SİZ BU OLUP BİTENLERE DEMOKRASİ Mİ DİYORSUNUZ?

 AKP hangi konuda sıkışırsa gerekli tedbirleri alıveriyor. Meclise gelen 4 Bakan hakkındaki fezlekenin bugüne kadar görüşülmemesi için her şey yapıldı. Cumhurbaşkanı seçimleri vardı, sonuçları etkiler düşüncesiyle dosyalarda eksiklik olduğu ileri sürülerek gerisingeri gönderilirlerdi. Cumhurbaşkanı seçimleri bitti. 17 Aralık 2013 yolsuzluğu ile ilgili konuyu görüşmek üzere kurulan komisyon bir türlü çalıştırılmadı. Sonuç itibari ile sonsuza kadar bakanlarla ilgili fezlekeyi engellemek olası olmadığına göre AKP'nin bu konularda uzman olan önde gelenleri de gerekli tedbirleri almalı ve AKP bu depremi en az hasarla atlatmalıydı ki, önünümüzde 6 ay sonra yapılacak olan seçimlerde AKP'nin oyları büyük ölçüde düşüp başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP'nin en öndeki yöneticilerini düş kırıklığına uğratmasın.

Neymiş efendim? 17 Aralık operasyonunda adı geçenlerin onurlarının kırılmaması için bu konu ile ilgili bilgilerin kamuoyu ile paylaşılmaması gerekiyormuş. Durumu göz önünde bulunduran yılların gediklisi TBMM Başkanı Cemil Çiçek hemen harekete geçmiş ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak Ankara 7. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde konu ile ilgili yayın yasağı aldırtıvermiş.

Her şey nasıl da kolay gerçekleştiriliyor değil mi? Daha önce hem de iftira niteliğinde davalarda pek çok sanık için kimsenin onurunu, yurttaş hakkını hiç mi hiç gözetmeyen iktidar işin ucu kendilerine dokununca saatlik kararlarla yurttaşların haber alma haklarını ortadan kaldırıveriyorlar.

Sen iktidar ol; halkının ne iş, ne eğitim, ne sağlık ne de tüm öteki sorunlarını çözmek için kılın kıpırdamasın, iş gelip yolsuzluklara, vurgunlara, rüşvete, adam kayırmaya gelince aslanlar gibi kükre ortaya çık. Sen iktidar ol; halkın barış içinde yaşamasını sağlamak görevlerinin başında gelirken tam tersini yaparak etnik ve inanç kışkırtmalarında başrolü oyna sonra da iç güvenliği bahane ederek şeytanın bile aklına gelmeyecek olan binbir polisiye tedbirlere yönel. Sen iktidar ol; yurttaşların her konuda eşitliğini sağlamak görevinken bütün bunları aklına bile getirme. Sorular çalınsın, memur alınacaksa sizden kimseler alınsın sınav kazanılıp en iyi okullara girilecekse senin adamların girsin, sonra da kalk bizlere din, iman, fıtrat mavalları oku. Dün birlikte olduğun bir dini cemaati bu konuda suçla, aklınca yeni tedbirlere yönel ve bula bula alicengiz oyunlarını bularak kendi adamımı polisliğe, memurluğa nasıl yerleştiririmin derdine düş, düşmekle de kalma, Polis Kolejlerini ve Akademilerini kapat AKP İl Başkanlarının oluru ile 2 bin artı 2 bin polis daha al.

Öyle sanıyoruz ki, siz bu ülkeyi babanızın çiftliği sanıyorsunuz. Eğer sanmasaydınız ne 1000 odalı kaçak saray yaptırmaya kalkardınız ne de bu şatafatı savunmak için "Recep Tayyip Erdoğan sarayın tapusunu üstüne yapmadı ya milletin malı" demek gibi bir aymazlığa düşerdiniz. Şimdi takımınız taallükatınızla ağız birliği etmiş bu vurgun sarayını Türkiye'nin prestiji olarak açıklayacak kadar yüzsüzleşmişsiniz.

Siz bu olup bitenlere demokrasi mi diyorsunuz?

Memlekette yeşil alan komadınız imara açtınız. Yeni yeni vurgunlar vurmak ve her tarafı beton yığınına döndürmek için AVM'lerden ve termik santraller yapımında ve daha benzer pek çok konularda ÇED Raporu alınmaması için değişikliklere git. İşin özeti; binmişsiniz bir felaket atına gidiyorsunuz kıyamete ki, sizin kıyamete çıkacak olan yolunuz açık olsun ama bu ülkeye ve bu ülkenin insanlarına da aynı felaketi yaşatmak istiyorsunuz. Bunca gözü doymazlığı görünce şaşırıp kalıyor ve soruyorum; Sizin gözünüzü acaba ne doyurabilir söyler misiniz? Yoksa sizler bu doymazlıkla değil fırın yıkmak ülkeyi talan edip yerinde yeller estireceksiniz ki bunun bir hesabının olmadığını düşünmeyin beyler düşünmeyin. Şaşanız, şatavatınız ve her türlü baskı yöntemlerinizle iktidarınızı sürdürmeyi düşünüyorsanız vazgeçin bu akılsızlıktan. Sizler bu halkı sonsuz uykudaymış gibi görebilir ve de bu yüzden işadamı yandaşlarınıza sinkaflattırabilirsiniz ancak bu oyunun sonuna geldiğinizi de görün artık görün!

Yoksa kimse, bunca yılını o partide, bu partide, sonunda da AKP'de sürdüren Cemil Çiçek gibilerin alicengiz oyunları karşısında susup pusacak değildir.