turgutkocak2009@hotmail.com

GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI

"HER GÜN"


DOĞRU MU, YANLIŞ MI?

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

06 NİSAN 2015

AKP iktidarı ile birlikte ülkemizde her şeyin çivisi çıktı. Gazeteler doğru haber mi verdi, hemen konu ile ilgili haberlere bir yasak konularak bir süre bekleme odasında bekletiliyor, arkasından da yeni bir bomba olayla birlikte bekleme odasına alınan haberlerin hem günü geçmiş oluyor hem de kamuoyu yeterince ilgilenmediği için unutulup gidiyor. AKP iktidarı döneminde ülkemizde yaşanan ne çok konuya haber yasağı getirildi isterseniz bunları şöyle bir anımsayalım.

Bilindiği gibi Reyhanlı'da iki bomba patlatıldı ve kent meydanı harabeye dönerken pekçok yurttaşımız canından oldu ve yaralandı. Tam bu konu yazılır, çizilir ve konuşulurkin Reyhanlı patlamasına yasak getirildi. Arkasından da konu ile ilgili olmayan kişiler tutuklanarak kamuoyuna olayın faillerinin yakalandığı yönünde yalan haber pompalandı. Tutuklanan sanıklarla ilgili avukat görüşmeleri bile engellenerek konu karanlığa havale edildi. Oysa Reyhanlı patlamasının sorumluları Suriye'yi kana bulayan terör örgütlerinden başkası değildi.

Suriye'ye ne götürdüğü bilinen tırlar jandarma tarafından durduruldu. Arama yapıldı. Hükümetin doğrudan müdahalesi ile birlikte gerçeklerin üstü örtülerek olayın üstü örtülmek istendi ve bu konu ile ilgili de yayın yasağı kondu. Uzun süredir bekleme odasında beklemede olan bu olayla ilgili bir de duyduk ki, 34 askere gözaltı kararı çıkmış.

Yine Ulukışla yakınlarında güvenlik güçlerinin durdurduğu kimseler güvenlik güçlerine ateş açtılar ve iki kişi yaşamını yitirirken yakalananların da Suriye'ye giden yabancı teröristler olduğu anlaşıldı, bu olayın haber yapılmasına da yasak getirildi. Şu an bu olayın suçluları bir takasla serbest mi bırakıldı bilinmiyor.

IŞİD, Musul Konsolosluğumuzu bastı ve 48 kişiyi rehin aldı. Rehineler uzun bir süre IŞİD'ın elinde rehin kaldıktan sonra pazarlıklar ve ödünler karşılığı serbest bırakıldılar. Bu olayda da ülkemiz yurttaşlarının haber alma özgürlüğüne engel kondu ve yayın yasağı getirildi. Halen Musul Konsolosluk personelinin rehin alınma olayı da gizini korumaktadır.

17-25 Aralık yolsuzluk operasyonu ile kamuoyu öğrendi ki en tepedekiler korkunç bir rüşvet ve vurgun bataklığının içine gömülmüşler. Olayın doğru dürüst yargıya yansımadan önü kesildi, bu operasyonu yapan güvenlik güçleri ve savcılar görevden alındılar, yerlerine başkaları atandı, tutuklanan sanıklarla ilgili takipsizlik kararı verildi. Sanıklar ortaya saçılan paralarını devletten faizi ile birlikte geri alarak üstüne üstlük bir de caka sattılar. Bu konuda da yayın yasağı getirilip kamuoyunun bilgi alması önlendi.

Ağrı'da polise saldırı oldu. Emniyet Müdürü yaşamını yitirdi. Sözümona bu eylemi yapan sanıklara karşı operasyon yapıldı ve sanıklar öldürüldü. Bu olayla ilgili de yayın yasağı kondu.

Kobani ile ilgili olarak Doğu illerinin hemen tamamında olaylar çıktı, 50'nin üzerinde yurttaş yaşamını yitirdi. Hop bu olaylarla ilgili de yayın yasağı kondu.

Uzatmayalım, yasak tıpkı bulaşıcı hastalık gibidir. Bugüne kadar görülmüştür ki, iktidar yasağa bir başvurmaya görsün aklına gelen her konu için yasak koymaya devam eder. Bugün iktidar tarafından gerçeklerin ortaya çıkmaması ve üzerinin örtülmesi ve kanunsuz iş yapan yetkililerin korunması için her şeye yasak getiriliyor.

Son olarak Çağlayan Adliyesi'nde yaşanan savcının rehin alınması olayına da yayın yasağı getirilerek gerçeklerin bir kez daha ortaya çıkmasının önü kesilmeye çalışılıyor. Yetmez, Recep Tayyip Erdoğan gazetecilere yayın yasağı getirilmesini buyuruyor, Ahmet Davutoğlu ise şak diye bilinen muhalif gazetelerin haber almasını önlemek için savcının camide yapılan cenaze törenine gazetecilerin alınması bir emirle hukuksuz olarak engelleniyor.

Geçerken değinmekte yarar var. Fenerbahçe futbol takımına Trabzon Havaalanına giderken silahlı saldırıda bulunuldu. Bu olayın bile şimdilik düşündürücü olduğunu söylemekle yetinelim. Çünkü Trabzon valisi tıpkı kedidir kedi der gibi önce taş sonra da silah demek zorunda kaldı.

Sözün sonu; artık AKP iktidarını ne yasaklar, ne yandaş zenginleri, ne dinci vakıflar ne de evde Recep Tayyip Erdoğan'ın zor tuttuğu güruh kurtaramaz.

AKP tepeden öyle bir yuvarlanışa geçti ki, tıpkı çığ gibi dibi bulacak ve orada yıkıntısıyla birlikte yığılıp kalacaktır.


TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN "HER GÜN" BAŞLIKLI ÖNCEKİ YAZILARI


ANA SAYFA