
.jpg)
turgutkocak2009@hotmail.com
GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI
"HER GÜN "
ETTİ İKİ…
TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)
05
MAYIS 2015
12 Eylül 1980 faşist darbesini
gerçekleştiren Kenan Evren ve arkadaşları sola
ve sosyalistlere karşı öyle ağır saldırılar
başlattılar ki, bu ülkede gözaltına alınan,
tutuklanan, cezaevlerinde süründürülen,
işkencelerde aylarını geçiren, yaşamını
yitiren tam bir buçuk milyon insan geldi
geçti.
İşte tam da darbenin sonrasında ülke
meydanlarında haklılığını anlatan bir Kenan
Evren'i gördük boyuyla posuyla. O Kenan Evren
ki meydanlara toplatılan kalabalığa
seslenirken babasının, dedesinin ne kadar
dindar ve ulema insanlar olduklarını dile
getiriyor, arkasından da elinde Kur'an din
istismarı yaparak yaptıklarının haklı
olduğunu, yığınlara anlatmaya çalışıyordu.
Cumhuriyet tarihinde bu ilk miydi, yoksa
Menderesler de elinde Kur'anlarla alanları
çıkmışlar mıydı bilmiyorum, bildiğim
Menderes'in; "Siz isterseniz şeriatı da
getirebilirsiniz" dediğiydi. Sözün özü dini
siyasete alet eden sayısız iğrenç insanlar
siyaset sahnesine çıkıp halkımızı Allah'la
kandırmayı şu ya da bu şekilde devam
ettirdiler. Sonuçta aydınlığa açılan pencere
yavaş yavaş kapatılırken dinin arkasına
saklanarak yoksul halkımızın kanını kene gibi
emen siyasetçiler doluştu ortalığa. Dur
bakalım ne olacak, dur bakalım ne olacak
derken de bir de baktık ki, Erbakan'ın
dizinden kaldırılan Recep Tayyip Erdoğan ve
arkadaşları AKP'yi kurarak siyasetin ortasına
bir gülle gibi düştüler. Onlara bakılırsa
geçmişle ilgili bağlarını kesmişler, 'Milli
Görüş' gömleğini de çıkarmışlardı.
AKP kuruluşunun hemen arkasından çok sürmedi 3
Kasım 2002 tarihinde iktidara geldiler. Bu
kadar kısa sürede kurulan ve iktidara gelen
bir partinin beklenmeyen çıkışı herkesi
şaşırttı. Ne var ki, şaşıranların gözlerinden
kaçan şey, AKP projesinin uluslararası bir
proje olduğuydu. Yani devreye girip operasyon
yapan ve AKP'yi iktidara taşıyan dış güçler
hesap edilmemişti.
13 yıllık uzun süreyi anlatarak sizi yoracak
değilim. Özetle söylemek isterim ki, 13 yıl
içinde ülke görülmemiş zorbalıklara, hukuk
ihlallerine, vurgunlara, talanlara ve de her
biri gök taşından büyük yalanlara sahne oldu.
Dünün ayakkabısızları sırça saraylar sahibi
olarak "ver Allah'ım ver" lütfuna mazhar
oldular. Vurgunları, talanları, yağmaları arşı
âlâya çıktı. Çocuklar birer veliaht, eşler
sultan olup çıktılar.
Eee bunca zalimliğin olduğu bir ülkede işler
tıkır tıkır gidecek değil ya, gün geldi yağma
Hasan'ın böreği bitti. Bir başka deyişle deniz
bitti. Milyonlar aç, işsiz ve baskı altında
inim inim inletilmeye başlandı. Doğal olarak
artık "yeter" diyerek ayağa kalkanları
durdurmak ancak ve ancak baskı ve zor yoluyla
mümkün olabilirdi, AKP iktidarı da olacakları
önceden gördüğü için bir dizi polisiye
tedbirler aldı. Hatta polislerin işini
kolaylaştırmak için bir de İç Güvenlik Yasası
çıkartarak durumlarını bir güzel
sağlamlaştırma yoluna gittiler. Gittiler de
iktidara karşı da homurtular azalacağı yerde
arttı da arttı. Anlaşıldı ki, 7 Haziran
seçimlerinde AKP iktidarını yitirecek. Bu
yüzden de siyasetle en azından partiyle
ilişkisi kalmayan ve de en çok eteği tutuşan
kişi, yani Recep Tayyip Erdoğan hop meydanlara
iniverdi. Meydanlarda tıpkı bir siyasi
partinin genel başkanıymış gibi verdi
veriştirdi. Yadırgandı ama bu fiili durumu
engellemek için de bir şey yapılamadı. Nasıl
yapılabilirdi ki, ortada hukukun üstünlüğü
olsa hadi neyse, böyle bir şey de olmadığı
için güç hukukun yerini aldı. Bunları
biliyoruz tamam. Ancak çizmeyi aşmakta bir
yere kadardır değil mi? Recep Tayyip Erdoğan
çizmeyi bugüne kadar sayısız kez aştığı için
bir kez daha aşarsam ne olacak ki canım
diyerek; Diyarbakır'da elinde Kur'an'ı
sallayarak hababam din istismarcılığı yapmaya
gaz verdi. Yani Kenan Evren'den sonra
meydanlarda Kur'an sallayan bizim bildiğimiz
ikinci şahıs oldu.
Bu durumu eleştirenlere de yine Müslümanlıktan
dem vurarak karşılık veren Recep Tayyip
Erdoğan, Kur'an'ı çocukluğundan beri bildiğini
söyleyerek eleştirenlere de siz ne anlarsınız
Kur'andan anlamında bir perdah geçiverdi.
İşte böyle yurttaşlar. Tarihten Bir Kenan
Evren elinde Kur'an'la gelip geçmedi mi?
Yargılanıp rütbesi de er rütbesine indirilmedi
mi? İndirildi. Şimdi sıkı durun. Recep Tayyip
Erdoğan'da aynı şeyleri yaptığına göre onun
sonu ne olacak dersiniz?
Yanıtı çok açık yaşı benzesin, hayatı benzesin
tıpkı Evren Paşa gibi olacak Evren Paşa gibi.
Bunca debelenildiğine göre, 7 Haziran
seçimlerinde bunlara el altından verilen
kamuoyuna yansıtılmayan bilgiler sunuldu ki,
Recep Tayyip Erdoğan, alanlarda elinde Kur'an
gelişigüzel atıp tutuyor. Alanlardan devletin
parasını nasıl deve ettiğini haykırmaktan da
çekinmiyor. İşte görüntü bu.
Ha bir de AKP'ye yakın internet sitesinin
birinde bir yazı yayınlanmış. Kaç/ak Saray'da
her odaya bir yerin adı verilmiş. Musul'da
kurtarılacakmış, kerkük'te, Ahbazya eyalet,
Yemen eyalet bilmem kaç eyalet.
Siz hele Sultana bakın sultana!
Kanuni'de kim?
Muhteşem Süleyman mı arıyorsunuz?
Ne hacet her şey ortada…
TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN "HER GÜN" BAŞLIKLI ÖNCEKİ YAZILARI
ANA SAYFA |