turgutkocak2009@hotmail.com

GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI

"HER GÜN"


HANGİ KOLTUKTA OTURUYORSUN?

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

18 EKİM 2015

Recep Tayyip Erdoğan hâlâ hangi koltukta oturduğunun bile ayırdında değil. Kendisine sorarsanız; alışılmış bir cumhurbaşkanı olmadığını zaten söyledi. Alışılmış bir cumhurbaşkanı değilse görevi ve görevinin kapsamını ifade eden Anayasal dayanağı var mı? Yok. Öyleyse nasıl olmaktadır da kendisini yasaların ve Anayasa'nın üstünde görerek keyfi bir davranış sergilemeyi sürdürebiliyor? Eğer bir kişi ya da zümre gücünü yasalardan ve ya Anayasa'dan almıyorsa ortada zorbalıkla kurulmuş bir iktidar var demektir ki, bu iktidarın adı da tartışılmaya bile gerek yok faşizmdir. Bizler de böyle bir iktidarı ne tanımak zorundayız ne de yaptırımlarına uymak gibi bir zorunluluğumuz vardır. Yoktur, çünkü böyle bir iktidarı kabul etmek veya uygulamalarını kabul ya da sessiz kalarak onaylamak da en az iktidarı zor ya da hile yoluyla gasp edenler kadar suçlu olmak demektir. Bu yüzden de bizler Anayasal hakkımızı kullanarak Recep Tayyip Erdoğan'ı açıkça eleştiriyor, kendisinin dayattığı hiçbir şeyi ne kabul ediyor ne de onaylıyoruz.

Hangi koltukta oturduğu belirsiz olan biri elini her tarafa uzatmakta, bütün kurum ve kuruluşlara el atarak yasalara karşın bu kuruluşları hizaya getirmeye çalışmaktadır. Başta yargı olmak üzere pek çok kurumun ipi çekilmiştir. Bu yüzden de ya korktukları için ya da yandaş konuma getirildikleri için yargı bugün görevini yapamaz konumdadır. Ülkenin emniyet güçlerinden tutun da diğer bütün kurumlarına kadar bütün kurumlar bizzat Recep Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarınca felç edilmişlerdir.

Gerçekler böyle olduğu için de KKTC'ye Anamur'dan su götürülmesi projesinin açılışında Recep Tayyip Erdoğan yine AKP'nin başındaymış gibi konuşmuş ve seçim propagandası yapmıştır.

Burada muhalefete çatan Recep Tayyip Erdoğan:

"Bizi üzen siyasi partilerimizin onlardan beklediğimiz birliği gösteremiyor olmasıdır. Saldırı sonrası bile partilerimiz birliği ortaya koyamadılar. Şu bakan bu bakan istifa etsin diyorlar. Peki, bu ülkede Sivas olayları olduğunda iktidarda kimler vardı? Neden o zaman bu istifaları yapmadınız ve yaptırmadınız? Her olayda bakan istifası istemek nedir? Devlete iftira atan siyasetçiler Türkiye’nin terörle mücadelesindeki en büyük handikaptır." Demiş, Geçici Öz AKP iktidarının savunuculuğuna soyunarak adeta oturduğu koltuğu aklından uçurup gitmiştir. Daha da önemlisi ne halt yenirse yensin, hangi suçun ve dolambaçlı işlerin içinde olunursa olunsun, başarısızlıkta başarısızlığın şahı bile olunsa Sayın Erdoğan'a göre istifa etmek yolu gereksizdir, muhalefette boşuna konuşmaktadır.

Bu kadarla kalınsa iyi. Sayın Recep Tayyip Erdoğan devam ediyor:

"Türkiye’nin halkın oylarıyla seçilmiş bir cumhurbaşkanı olarak, yatıyorlar, kalkıyorlar ana muhalefeti kaçak saray, yavru muhalefeti kaçak saray. Kaçak saray kadar başınıza taş düşsün. Ne kaçak sarayı be! Bu ülkenin cumhurbaşkanlığı makamının bu tür şeylerle yıpratılması diye bir şey olabilir mi? Önce ne diyorlardı, biz oraya gitmeyiz, sonra çağrılırsak gideriz dediler. Ya eninde sonunda bunu yapacaksınız kuzu kuzu geleceksiniz."

Bizde eşyayı adıyla çağırmak diye bir şey vardır. Kaçak saraya kaçak saray, hırsıza hırsız, diktatöre diktatör, demokrata demokrat, sosyaliste de sosyalist denir. Bu nitelemelerden kimsenin gocunmasına gerek yoktur. Eğer gocunulursa da bu gocunma işi gocunanı ilgilendirir. "Kaçak saray kadar başınıza taş düşsün." sözünüz ve " Önce ne diyorlardı, biz oraya gitmeyiz, sonra çağrılırsak gideriz dediler.

Ya eninde sonunda bunu yapacaksınız kuzu kuzu geleceksiniz." diyorsunuz ya, anlaşılan kudretinize çok güveniyorsunuz. Yoksa işi güç ve kudret sorunu olarak görmemiş olsaydınız en azından bu eleştirilerin niye yapıldığını oturur düşünür ve ona göre de bir tutum alırdınız.

Artık desteklediğiniz partinizin sonu gelmiştir.

AKP hangi hile ve hurdaya başvurursa başvursun 1 Kasım günü halkımız sandığa gidecek ve oylarını Türkiye'nin demokratikleşmesi için CHP'ye kullanacak partiniz AKP'yi de, çağın şaşmaz hükmü ile kaldırıp çöp sepetine atacaktır.

Bilmem anlatabildik mi?


TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN "HER GÜN" BAŞLIKLI ÖNCEKİ YAZILARI


ANA SAYFA