
.jpg)
turgutkocak2009@hotmail.com
GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN YAZILARI
"HER GÜN "
GİDİŞ OLAĞAN MI?
TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)
10 ŞUBAT 2015
Eskiler konuşurken alışılmamış bir şeyle karşılaşırlarsa
dünyanın sonunun geldiğinin alametleri derlerdi. AKP işbaşına geldiği
günden bu yana bu iktidarın sonunun geldiğini gösteren o kadar çok alamet
yaşadık ama yine de bu iktidar bugüne kadar onca baskıcı, onca zulümkâr,
onca rüşvetçi, onca adaletsiz, onca soyguncu, onca yalan üstüne yalan
sözlerle ülke yönetmesine karşın bir türlü sonunu getiremedik ne yazık ki.
Eskilerin nasıl kimi alametleri görüp dünyanın sonu geldi tespiti
yapmalarının fazladan bir anlamı yoksa AKP iktidarına karşı sözü lafta
bırakan tespitlerin de bir o kadar anlamı da yoktur sonucun değişmesi için
bir işe de yaramamaktadır.
Her muhalefeti durum tespiti üzerinden yapar ve de saydığımız suçları
işleyen bir iktidara karşı kararlı ve sonuç alıcı bilimsel bir mücadele
yürütmezsek değişen bir şey olmayacak, AKP iktidarı da yalanla dolanla
iktidarını sürdürmeye devam edecektir.
Son bir ay içinde Recep Tayyip Erdoğan'ın çeşitli konularda hele de
ekonomik konularda ortalığı lafa boğmasıyla birlikte dolar aldı başını
gitti. Muhterem çeşitli akademik çevrelerce ve ekonomi uzmanlarınca
uyarılmasına ve eleştirilmesine karşın, sesini kesmedi ve doların
2,60'lara gelip dayanmasına ortam hazırladı. Hiç kuşkusuz doların bu denli
Türk Lirası'nın karşısında tek başına Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasıyla
tavan yapmayacağı bir gerçek. Ancak AKP iktidarının dünden bugüne ekonomi
politikası ile ilgili artık kapatılması olanaksız derin yarıklar oluştuğu
için Recep Tayyip Erdoğan'ın desteksiz konuşması ile de dolar daha da
yukarılara tırmanmıştır.
Ülkede AKP iktidarı ile birlikte üretim neredeyse durma noktasına gelmiş
dayanmıştır. Hem sanayi hem tarım alanında üretim bu iktidar tarafından
bilinçli bir politikayla yok noktasına çekilmiştir. Düşünün; portakalın
kilosunu 6 kuruştan meyvesuyu fabrikalarına veremeyen üretici hangi akla
dayanarak üretim yapacaktır? Bu örnek her alanda Turgut Özal'dan beri
uygulanagelmekte, AKP iktidarıyla birlikte tavan yapmış bulunmaktadır.
AKP'nin 13 yıllık iktidarı döneminde açılan bir tek fabrika yoksa ekonomi
çarkı dışarıdan gelecek olan sıcak paraya göre ayarlanmışsa bu çarkın gün
gelip çattığında dönmeyeceğini bilmek için ekonomi profesörü olmak
gerekmez. Ancak Recep Tayyip Erdoğan bilgisiyle de kesinlikle bu işin
üstesinden gelinemez. Bu yüzden de öyle bir gün gelir ki, Bülent Arınç'ın;
"biz olmasak memurlar maaşına alamazlar" dediği gibi iktidarda AKP de olsa
çalışanlara ücretleri ödenemez duruma düşülür. İşte o zaman elin devleti
adamın gözünün yaşına bakmaz tıpkı Yunanistan'a söylendiği gibi
borçlarınızı ödeyemiyorsanız adalarınızı borcunuz karşılığında verin
denir. Zaten Türkiye'nin dış politika ve askeri konularda dış güçlere
verdiği ödünlerin başında yöneticilerin ülke ve ülke halkı düşmanı bir
politika izlemeleri gelmektedir.
Eğer Türk Lirası sürekli eriyorsa bu erime birilerinin şu olsun, bu
olmasın şeklinde oraya buraya emir yağdırmasıyla olmaz. Tam tersine
ekonominin yasalarına uygun kararlar alır ve uygularsınız ancak o zaman bu
nerede duracağı belirsiz Türk Lirası'nın erimesi düşebilir. Yoksa bu
erimenin bedeli gerçekten de düşünüldüğünün de ötesinde bir deprem
etkisiyle ekonomiyi de, ülke insanlarını da yıkar geçer ki, böylesi
durumlarda yoksullar daha da yoksullaşırlarken, haramzadeler her zaman
olduğu gibi istifledikleri dolar ve eurolarla gemilerini kurtaran bir
kaptan olarak karşımıza dikilebilirler. Bugün AKP çevrelerinin zulalarında
biriktirdikleri dolar ve Eurolar nedeniyle Türk Lirası'nın erimesinden
etkilenmeyecekleri bir gerçektir ama iktidarlarını erimekten
kurtarmalarının da olanağı yoktur.
Son günlerde dolar böylesine yükselişe geçmesine karşın kimsenin gıkının
çıkmaması da hayra alamet bir şey değildir. Kitleler demokratik
tepkilerini göstermez bu olumsuz gidişin önünü kesecek bir kararlılık
içine girmezlerse sonuçta içine düşülen yıkımın bedelini de bu iktidar ve
kapitalist sistem onlara ödeteceği için en çok zararlı yoksul halk
kitleleri çıkar.
Gelir dağılımının böylesine bir uçurum yarattığı ülkemizde mecut gidişe
boyun eğilerek işin içinden çıkılamaz.
Tersine, AKP iktidarını kenara fırlatıp atacak bir dinamizle alanlara
çıkılmalı, 7 Haziran 2015 seçim sonuçlarıyla AKP iktidarını alaşağı eden
bir tokat yüzlerine inmeli ki, halka sürekli Hanya'yı Konya'yı gösterenler
bu kez kendileri Hanya'yı Konya'yı görmelidirler.
TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN "HER GÜN" BAŞLIKLI ÖNCEKİ YAZILARI
ANA SAYFA |