TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

28 HAZİRAN 2014

Önceki gün İstanbul-Ankara yolunda bir yolcu bıçağını çekti ve Allahüekber naralarıyla yolcuların boğazını kesmeye başladı. Bu olayı gerçekleştiren kişi 24 yaşında adının A.K. olduğu söylendi ve yaklandı. Bu olayda boğazlarından ağır yaralan kişiler Abdulhay Beydar, Süleyman Süleymani ve Murat Kaya. Yolculardan birisi Suriye uyruklu. Daha sonra bu olayı gerçekleştiren kişinin uyuşturucudan sabıkalı olduğu ve akli dengesinin de yerinde olmadığı şeklinde bir açıklama basına düştü.

Daha önce de benzer olaylar yaşandı. Örneğin geçmişte Gümüşhane Barosu avukatlarından bir kişiyi öldüren kişi de ta Adana'dan gidip avukatı katletmişti de bu kişi ile ilgili de akli dengesinin yerinde olmadığına dair açıklamalar hemen arkasından gelmişti. Aynı şekilde Danıştay cinayetini işleyen Avukat Alparslan Aslan için de benzer açıklamalar yapılmıştı.

Ne var ki, bazı çevreler özellikle gerçeği karartmak için bilinçil olarak bu tür yollara başvurmaktadırlar. Madem kişi Allahuekber bağırtısı ile suç mu işlemiştir, bakılıyor ki, pabuç pahalı, hemen bir meczup açıklaması ile işin içinden çıkmaya çalışılıyor. Ne var ki, bu tür cinayet işleyenlerin bir ortak yanları var. Hepsi de suçu Allahuekber diyerek işliyorlar. Yani yaptıkları işin inançları gereği olduğunu belirten sözler söylüyorlar.

Gerçekten de bu tür suçları işleyenlerin tutum ve davranışlarına baktığınız zaman diyorsunuz ki, aklı başında bir kişi bunu yapmaz. Öyleyse bu tür suçları işleyenler delidir cezai ehliyetleri de yoktur. Ve hatta yakalandıktan sonra bir yereleri de işaret ederlerse deli oldukları için bu adamların lafına da bakılmaz. Kimvurduya giden de böylelikle gitmiştir.

Yazımızı biraz daha açık hale getirelim. Hani Suriye'de cinayet işleyen dinci El Kaide, El Nusra, Müslüman Kardeşler ve de şimdi Irak'ta aynı katliamı yapan IŞİD'çılar var ya, nasıl insan doğradıklarına bir bakın. Böylesine hunharca cinayet işleyen birilerine akıllı diyebilir misiniz? Çoluk çocuk, kadın, yaşlı demeden herkesi korkunç işkencelerden geçirip katledenlere; deli diyebilir miyiz? Eğer bunlara deli der ve olaylara bu açıdan yaklaşırsak gerçeği anlamamız olası mıdır? Değildir. Gerçek bunların sakat inançlarıdır. O sakat inançlar ki, bu kişilerin gözlerini kırpmadan hışır hışır insan kesmelerine neden olmaktadır. İnançları gereği, kendileri gibi olmayan ve yaşamayan herkes onların katında en ağır ölümü hak etmiş olanlardır. Bu şekilde doldurulan kişilerin, işledikleri cinayetin insanlıkdışılığını ya da eylemleri bilmem kimin işine yarayacakmış sorgulamaları mümkün müdür?

İşte ülkemizde iktidarda bulunan Recep Tayyip Erdoğan ve taifesinin durumu da aynıdır. Yolsuzluk, rüşvet, adam kayırma, insanlara iftira atma, vurgun, talan onlarda ama yüzlerinde hiç suçluluk duygusunun izine rastlıyor musunuz? Rastlayamazsınız. Çünkü onlar bu yaptıklarını Allah adına yaptıklarını onların ayak izinde yürüyenlere öyle kabul ettirmişlerdir ki, bunlara ne söyleseniz boştur. Böyle bir iktidarın bölgemizde isimlerini saydığım terör örgütlerini destekliyor olmaları sizce olağan değil midir? Bu iktidar önümüzdeki günlerde pekçok yerde cinayetler işleyen meczup olarak nitelendirilecek insanlar imal etmiştir. AKP'nin imali bu adamların daha büyük ve tehlikeli yöntemlere başvurmaları hiç de yadırganacak bir durum değildir.

AKP iktidarı, suçlu kişilerin ve suç odaklarının önüne yatarak onları koruma altına almıştır. İşte bu yüzden kentlerimiz, dağlarımız, yolcu otobüslerimiz, toplu taşıma araçlarımız, parklarımız, bahçelerimiz, sokaklarımız, caddeelerimiz güvensiz hale gelmiştir. İç güvenlikten sorumlu olan İçişleri Bakanlığı görevini bilinçli olarak aksattığı ve hatta yapmadığı için ülkemizde daha başka olayların da yaşanacağı gözardı edilmemelidir. İktidar her konuda olduğu gibi cangüvenliği konusunda da görevini yapmayacak kadar gözü dönmüş bir hale gelmiştir. Okmeydanı'da öldüren yurttaşımız için savcı eğer polis nefsi müdafa yapmıştır diyecek kadar haritayı pusulayı şaşırmışsa bilinmelidir ki, ortada çok büyük oyunlara ortam hazırlayan aktörler vardır. Olay başka yerde yaşanmakta vurulan yurttaş başka yerdedir. Nasıl olmaktadır da Cemevi'nin önündeki kişi polisleri nefsi müdafaya sokabilmekte ve de canından olmaktadır?

Özetle iktidarın 12 yıldır gördüğümüz hali meczup halidir. Mademki meczup halidir, dümenin de bunların eline verilmemesi gerekir. Bu nedenle her türlü insanlıkdışı olay ve olgunun yaşanmasına analık eden sistemdir, biz de o zaman sistemi değiştirirken sistemin suç makinalarını da işlevsiz hale getirmeliyiz. Yani Recep Tayyip Erdoğan Çankaya'ya çıkamamalı, Başbakanlık makamını Başkanlık Makamı haline getirmek için TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşmeleri süren torba tasarıya eklenen yeni düzenlemeyle Başbakanlık merkezindeki farklı birimlere 402 yeni kadro verilmiş. Komisyonda 70. maddede kabul edilen bir önergeyle 2011’de danışmanlık yapmak üzere oluşturulan ‘Sektörel İzleme ve Değerlendirme Birimi’ ile Başbakanlığın diğer bazı birimlerine 402 yeni kadro açıldı. Kadro dağılımına göre, başta birim olmak üzere 2 genel müdür yardımcısı, 20 daire başkanı, 380 de danışman olarak çalışacak raportör görev yapacakmış.

Yani sizin anlayacağınız meczuplara geçit vermemek için elimizden gelen her şeyi ama her şeyi yapmalı ve AKP ve Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidarına son vermeliyiz.