

turgutkocak2009@hotmail.com
GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI
"HER GÜN"
PAKİSTAN GEZİSİ
TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)
18 KASIM 2016
Recep Tayyip Erdoğan yararsız dış
gezilerine devam ediyor. Hiç kuşku yok ki bu gezilerden bir tanesi
de önceki gün Pakistan'a yapılan gezidir. Bu gezi ki Türkiye'ye ne
kazandırır diye düşünüyor, düşünüyor bir türlü nokta kadar olsun
yarar bulamıyoruz. Sonucunda da gördük ki gerçekten de öyleymiş.
Recep Tayyip Erdoğan yaptığı konuşmasının çoğunu Fethullahçılara
ayırarak; Fethullahçıların ne nalet bir terör örgütü olduğunu anlata
anlata bitiremedi. Orada kalsa iyi, devamında ise Pakistan'da
Fethullahçılara sahip çıkan gazetelerde köşe yazarlarının yazılarını
da anımsatarak eseflerini bildirdi. Ne derler; can çıkmayınca huy
çıkmazmış. Nasıl Türkiye'de çıkan gazeteleri bir bir ya kapatıp ya
ele geçirdi, çıkaranları ve gazetecileri de içeri attıysa elin
ülkesine de aynı dizaynı yapmak istemesi gerçekten de çok ilginç.
Gerçi Pakistan'ı düşündüğümüz zaman üzerinde bile durmaya gerek
yoktur deyip geçmek gerek. Geçmek gerek, çünkü dinciliğin akla
gelmeyen çeşitleri Pakistan'da yuvalanmış bulunuyor. Gün geçmiyor ki
dinciler bir kentin en işlek yerinde ya da camide terör eylemi
gerçekleştirip onlarca kişinin canına kıymasın. Bu yüzden de
Türkiye'nin Pakistan'dan insanlık namına öğreneceği küçücük bir şey
yok. Böyle dediysek siz bunu Türkiye'nin diye anlayın da, AKP ve
saray iktidarı için yine de farklı düşünün. Çünkü dincilikte tavan
yapmış, kendi geçmişini ateşe atmış bir Pakistan'la AKP ve saray
iktidarının karşılıklı dayanışacağını da hesaba katmak gerek değil
mi?
Hani ülkede doların ateşi bir türlü düşürülemiyor. Dolar Türk Lirası
karşısında günde neredeyse iki haneli değişiklikler göstererek
sürekli değer kazanıyor. AKP ve saray iktidarı ise bu olanlar çok
olağanmış gibi zerre olsun dikkate aldıkları yok. Olup bitenleri laf
salatası ile geçiştirmeye çalışmak bunların işi, işi de sonuçlarını
ülke ve ülkenin yurttaşları yaşayacak erinde gecinde. Bu yüzden de
bu ekonomik gidişe bir önlem alınmazsa neler yaşayacağımızı
kestirmek bile zor gerçekten.
Diğer yandan da başkanlık konusu bütün şiddetiyle tartışılmaya devam
ediyor. Baksanıza Diyanet bile bu işe koşulmuş vaziyette. Ülkede
dini tarikat ve cemaatleri bir bir çağırıp onları AKP ve saray
iktidarının politikaları doğrultusunda yola getirmeye çalışıyor.
Neymiş efendim olası bir başkanlık referandumunda referanduma evet
demeleri için onlara akıl veriyor. Kısaca söylemek gerekirse işlerin
iyice çivisi çıkmış. Ülke; AKP ve saray iktidarı tarafından yangın
yerine çevrilmiş.
Bütün bunlar yaşanmıyormuş gibi Bahçeli ise ikbaline bakıyor. Eğer
kendisine Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı verilirse yaşamının son
deminde bir de o makamı görmüş olacak. Yok, bunların hiçbirisi
olmazsa o zaman da Bahçeli'nin arkasından MHP'liler teneke çalıp
tarihin çöp sepetine kendisini gönderiverecekler.
Binali Yıldırım için zaten bir şey söylemeye hacet yok. Çünkü o
kendisine ne verilirse kabul etmeye dünden razı.
Bu yüzden de ülkemizde rejimle ilgili kıran kırana bir savaşım var.
Bu savaşımı dinci, gerici, şeriatçı ve faşist unsurlar
kazanacaklarından öylesine eminler ki, göreceğiz umdukları dağlara
kar mı yağacak yoksa o dağlar kendilerine yaslanmaya dayanak mı
olacak.
|