AKP iktidarı ile birlikte her şey çöktü. Eğitim çöktü, sağlık hizmetleri çöktü, demokrasinin kırıntısı kalmadı, dış politika çöktü, insani değerler çöktü, ahlaki çöküş tavan yaptı. Bütün bunlar yetmiyor ülke bir de üstüne üstlük Bilal'in TÜRGEV'nin çöktürüşüne uğruyor. TÜRGEV aracılığı ile bir ülkenin eğitimi nasıl çökertilir, nasıl içine edilirmiş bakıp duruyoruz. Bu vakfa arsalar bağışlanıyor, alanlar açılıyor, okullar bu vakfın isteklerine göre düzenleniyor. Okulların tabelaları birer birer indirilip hop yerine İmam Hatip Okulu tabelası takılıyor. Küçücük kızlarımızın başı bürülenmiş, denilebilir ki, bir anlamda daha çocuk yaşta gelecekleri karartılıyor. Sonra da bu bir avuç ülke düşmanlarının karşısında susup oturuyoruz. Neymiş efendim bizim dışımızdakilerin inançlarına saygılıymışız. Hoş bizler ne zaman kimin ibadetine karışıp ne yapıyorsun dedik ki? Karşımızdaki yobaz sürüsü hem saldırıyor, değerlerimizi çiğniyor hem de kendilerine zulüm yapıldığını söyleyerek yavuz hırsız rolü oynuyor.

Şu Bolu'da olanlara bakın. Çocuklarımızın İmam Hatip Okulu'na kaydının yapılması için bu kez de promosyon üç kağıtçılığına başladılar. Zaten zor durumda olan ailelerin muhtaçlığını kullanarak çocuklarının geleceğini karartmak isteyen yobaz sürüsü devletin de olanaklarını arkasına alıp seyri sefaya çıkmış. Zeytinburnu Belediyesi istediği zaman TÜRGEV gibi vakıflara arka çıkmak için belediye meclisinden bir karar çıkarıp Belediye başkanını yetkilendirmiş. AKP iktidarını kaybetmiş ama iktidarını sürdüren bir avuç haramzadenin tasallutu altında. İktidardan düşmüş bir iktidar devlet katında olağanüstü atamalar yapıyor. Aklınıza ne geliyorsa her alanda kendi yandaşı müdürler atanıyor. Atanan kimseler bu görevi hak etmiş etmemiş kimsenin taktığı bile yok. Dünyadan bir haber İmam Hatip kökenliler her yere dolduruluyor ki, siyasi kontrol ellerinde bulunsun. Şu devlet katında görev alanların bir listesi çıkarılmalı, amir katında görevli olanların kimliği, kişiliği, hangi özelliklerinden dolayı oturdukları makamı hak etmiş oldukları bir güzel araştırılmalı. Yoksa böyle giderse bir daha geriye dönülemeyecek denli işlerin çivisi çıkacak.

Bilinen bilinmeyen sayısız tehlikelerle karşı karşıyayız. Son zamanlarda sokaklarda gösteri yapıp çekik gözlü dövmeye ve linç etmeye kalkanların bu cüreti kim ya da kimlerden aldıkları bir güzel araştırılmalıdır. Sanki bu ülke gücü gücü yetene bir karmaşanın içine girmiş. Kendilerine Uygur Türkleri diyen, başlarına takkeyi geçirmiş, sokaklarda Allahüekber diye bağıran insanlar bir yere şiddet uyguladıktan sonra hep birlikte namaza durup namaz kılıyorlar. Sanki Türkiye laik bir ülke değil de yobazların astıkları astık, kestikleri kestik bir ülke haline getirilmiş. Ortada hepimizin sahip çıkacağı bir masumiyet yok. Eğer olsaydı bu güruh sokakta her gözü çekik olanı Çinli diye linç etmeye kalkışmazdı.

Bunlar doğru dürüst değerlendirilmeli kim ya da kimler oldukları ortaya çıkarılmalıdır. Öyle sanıyoruz ki, ortada masumiyetin ötesinde bir durum olmasa bu gözü dönmüş kesimler sokakta Çinli de olsa saldırmaya kalkmazlar. Bunların IŞİD ve benzeri terör örgütlerine bağlı olmadıklarını kim söyleyebilir? AKP iktidarı 13 yıldır ülkeyi terör örgütlerinin cenneti haline getirmiş durumda. Sokaklara çıkan ve gözlerinin önünde yabancı bir kadını linç etmeye kalkan bu güruhun üyelerine polis sanki hiçbir şey yokmuş gibi davranıyor.

Bizler kim olursa olsun zulme uğrayanların yanında yer alırız. Ancak kendisi zalim olanlar zaten masum olmadıkları için bunlara da hukuki kurallar içinde ya hadleri bildirilmelidir ya da bu ülkede insanlar bunlardan kendilerini korumak için bir şekilde kendi tedbirlerini kendileri alırlarsa unutulmasın ki işler daha da içinden çıkılmaz hale geleciktir.

Herkese sesleniyorum. AKP iktidarı yeniden iktidar olmak için erken seçim başta her yolu denemek istemektedir. Yaşadıklarımızı dikkate alıp bir an önce AKP iktidarına karşı bir çıkış yolu bulmazsak bilinmelidir ki işler çok daha kötüye gidecektir.

Karşımızda iktidar olanaklarını terk etmek istemeyen bir AKP zihniyeti olduğunu asla gözardı etmeksizin önümüzdeki günlerde çok daha kızışacak olan siyasi mücadelede saflarımızı bir an önce belirlemek ve AKP'nin karşısına dikilmek zorundayız.

Yarın gerçekten de geç olabilir. Oysa kendisini güçlü göstermek isteyen AKP iktidarı gerçekte bir keferedir.

TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN "HER GÜN" BAŞLIKLI ÖNCEKİ YAZILARI