdiğini herkes biliyor. Almanya ile yaşanacak bunalımında sonuçları üç aşağı beş yukarı aynı olacaktır. En başta bir kez daha turizmle uğraşanların kapısını iflas tehlikesi çalacak ve Türkiye bunun bedelini gerçekten de ağır ödeyecektir. Salt bu kadarla da kalmayacak Almanya ve öteki Avrupa ülkeleriyle sürdürülen ticarette de bir kopma yaşanacağı için içerde büyük bunalımlar yaşanabilecek.

Yalnız bütün bu gerçeklere karşın AKP'nin derdi ne ülkedir ne de ülkenin insanlarıdır. Bunlar önlerine tek kişinin egemen olduğu padişahlık yetkisi ile donatılmış birini yani Recep Tayyip Erdoğan'ı başımıza kral olarak oturtmak istiyorlar. Bu yüzden de bu iktidarın yıkımı dikkate alabileceğini ve sağlıklı bir çizgiye kendisini çekebileceğini düşünmek gerçekten de saflık olur.

Sonuç olarak bugün anayasa halk oylamasına 40 gün kalmıştır.

Bu iktidar ve 'EVET'çiler ne yaparlarsa yapsınlar 'HAYIR'ı alt edemeyecekler, 17 Nisan sabahında ülke onurlu ve gururlu bir sabaha kesinlikle uyanacaktır.

Göreve devam, HAYIRLI işle yapmaya devam…

TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN "HER GÜN" BAŞLIKLI ÖNCEKİ YAZILARI

ANA SAYFA