

turgutkocak2009@hotmail.com
GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI
"HER GÜN "
ELİN OĞLU KANMAZ
TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)
27 MAYIS 2016
İktidarsanız, ortada kurum, kuruluş adına
bir şey bırakmayıp yargıyı da uyumlu hale getirdiyseniz 17-25 Aralık
operasyonu sonucu ortaya saçılan ne var ne yok filmi geriye sararak ve de
bu operasyonların içinde yer alanları görevden alıp tutuklayarak işin
içinden çıkabilirsiniz. Bu anlayış, öteden beri bezirgan kasaba politikası
anlayışı ile iş tutanlara başarı sağlamıştır elbette. Çünkü ülkemizde hâlâ
bezirgan kafalıların oyunları geçerli olduğu gibi bu oyunlara da kanan
hatta bu oyunları olumlayan önemli bir kitle de yok değildir. Ancak elin
ülkesi kapitalist sistemle de yönetilse bezirgan kasaba politikalarına
prim vermez.
Hani Halk Bankası'nın müdürüsün. Evinde ayakkabı kutuları içinde dolarlar,
eurolar, Türk paraları çıkmıştır. Bunun üstünü halkın gözünün içine baka
baka, üstelik de yargıyı kontrol altına alarak bir güzel örter, el konulan
paraları da faizi ile birlikte yeniden alabilir, bu paralarla İmam Hatip
Okulları yaptıracağını söyleyerek elini kolunu sallaya sallaya çekip
gidebilirsin ama elin oğlu bu Alicengiz oyununa kanmaz.
Uçaklarla altın getirir, götürür, kara para aklarsın. Üstelik bu yükünün
adı da kıymetli taş olur ama namuslu gümrükçülere çattığın zaman yükünün
altın olduğu ortaya çıkar. Yakayı kurtarmak için gümrükçülere rüşvet
teklif etmeye kalkarsın yine de olur dedirtemez, hatırlı politikacıları
devreye sokarak duruma bir hâl çaresi bulabilir, altınları yeniden yollara
düşürürsün ama altınlar giderken 292 kilo altın eksiktir. Yine de işin
içinden yüz akıyla çıkıp işini sürdürebilirsin ama elin oğlu bu alavere
dalavereyi de yutmaz.
Bakansındır, rüşvet aldığın öyle bellidir ki, mensubu bulunduğun partinin
parmak çokluğuna güvenir paçayı kurtarırsın. Rüşvet aldığın çok bellidir
ancak yine de diğer bakanlar arasında en az rüşveti sen almışsındır.
Bakara makara diyerek halkın dini duygularıyla oynamışta olsan ne önemi
vardır dinci parti seni sinesine sarar ve seni kuyudan çekip alır. Ancak
elin oğlu bunu da yutmaz.
Oğlunun evinde para kasaları vardır. Paralar yüzer bin, yüzer bin oraya,
buraya, yatat üstüne saçılmıştır. Yani evin içinde para ganidir ancak sen
yine de paraların menşeini kanıtlayamasan da ne gam; oğlunun sekiz mi
desem, dokuz mu desem şirketleri vardır oğlunuzun da para kaynağı
buralardandır. Ne var ki bunun da kanıtlanması olası değildir. Telefon
tapelerinde Reza Zarrab'ı koruyacağına ve kimseye de dokundurtmayacağına
dair konuşmaların verdır. Üstelik bu konuşmalarda da önüne bile yattığını
söylemişsindir. Ne gam, Türk yargısı ve AKP'li milletvekillerinin şişe
dibi gözlüklerinin arkasından görmeleri olanaksız olduğu için Yüce Divan'a
gitmekten yakayı kurtarırsın da elin adamı olup bitenlere mercek tutar ve
de yakanı Türk yargısından kurtarsan bile Amerikan yargısından zor
kurtarırsın.
TBMM kürsüsüne çıkar, hararetli hararetli konuşur, rüşvet olarak aldığın
saati de göstererek geveleyip durmakla kalmaz, oraya buraya saldırır
durursun. Saatin rüşvet olmadığına dair bir peçeteye yazılmış rakamları
göstererek "işte belge" diye haykırdığında senin kurtarıcıların yine kader
arkadaşların olur, seni tereyağından kıl çeker gibi Yüce Divan'dan
kurtarırlar, ancak bu gülünçlüğü elin oğluna yutturamazsın.
En tepeden emirler vererek yargıyı, güvenlik güçlerini felç edebilirsin,
ancak paraların ortadan toz edilmesi için oğlunla yaptığın o talihsiz
konuşmayı toz edemezsin. Sonra da montajdı, şuydu, buydu diye savunma
yapmaya kalkar, bazı bozacıları da kendine tanık diye tutsan da
inandırıcılığın olmaz. Günün birinde gelir önüne koca dağlar gibi
çıkıverir de ne bezirgan politika anlayışı ile temizlenebilirsin ne de zor
kullanarak gerçeklerin üstünü örtebilirsin. Sonra da gün gelir eşinin
vakfına verilen Zerrab bağışları bile karşına çıkar, o zaman da Savcı
Bharara'yı paralel de ilan etsen işin içinden sıyrılamazsın.
Hani bir de Reza Zarrab'ın Amerika'yı zarara sokması var. 2 milyar bilmem
kaç milyon dolar gibi. Elin ağzı torba değil ki büzesin, konuşur. Bu
paranın Türkiye kasasından Zarrab adına Amerika'ya ödenmesini istersin.
Davutoğlu bunu ödemeye yanaşmadığı için çağırır azledersin de ne yazık ki
bu iddialar da hasıraltı edilemez, pat diye önüne çıkıverir sonra da elin
ayağın tutmaz ne yapacağını bilemezsin.
Çevrenize topladığınız kirli işadamlarının isimleri yakında ortaya
döküldüğünde de biliyoruz şaşıracaksınız. İşte o zaman tek bir silahınız
kalacak. Amerika ya da başka ülkelere karşı düşmanlık yaparak yiğitlik
taslayıp ne yürekli olduğunuzu göstererek halkın desteğini arkanıza almaya
çalışarak işin içinden çıkmayı deneyeceksiniz denemesine ama bu kez de
bezirgan-kasaba politikası elinize ayağınıza dolaşacak, ne etseniz
yakanızı bu kez de elin oğlunun elinden kurtaramayacaksınız.
Dermek yargıyı uyumlu hale getirirsiniz ha?
Demek elin oğlunu kandırabileceğini düşünürsünüz ha?
ELİN OĞLU KANMAZ!..
TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN "HER GÜN" BAŞLIKLI ÖNCEKİ YAZILARI
ANA SAYFA |