turgutkocak2009@hotmail.com

GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI

"HER GÜN"


RTE'Mİ FATİH Mİ?

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

30 MAYIS 2016

Dün İstanbul'un fethi kutlamalarını televizyonlardan izlemişsinizdir. O ne tantana, o ne şaşa. Bütün araçlar sarayın ve AKP'nin hizmetinde. Afişler RTE'nin fotoğrafları. İstanbul'un her yerine asılmış. O da ne? Fatih'in hiç mi hiç resmini göremiyorsunuz. Sanırsınız ki 563 yıl önce İstanbul'u feth eden Fatih değil de RTE. Bir an kuşkuya kapılıyorsunuz, yoksa 563 yıl önce İstanbul'u RTE'mi fethetti, şimdi RTE'nin donunda RTE olarak zuhur etmesin?

Ortalık polis kaynıyor. Bu kutlamalar için tamı tamına 7000 polis görevlendirilmiş. Sizin anlayacağınız 20 milyonluk İstanbul'da güvenlik sorunu falan yok. Ne saray, ne AKP, ne de yandaşlar güvenlik sorunu yüzünden tedirgin değiller. Pek çok helikopter kutlamaların selameti için görevlendirilmiş. Sahil bile kontrol altında. Üstüne üstlük koruma görevi için bir de denizaltı gemisi görevlendirilmiş. Öyle ya bu terörist denilen kimselerin ne yapacağı belli mi olur çıkar gelir denizin altından da maazallah ortalık kan gölüne dönerse ya?

Oysa 23 Nisan ve 19 Mayıs kutlamaları güvenlik nedeniyle kutlanmamış, dolayısı ile kutlamayı tepki olarak da halk gerçekleştirmişti. Hem onca canlı bomba saldırılarına tanık olmamış mıydık? İstanbul kutlamaları için 7 bin polis görevlendiren iktidar niçin 10 Ekim 2015 Ankara Gar önündeki barış mitingi için gerekli tedbirleri almamıştı da 101 insanın canına mal olmuştu canlı bomba saldırısı unuttunuz mu yoksa?

Görüldüğü gibi işin içinde RTE'nin şanı yürüyecekse hiçbir şeyden ama hiçbir şeyden kaçınılmıyor. Harcamalar gani. RTE'nin babasının cebinden çıkacak değil ya? Senin benim sırtımızdan karşılanıyor nasıl olsa. Komik mi komik surlar yapılmış. Mehter takımı bir ileri iki geri vaziyetinde. Ortalığı bir gümbürtüdür kaplamış. AKP'lilerin "Reis" unvanıyla çağırdıkları RTE'nin keyfine diyecek yok. Her ne yapılıyorsa onun için. Gerçekte Kim takar ki İstanbul'un fethini?

Hem İstanbul'un fethini bu zevat bu kadar önemsiyor olsalar elden gitmesini de bir o kadar önemserler ve içleri yanmaz mıydı? İşte işin burasına gelindiğinde keyiflerine keder perdesi iniyor. Çünkü o çok sevip saydıkları ve ecdat olarak gördükleri Osmanlı padişahı Vahdettin İstanbul'u işgal kuvvetlerine teslim etmiş bile.

Sonrası malum. İşgal kuvvetleri İstanbul'u Kurtuluş Savaşı başarıya ulaştıktan sonra terk etmek zorunda kalmışlar. Terk etmelerini sağlayan mücadelenin başını ise Mustafa Kemal çekmiş. Oysa bunların Mustafa Kemal'in adının geçtiği yerde sıtmaya tutulduklarını bilmiyor değiliz ki. Saray her fırsatta birlikte yürüdükleri ile Mustafa Kemal'in adı nerede varsa silmeye kalkmamış mıydı? Hem daha dün Ankara Metrosu'nda Atatürk Kültür Merkezi olarak geçen durağın adındaki Atatürk ismi, İ. Melih Gökçek tarafından silinmemiş miydi?

İşte böyledir bu işler. Dinci imancı kesimlerin dedeleri de böyleydi. İstanbul'u işgalciler teslim aldığında onların kılları bile kıpırdamamış. İngilizlerin himayesinde Kuvayi Milliyeci avına çıkmamışlar mıydı? Ataları böyle olanlardan ne beklenebilirdi ki?

RTE işini biliyor. Nasıl Diyarbakır'da Diyarbakırlıların olmadığı bindirme bir miting yapabiliyorsa İstanbul'da da üç aşağı beş yukarı bindirme yığınlarla fetih kutlamaları yapabiliyordu. İnsanları kutlama alanına taşıyacak araç mı yok.

Devletin olanaklarını serdin mi ortaya dağın başındaki kişiye bile araç gönderebilir ve onları kutlama alanına taşıyabilirsin. Dün İstanbul'da olanlar ise aşağı yukarı bu merkezdeydi. Ancak yine de AKP'nin hatırı sayılır bir gençlik topladığını da unutmamak gerekiyor. Nasıl olsa para onlarda, devletin olanakları onlarda. Serersin olanakları gençlerin önüne ortaya nasıl olsa "Reis"leri için ölecek bir güruhta çıkarmayı başarırsın. Zaten son günlerde AKP'nin ve sarayın bütün çabası bu yönde kanalize ediliyor.

Sonuç olarak saray ve AKP İstanbul kutlamaları ile toplum katında farklı bir algı yaratmak peşinde. Hem öyle ki bu algı için gösterilen çabalara ve harcamalara baktığımızda diyebiliriz ki Fatih ve RTE aynı kişi midir yoksa?


TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN "HER GÜN" BAŞLIKLI ÖNCEKİ YAZILARI


ANA SAYFA